bu sorunun cevabını bulabilmek için sadece bu konu üzerind mikro bir yaklaşım yerine toplumsal bütün olayları kapsayan makro bir yaklaşımı ortaya koymak daha verimli olacaktır.
bazılar yüzsüzce inkar etme konusunda ne kada ısrarcı olurlarsa olsunlar deniz feneri olayının arkasında dönen pislikler bütün çirkinliği ile ortada duruyor. peki ne oldu da toplum olarak bir anda unuttuk bunu sorusu geliyo akıllarımıza.
deniz feneri davasının ülke gündemine ortuduğu zamanlarda sokaklarda sıklıkla karşılaştığımız bir tablo vardı. neredeyse kamuya açık tüm bölgelerde deniz feneri derneğinin standlarını görebiliyorduk. akıllarınca toplum desteğini arkalarına almaya çalışıyorlardı.
fakat davanın ortaya koyduğu gelişme bize işin düşünülenden çok daha kirli olduğu gerçeğini gösterdi. evet bu gün bu ülkeyi yönetenlerinde bu pislikte parmakları vardı. yönetenler toplum desteğinin de kendilerini kurtaramayacağını anladılar. peki toplumdan destek göremedikleri durumda yöneticiler ne yapar?
topluma bir korku psikolojisi pompalarlar.
sizlerden hafızalarınızı biraz zorlamanızı ve deniz feneri davası gündemden yavaş ve sinsice düşürülürken onun yerine neyin konduğunu hatırlamanızı istiyorum.
ergenekon!
toplum düzenini derinden sarsmaya ve toplumda terör, kaos ortamı yaratmayı amaçlayan, en azından öyle gösterilmek istenen bir oluşum. arka arkaya gelen tutuklamalar, açılan davalar, göz altıları, gündeme çıkan belgeler, televizyonlarda felaket tellallığı yapan yeni suratlar, gün yüzüne çıkarılan cehpanelikler.....ve hepsinin bir çıkarımı olarak toplum düzeninin tehlikede olduğu sinyalleri.
bütün dikkatleri başka yöne çek, başka bir yön yoksa bile onu kendin yarat! arkana alamadığın toplumu hukuk ve medya yolu ile korkut ve kontrolün altın al, baskı psikolojisi uygula. bu ne ilk ne de son!
kim yapıyor bunları peki?
deniz feneri pisliğinde boğulacaklarını anlayan ve bundan kurtulmak için çabalayan akp!!!
şimdi gelde ergenekondan ayrı bir yere koy bu olayı, yapabiliyorsan tabi!!
arkadaşlar bunun dinle ya da din karşıtlığı ile ilgisi yok, ne zaman anlayacaksınız.
sizce şerefsizliği, yolsuzluğu, hırsızlığı, insanların emeklerini çalanları, ekmeklerini ellerinden alanları aramak ve bunların hepsini din kisvesi altında yapmanın bedelini sormak, armak anti din ekibi olmak anlamına geliyorsa daha önünüzde çoook uzun bir yol var demektir sizlerin, insan olmak için.
hepinize bu uzun yolculuğunuzda başarılar dilerim.
sözlükteki anti din ekibi değil, kendini din'in tek koruyucusu ilan edip, kendisi gibi düşnmeyenleri
dinsiz, ateist olarak gösterip, saçmalayan bünyeleri kudurtan sorudur.
sizden çok daha fazla din'lerine sahip çıkan, yalnız bunu show malzemesi yapmayan insanları,
dinsizlikte suçladığınızda size sorarlar; haşa Allah'ın sözcüsü müsünüz?
ama yine de Bunu seviyoruz işte...
Takke'nin düşüp, kelin göründüğü o anda ki o çığlıklar, o küfürler, sig'ler, sokmalar,
.mina koymalar vs vs...
çok özür dileriz rahatsızlık verdik. madde madde her haltınızı sıraladık...
Bu arada a.k partisi'nin derken, adalet ve kalkınma partisinden bahsetmiştik.
küfür yazmak değildi amaç. bizde yalan dolan olmaz.
yazın bakalım a.k partisi, ve seçip gizli bakınız olarak işaretleyin. ortadaki noktanın
çıkmadığını ve arada boşluk olduğunu görürsünüz. gerçi bunu bilmeniz gerekirdi zaten ama,
demekki hakikaten zeka'dan zeka'ya fark var... soyut olan nesnelere küfür etmek adetimiz değil.
zaten soyut ya da somut küfür etmek hiç adetimiz değil...
küfürün kimlere yakıştığını, kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz...( heheh hep bu cümleyi kurmak istemişimdir)
a.k partisi yazarken, konuyu dağıtıp küfür etmek gibi bir amaç güdülmedi. yanlış olan bir
değerlendirmeyi düzelttik. ak parti diye bi açılımı yok zira. ya a.k partisi yazılır
ya da akp. ha onu da bilmiyorsanız, açarsınız tdk'yı kısaltmalara bakarsınız.
beyinlerimizi kullanarak tartışmayı, saygı çerçevesi içinde yaşamayı biliriz.
ağız dolusu küfürler ederek, üste çıkmaya çalışmayız.
ama herkes hakettiği gibi yaşasın. çokta fazla enterese etmiyor...
O sizin adını kalkan olarak kullandığınız yüce Allah, kimin ne mal olduğunu çok iyi biliyor...
hadi bu dünya'da çalındı, çırpıldı, yenildi de,
ahiret'te nereye sığdırıcaksınız koskoca deniz feneri'ni kuşkumuz var...
sözlükteki anti din ekibi tarafından halen aranmakta diye cevaplanan soru.
hani hayalgücümün geniş olduğunu, çok fazla ütopik düşüncelere daldığımı düşünür yok artık derdim kendime de, sözümona eleştiri mahiyetindeki yazıları okudukça "ben kuş, onlar dünya, harcanıyorsunuz burada nokta" diyorum.
kendisine başlık altında yer alan telefon numarası üzerinden ulaşabilirsiniz. yoksa buraya boş boş yazıp kendisinden cevap beklemeniz ne kadar akıllı olduğunuzu gösterir. ha deniz feneri derneğiuludağ sözlükte şube açıp yazar tayin ettiyse ona sözüm yok, gelir nurullah bey belki özel mesaj ile ilgilenenleri cevaplandırır.
sidik yarışı adına eleştirdiğini zannedip bok atanlara ilgililerden telefonla bilgi almaları tavsiye olunur.
ha pardon bir de söylemeden edemeyeceğim iki-üç şey var başlığın son halini görünce:
-ingilizce eğitim cd'leri ne alırsan 1 milyoncularda satılıyorda bizim mi haberimiz yok be kuzum,
-cd'leri onlar biliyor hangi münasip yere nasıl yerleştireceğini merak etmeyiniz, onlar yerleştirmiş ki birileri acısından burada sığ zihniyetlerini sergilemekten çekinmiyorlar.
-içinden geldiği gibi amına koduğum yazsalar birileri ne güzel olur. harflerin arasını açıp şark kurnazlığı ile siyasal olarak faşist görüşte olduğunu belli etmek. kaldı ki siyasal olarak hiçbir görüşü benimsemeyen benim gibi birine.
dediğimiz gibi, başlıktaki soruların muhatabı ben değilim, ilgili kurumun yetkilileri ile görüşerek rahatlıkla bilgi alabilirsiniz. ha şu bir gerçek ki telefon açtığınızda takır takır yüzünüze tokat gibi alacağınız cevapları duymaya götünüz yemediği için burada izmir keranesinden kovulan orospu misali ancak çemkirirsiniz.
hakkında ispatlanan şey türkiye deniz feneri ile tam organik irtibata haiz olmayan deniz feneri e.v.nin bağış aktarımlarındaki kayıt eksikliği olduğu; amiyane ama sarih ifade ile: 'para yeme, yolsuzluk vakası' olmadığı halde süper dürüst(!) doğan medyasının haberleri(!) yüzünden olan garibana oldu! oldu; yazık oldu vessselam; bu yıl, geçen yıl deniz feneri'nden ayni veya nakdi yardım almış tam 538 bin insan yardım alamadı...
(bkz: aferin)
deniz fenerini fethullahçı diye niteleyenlerin * cevap olarak hala atıp tutabildiği ve dolayısıyla nereye kapatırsak kapatalım "rehabilite" olamayacaklarını ifade ettikleri soru cümlesidir. fethullah tutturamayınca nurullah derler. o da olmazsa karpuzu kabuğuyla yerler. ne de olsa dertleri din ve dindarlar iledir. göstermelik dine saygı nutuklarının karpuz çekirdeği kadar değeri olmayacağını dahi bilemezller.
zırvalayıp saçmalayanlara not: inanmıyorsanız bağış yapmayın, elinizde belge varsa savcıya gidin. siz beceremiyorsanız ergenekonun avukatının partisine verin o gitsin. sözlüğü çamur deryasına çevirmekle birşey elde edemezsiniz. bunu bilin yeter.
öncelikle deniz feneri derneği iyisi ile kötüsü ile halen var olup işlerini sürdürmektedir. burada sorgulanan deniz feneri değil, bu derneği kendi çıkarı için kullanan haydutların akıbetidir. alman hükümeti bunlardan birkaçını yakalamış ve ardından bu soruşturmanın türkiye'de devam etmesini istemiştir. zira görünen o ki, iş, türkiye'nin en saygın kurumlarına kadar gitmektedir. işler oldukça ciddiye binmiş, sağdan solan istifa sesleri yükselmeye başlamıştı. peki sonra ne oldu?
günün birinde bir kente sirk gelmiş. herkes hayran hayran gösterileri izlerken, birkaç hırsız, insanların dalgınlığından faydalanıp cüzdanları yürütmeye başlamış. bir gün iki gün, hırsızlar baya köşe olmuş. üçüncü gün, herkes ipteki cambazı seyrederken bir adamın cüzdanını almak ister hırsız, tam o sırada adam işkillenir ve hırsızı kolundan tutar, hırsız hemen yukarıyı gösterir, beyamca, cambaza bak cambaza, adam tekrar cambazı seyretmeye döner, cüzdan gitti, gider.
cambaza bak demenin bir örneği için; dünya krizler ile çaklanırken mühim bir adamın tek derdinin, ramazan bayramına, şeker bayramı diyenler olması. bunun yarattığı tartışma ortamı.
Öncelikle bazı şeylerin altını doğru çizmeliyiz.
herhangi bir siyasi ideoloji'nin, ya da herhangi bir siyasi parti'nin, ya da herhangi bir dini
örgütlenmenin içinde bulunan insanlardan, objektif bir tanımlama beklememiz zaten pek normal
olmazdı. Burada anlatılmak istenen olay ile yazılanlar arasında dağlar kadar fark var.
yani televizyonda izlediğimiz a.k partisi vekilleri'nin veya üst düzey bürokratları'nın uyguladığı
taktiğin bire bir kopyasını görüyoruz.
"Deprem olduğunda kızılay'dan önce bölgeye intikal etmek" türkiye cumhuriyeti'nin resmi yardım organına bok atmak olmuyor öyle mi? yani daha iyi, daha hızlı olduğunu iddia ederken, kendini kıyasladığın kuruluşun,
ağır, bir halta yaramayan gereksiz bir kurum olduğunu anlatmaya çalışmıyorsunuz öyle mi?
bu başlığın altında, yazılanları okuyamadığını iddia etmenizden daha komik olan bir durum vardır ki,
o da kendi kendini ele vermektir. YAhu güzel dostum, arkadaşım...MAdem Kızılay ,sandıkta çürüyen çadırlar var,
yeni, güzel çadırlar alınması gerekir, topladığın paralardan ver kızılay'a alsın yeni çadır.
topladığın paralardan ver Kızılay'a daha güzel giyecekler alsın.
Kızılay halkın desteğini de arkasına ala bir kurum değil midir?
deliler gibi okul sıralarında kızılay pulları satmadımı bu bünyeler. 6 yaşında 7 yaşında
yardımlaşmayı, paylaşmayı, kardeşliği öğrenmedi mi?
senin deniz fenerin mi vardı o zamanlar ? senin yobaz bünyelerin mi vardı o zamanlar?
zevk alırdık din derslerinden... zevk alırdık cuma namazları ndan...
Babamızın götürdüğü teravih namazlarından zevk alırdık. saatlerce susamlı pide kuyruklarında beklemekten,
çocuk aklımızla, "çocuk orucu" tutmaktan zevk alırdık. Yeri gelir babamızla da içerdik.
Yeri gelir 2 kurban kestiysek, birini derisini thk'ya verir, diğerini caminin bahçesinde
bilmem ne yapılacak diye güzelleştirme derneklerine verirdik. aklımızda ne soru işaretleri olurdu,
ne de "ulan bunlar parayı ne yapıyor" sorusu. insanlar güven içinde yaşarlardı.
kimse kimsenin kuruşuna bakmaz, herkes mütevazi bir hayat sürerdi. Aslanlar gibi
cumhuriyetçi ve bir o kadar da dinine bağlı olan bir ailenin çocukları değil miydik?
siz mi getirdiniz bu ülke'ye müslümanlığı, siz mi öğrettiniz insanlara yardımlaşmayı?
Böyle kameralar karşısında mı yapılırmış eskiden yardımlaşmalar? ezilirmiymiş insanlar?
--spoiler--
(07-10-2008 20:30-20:35 arasında 0212 414 60 60 numaralı telefondaki nurullah isimli kişi ile yapılan görüşmedir.)
--spoiler--
hem bir siyasi ideoloji'nin sitelere dağılmış kalkan niyetine kullanılan ücretli kalemşörü olup,
hemde şizofrenolmak böyle bir durum galiba. kendi kendine sorular sorup cevaplamak...
Nurullah bey'e sevgiler. Benim de bir kaç sorum olacak nurullah bey'e;
tarzı yapılan etkinlikler, çığırtkanlığını yaptığınız a.k partisi'nin asli görevleri arasında
olması gereken bir durum değilmidir? toplanan paralar neden buralara bilmem kaç trilyon harcanmış
gibi gösterilmektedir?
Halk eğitim merkezleri ne skime yaramaktadır? amacınız devlet içinde devlet kurup her yapılan
yardımı, etkinliği vs vs yi, dini kullanan bir zihniyete bağlamak mıdır? halk eğitim merkezleri
kapatılsın öyleyse. kızılay gibi, thk gibi...
sizin feneriniz sizin derneğiniz herşeyden hızlı nasılsa...çalıp çırpma konusunda olduğu gibi...
Nurullah bey; yine faaliyet raporları içinde belirttiğiniz, eğitime destek başlığı altında
izmir ilinde milli eğitim bakanlığı na bağlı olan yardım yapılan
* izmir Saadet Onart ilköğretim Okulu
* izmir Karşıyaka imam Hatip Lisesi
* izmir Cennet çeşme ilköğretim Okulu
* izmir Emir Sultan ilköğretim okulu
radikal dinci bir kadrolaşma içinde olan okullar mıdır?
Buralara yaptırılan kütüphanelerde neden dini ağırlıkta kitaplar vardır?
Nurullah Bey;
faaliyet raprolarınıza göre Bosna'da ek bina yapımı için o 500.000 euro verdiğiniz cemil biyediç üniversitesi, fethullah gülen'in okullarının uzantısı mıdır değil midir? fethullah gülen'in izmirde cami imamlığından emekli olduktan sonra, emekli maaşıyla
yaptırdığı dünya genelindeki yüzlerce okul, işletme, şirketler ve holdingler'e de
"eğitime destek" adı altında para aktarıldı mı? sadece merak...
Nurullah Bey;
Etiyopya da 500.000 dolar aktarılarak yaptırılan okul? fethul...?? yok canım...olmaz öyle şey...
Nurullah bey;
yine faaliyet raporlarınızda adı geçen, makedonya iştip şehrindehamidiye medresesi ne yüzbinlerce
euro aktarılmış. ama tamamen ilim için, fen için, kültür ve eğitim için değil mi? dinle uzaktan yakından
alakası yok? yeni yeni kalemşör yetiştirip, fethullah hocanızı deliler gibi savunacak yeni askerler
ortaya çıksın diye değil...
Nurullah bey; 8 yıl içinde toplam 400.221 aile'ye ulaştığınızı faaliyet raporlarında
gösterip,Almanyada'ki omurganız patlak verince, insanlara bu yıl 536.362( küsüratlı sallamak )aile
yardım alamadı denilerek sms yollayıp dilenmek komik değil mi?
Nurullah Bey; siyasi omurganız olan a.k partisi'nin övünerek salladığı "köy-desprojesi hayata geçirildi
şunları yaptık, bunların üstünde zıpladık" atıp tutmalarının içinde mi bu 303 köye yaptığınızı raporlarınıza
geçtiğiniz ve 80 trilyonluk yardımın içinde olan kısım?
yeni doğan çocuklar için yapılan "hoş geldin bebek" kampanyanızı takdir ederim.
lakin 115 bebeğe 313 milyar'lık yardım ?
bebek başına 2.5 milyar'a yakın tulum, bebek bezi, t-shirt? vay be...
yeşil kart kullanan ailelerin çocuklarına bu kadar bebek bezi çok değil mi nurullah bey?
ne yiyiyor ki bu çocuk ne çıkarsın?
2479 okulda 97769 yoksul öğrenciye, maliyeti trilyon'u geçen ingilizce eğitim cd seti dağıtmışsınız.
tebrik ederim nurullah bey.
0212 414 60 60 no'lu telefonunuzdan muhtemelen sürekli arıyorlardır sizi,
nurullah amca nereye sokucaz bu cd leri şeklinde...
konya'da, Afyon'da, Muş'ta, Bilecik'te, Manisa'da ve saymakla bitiremeyeceğim bir çok köy'de, su şebekeleri
çekip, köylere su gitmesini sağlamış deniz feneri nurullah bey. vayy bee nurullah bey...
Artık tatmin oldum Nurullah bey... Hemen şimdi yardım için sms yollamaya ve yollatmaya başlıyorum.
meğer devletimiz bi skim yamıyormuş Nurullah bey. Siz bizim görünmez kahramanımızmışsınız...
tertemiz bir yardım derneğiymiş işte...Kombassan gibi, ihlas gibi, adaletli kaldırma partisi gibi...
neden coştunuz ki? neden hakaret? padişahımıza benzettim birden? gerçi o burada yazamaz, 10.nesil silik...
Bence siz yapmayın bize rehabilitasyon merkezi'ni. Nurullah bey'i arayın o yaptırır. Üstelik uganda ya da malezya'da yaptırır-ki, bilmem kaç milyon euro'da o iş için yazar...
Ama yine de haklısınız...Gerizekalı olmasaydık, babamızihalelere girer, dini görüntü amaçlı kullanır, bizde bmw'lerle, mercedes'lerle gezer,böyle sözlük ortasında kıçımızı yırtmazdık...
"deniz feneri derneği Fethullah Gülen ve ekibinin kasasıdır." diye zırvalayan bir şahsın soruya cevap olarak sunulan "yerinde duruyor" ifadesine kulp takmaya kalktığı sorudur. Fethullah Gülen cemaatinin kurduğu dernek farklı bir dernektir. Allah diyen her Müslümanı Fethullahçı diye damgalayan cahiller, devlet makamlarının ve uluslararası denetim kuruluşlarının düzenli denetiminden geçmiş bir yardım derneğini kanunlara aykırı olarak bir televizyon kanalına yasadışı yollarla 3 milyon dolar (4 trilyon) aktaran ve bu yüzden yargılanmakta olan bir siyasi parti ve liderinin goygoyculuğuna kapılarak suçlamaktadır. varsa elinizde bir delil buyrun yayınlayın. yoksa susun da daha fazla yerin dibine girmeyin.
not: itiraf ediyorum cahil şahsın gönderme yaptığı şekilde Deniz Feneri'nin içini ben boşalttım. Tüm yardım paralarınızı cukkaladım. Dernek hakkında ortada bir delil olmadan iftira atan gerizekalılar için özel bir rehabilitasyon merkezi yaptıracağım. Tedavi olmasalar bile bir yere kapatılmış olurlar ki hiç olmazsa vatana bir faydası olur. O özürlüler de ortada dolaşmamış olur.
not 2: deniz feneri ile ilgili hiçbir belge sunmadan dile getirilen iddialar ergeneon soruşturmasını gölgelemeye yetmez. ergenekonun avukatı olan parti lideri ne kadar çabalarsa çabalasın bu milletin iyilik duygusu yok edilemez. deniz feneri gider başka bir kurum gelir. ne birileri o şekilde iktidar olabilir ne de bu milletin yardımseverlik duyguları körelir.
eskisi kadar olmasa da "halen daha aç, muhtaç insanlara yardım etmeyi sürdürüyor" şeklinde cevabı olan soru cümlesi.
--spoiler--
allahaşkına türkiye'de resmi yardım derneği varken, kaçını destekledi a k partisi( adalet ve kalkınma )?
kizilay'a yardım yapılsın diye çılgınlar gibi yazdımı burda yobaz bünyeler bugüne kadar?
kurban bayramlarında kur-an kurslarına mı topladılar derileri yoksa THK'ye mi? deniz feneri
deprem olduğunda kızılay'dan önce yetişmişmiş, elinde daha fazla malzeme varmışmış...
Sen turkiye cumhuriyetinin resmi yardım örgütüne tabir yerinde ise bok atacaksın,
deniz feneri ondan iyi diyeceksin, sonra ben senin bu söylediğinde art niyet aramayacağım öyle mi?
ver o zaman elindeki kızılay'a, alın biz yardım topladık de? bunlarla çadır alın, giyecek,
yiyecek alın dağıtın hak sahiplerine, kimsenin kafasında da
şüphe kalmasın de? desene böyle???. haa devlet nerden bilecek dimi fakir olanı?
gerizekalı çünkü devlet?
yardıma ihtiyacı olanı bilmez. bir siz bilirsiniz herşeyi...
peygamber torunusunuz ya, sihirli kürenizde var...
varsa yoksa deniz feneri...
eğri oturup doğru konuşmak aynı zamanda da eşekte taşak aramamak lazım diye düşünüyorum.
(bkz: #3998453) entry'de belirtildiği üzere kızılay hakkında;
deprem olduğunda kızılay'dan önce bölgeye intikal ettiğini belirttik. aksini söyleyen beri gelsin bi zahmet. biz laf sokmak adına burada çaba gütmüyoruz. biliyoruz, yetmediği yerde okuyup, araştırıp elimizde sağlam argümanlarla insanları yanlış yönlendirmelere sebebiyet vermemesi için bi takım yobaz(!) bünyelerin çaba gösteriyoruz.
kızılay'a yardım yapılsın diye burada çılgınlar gibi bağırmadık çünkü kızılay'ın kendine ait döner sermaye işletmeleri, iştirakleri mevcut ve gelirleri gayet yerinde olan bir kurum. hem bağış alıyor, hem de işletmeleri mevcut. aynı zamanda kan bankası yoluyla da gelir sağlamakta bu kurum.
elindeki malzemenin fazlalığı azlığı değil, kullanılabilirliğiydi bizim serzenişimiz. yoksa benim dedemin çadırı da sandıkta duruyor, elini sürsen cart diye yırtılır. sizin zihniyete göre bizde çadır var mı ? var. ne kadar işe yarar ayrı mesele. o hesap yani.
kurban derileri ile ilgili olarak deniz feneri derneği ile yapılan telefon görüşmesinden alınan bilgi:
- deniz feneri derneği kurban derileri ile ilgili kendi iştiraklerinde mi değerlendirme yapıyor ? yoksa herhangi bir kuruma bağıştı mı bulunuyor ?
- kendisi değerlendiriyor.
- kendisi değerlendiriyor derken ?
- kurban bayramı sonunda elde bulunan deriler için ihale yoluyla satım yoluna gidilir. ihale açılır ve en yüksek bedelle satılır, elde edilen gelir bizim aracılığımızla muhtaç kişilere ulaştırılır.
(07-10-2008 20:30-20:35 arasında 0212 414 60 60 numaralı telefondaki nurullah isimli kişi ile yapılan görüşmedir.)
şahsen kızılay'a bok atmaktan ziyade yöneticilerinin yetersizliği konusunda eleştiride bulundum. sikko medyamız ve birçok sözlük yazarının deniz feneri derneğine yaptığı'nın adı bok atmak'tır. kaldı ki o dönem yapılan yoğun eleştirilerden sonra kızılay yönetimi kendine çeki düzen vererek elindeki yardım malzemelerini her zaman dönüşüm içinde tutma yoluna gitmiş, depolama süresini bir ömürden 2-3 yıl gibi kısa zamanlara indirmiştir. sadece felaket zamanı yardım yapan bir kuruluş olmak yerine yardıma muhtaç olan her yere her zaman imkanları dahilinde yardım ulaştıran uluslararası bir yardım kuruluşu olma yolunda daha kararlı adımlar atmıştır.
yardıma muhtaç olan kişileri devlet adına belirlemek için en küçük idari birim amiri konumundaki mahalle muhtarları görevlidir. muhtarlar zamanında devletin bağlısı diğer yardım kuruluşlarına gittiklerinde muhatap bile alınmadıklarından dolayı haliyle bu konuda daha bi insancıl olup, işlerliği daha bir pratik olan deniz feneri derneği'nden yardım istemiş, muhtaç insanlara da yardım edilmiştir.
şimdiki dönemde bu eylemleri kızılay'da, mehmetçik vakfı'da, türk hava kurumu'da, çydd'de gerçekleştirmekte. o günlerden bu güne çok şey değişti yönetim anlamında hepsinde.
şu kabul edilmelidir ki, deniz feneri derneği bu ülkede yardım için kurulmuş derneklerin unutmaya yüz tuttukları vasıflarını yerine getirme işlerinde epey bi yüzlerini kızartmış, kendilerine gelmelerini sağlamıştır.
yaşanan hiç bir gerçeği de değiştirme gibi yeteneğiniz yok malesef, tıpkı yazılanları doğru okuyup anlayamadığız gibi.
cevabı "yerinde duruyor" şeklinde mesaj giren bünyenin, banka hesaplarında mı acaba diye cevap verilesi durum.
Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Adalet(?!!!) Bakanımız m.ali Şahin Frankfurt Başkonsolosluğuna
posta ile başvuru yapımış.
şurda yerel seçimlere 6-7 ay kalmış, elbetteki posta ile başvurulacak.
bizim posta'yı da elvan abiyiylilegessesesese'ye vermişler hızlı götürsün maksadı ile,
lakin -beyaz rusya tarafından götür, hem temiz hava alırsın hem için açılır demişler...
deniz feneri derneği fethullah Gülen ve ekibinin kasasıdır. burda delicesine deniz feneri çığırtkanlığı
yapan bünyelerde, aynı karenin parçalarıdır. kimse gelip hikaye anlatmasın yüzyılın iyilik hareketi
hede hödö şeklinde. siz mi kurdunuz bu cumhuriyet'i, siz mi doyurdunuz açların karınlarını.
önce kendi mal varlıklarınızın hesabını verin, sonra iyilik hareketi geyiklerine girin...
allahaşkına türkiye'de resmi yardım derneği varken, kaçını destekledi a.k partisi( adalet ve kalkınma )?
kızılay'a yardım yapılsın diye çılgınlar gibi yazdımı burda yobaz bünyeler bugüne kadar?
kurban bayramlarında kur-an kurslarına mı topladılar derileri yoksa THK'ye mi? deniz feneri
deprem olduğunda kızılay'dan önce yetişmişmiş, elinde daha fazla malzeme varmışmış...
Sen türkiye cumhuriyetinin resmi yardım örgütüne tabir yerinde ise bok atacaksın,
deniz feneri ondan iyi diyeceksin, sonra ben senin bu söylediğinde art niyet aramayacağım öyle mi?
ver o zaman elindeki kızılay'a, alın biz yardım topladık de? bunlarla çadır alın, giyecek,
yiyecek alın dağıtın hak sahiplerine, kimsenin kafasında da
şüphe kalmasın de? desene böyle???. haa devlet nerden bilecek dimi fakir olanı?
gerizekalı çünkü devlet?
yardıma ihtiyacı olanı bilmez. bir siz bilirsiniz herşeyi...
peygamber torunusunuz ya, sihirli kürenizde var...
varsa yoksa deniz feneri...
bakın biz size yardım ettik!.. ee artık sizde islami bir partiye oyunuzu verirsiniz,
böylelikle devletin üst kademelerini ele geçirdikçe, ihaleleri paylaştıkça,
herşeyi peşkeş çektikçe, sizde kazanırsınız bizde...
nedir yahu bu deniz feneri sevdası? light hause nedir yani..? deniz feneri=ışık evi... ışık evi? fethullah gülen cemaatinin, beyin yıkadığı, "allaaah allaaah" diyerek dinimizi sahiplendiği,
sözde durumu olmayan çocukları eğitiyor gibi görünüp, kendine asker yetiştiren, robot yetiştiren
eğitim kurumları...
içleri o kadar insan sevgisi ile doludur ki 20 bin sivili öldüren faşist iftar yemeğine davetli...
üstelik sayın cumhurbaşkanıyla aynı masada oturuyor.
hadi diyelim bu bir tesadüf... peki o adamı oraya davet eden kim? neyin iftarı bu? neyin sevabı?
deniz feneri yüzyılın iyilik hareketi değil, yüzyılın karartma hareketidir.
Ama halk, sandığınız kadar aptal değildir... En azından %70'i değildir.
bir vakit gazetesi yazarı yazmıştı, ismini vermeyeceğim. ismini yazarsam burası kirlenir. bunu yazan şeriatı müslümanlığı savunan birisi. bunun gibileri yüzünden dininden soğuyor millet. şöyle yazmıştı. önce hırsızın kim olduğuna bakarım. bizden mi onlardan mı. eğer bizdense sahip çıkmaya çalışırım. hırsız müslümansa iyidir. yani hesap o hesap kendi hırsızımıza sahip çıkma hesabı.
cevabı "yerinde duruyor" olan sorudur. deniz feneri derneği siyasi amaçları uğruna türlü iftiralarla insanımızın yardımseverliğini baltalamayı hedefleyen iç ve dış mihraklara inat yüzyılın iyilik hareketi olma sloganının gereğini yerine getirmeye çalışıyor. hiltoncu patron medyasının, partisinin hesaplarını, kanaltürk'e aktarılan paraları ve malvarlığını açıklayamayan siyasi parti liderinin çamur atmaya kalktığı defalarca resmi ve uluslararası denetimden geçmiş bir dernek olma özelliğini koruyor.
deniz feneri ve üstlendği yardımseverlik misyonu hadi bazı dış mihrakların siyasi hesaplarıyla çelişiyor, fener onlara batıyor da içerdekilern neresini ne acıtıyor diye düşünmek lazım geebilir.