bu sorunun cevabını bulabilmek için sadece bu konu üzerind mikro bir yaklaşım yerine toplumsal bütün olayları kapsayan makro bir yaklaşımı ortaya koymak daha verimli olacaktır.
bazılar yüzsüzce inkar etme konusunda ne kada ısrarcı olurlarsa olsunlar deniz feneri olayının arkasında dönen pislikler bütün çirkinliği ile ortada duruyor. peki ne oldu da toplum olarak bir anda unuttuk bunu sorusu geliyo akıllarımıza.
deniz feneri davasının ülke gündemine ortuduğu zamanlarda sokaklarda sıklıkla karşılaştığımız bir tablo vardı. neredeyse kamuya açık tüm bölgelerde deniz feneri derneğinin standlarını görebiliyorduk. akıllarınca toplum desteğini arkalarına almaya çalışıyorlardı.
fakat davanın ortaya koyduğu gelişme bize işin düşünülenden çok daha kirli olduğu gerçeğini gösterdi. evet bu gün bu ülkeyi yönetenlerinde bu pislikte parmakları vardı. yönetenler toplum desteğinin de kendilerini kurtaramayacağını anladılar. peki toplumdan destek göremedikleri durumda yöneticiler ne yapar?
topluma bir korku psikolojisi pompalarlar.
sizlerden hafızalarınızı biraz zorlamanızı ve deniz feneri davası gündemden yavaş ve sinsice düşürülürken onun yerine neyin konduğunu hatırlamanızı istiyorum.
ergenekon!
toplum düzenini derinden sarsmaya ve toplumda terör, kaos ortamı yaratmayı amaçlayan, en azından öyle gösterilmek istenen bir oluşum. arka arkaya gelen tutuklamalar, açılan davalar, göz altıları, gündeme çıkan belgeler, televizyonlarda felaket tellallığı yapan yeni suratlar, gün yüzüne çıkarılan cehpanelikler.....ve hepsinin bir çıkarımı olarak toplum düzeninin tehlikede olduğu sinyalleri.
bütün dikkatleri başka yöne çek, başka bir yön yoksa bile onu kendin yarat! arkana alamadığın toplumu hukuk ve medya yolu ile korkut ve kontrolün altın al, baskı psikolojisi uygula. bu ne ilk ne de son!
kim yapıyor bunları peki?
deniz feneri pisliğinde boğulacaklarını anlayan ve bundan kurtulmak için çabalayan akp!!!
şimdi gelde ergenekondan ayrı bir yere koy bu olayı, yapabiliyorsan tabi!!
arkadaşlar bunun dinle ya da din karşıtlığı ile ilgisi yok, ne zaman anlayacaksınız.
sizce şerefsizliği, yolsuzluğu, hırsızlığı, insanların emeklerini çalanları, ekmeklerini ellerinden alanları aramak ve bunların hepsini din kisvesi altında yapmanın bedelini sormak, armak anti din ekibi olmak anlamına geliyorsa daha önünüzde çoook uzun bir yol var demektir sizlerin, insan olmak için.
hepinize bu uzun yolculuğunuzda başarılar dilerim.
yeni harman dergisi eylül- ekim- kasım sayılarında ıcıgı cıcıgı işlenmiş bir konudur deniz feneri! yandaş medyaya göre hiç olmayan bir hadise, istediğini alamayıp çamura yatan dogan grubunca duruma göre yayınlanıp duruma göre yayınlanmayan bir konudur. maliyeden kallavi bir ceza yedikleri için bu aralar bayağı kurcalanacağı kesindir dogan grubu tarafından...
hu hu deniz feneri nerde
dağa kaçtı ?
hu hu deniz feneri nerde tyb aldı götürdü satıp geri getirmedi.
hu hu deniz feneri nerde devlet bakanı tercüme beklerken kaybetti.
lalalay lalalaay lalalalay
(bkz: bu masal da böyle bitti.)
etrafında kendilerine yardım kampanyaları ile bağışta bulunan bilumum şirketler tam gaz faiz yiyip, tefecilere peşkeş çekmektedirler...
canı yananların gözyaşları ile biriktirilen faizlerle Allah rızası için deniz fenerine bağış yapılmakta, adalet mahkeme salonlarında tam gerçekleşmese bile aldıkları ahlar hepsini sıfırlayacaktır.