mükremin : ya seni seviyorum da seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum. hani eskiden seni sevmenin birbirimizi sevmenin değişik gevrek bir tadı vardı, seni güldürmenin lezzeti damağıma yerleşir orada mutlu mesut yaşardı. yani bir şey olduğu vakit ilk bunu koşayım gideyim asumana gideyim tarzı haberci telaşı olurdu.
asuman : şimdi ne oldu peki ?
mükremin : bilmiyorum asuman , bilmiyorum. kalbim bir kuyunun dibindeki bir suyun içinde nefes almaya çalışan bir gariban. yukarı tırmanmaya çalışıyor ama ne yapsın; kuyunun duvarları düz. kuyunun duvarları ıslak.
spartakist vedat: bak, senin adın neydi?
tombalak: tombalak derler bana.
spartakist vedat: tombalak mı, o nedir öyle?
tombalak: e şişmanım ya... o yüzden.
spartakist vedat: insanların dış görünüşüne bakıp alaycı isimler takmak lümpence bir tavır, benimsemiyorum!
tombalak: efendim?
spartakist vedat: gerçek bir adın yok mu senin?
tombalak: valla, yok galiba...
spartakist vedat: hay allah... neyse direnç biz işimize bakalım.
tombalak: direnç mi? o da ne be?
spartakist vedat: sana taktığım isim. heheh, tombalak'tan iyi, öyle değil mi?
Star'da başlamıştır. Şimdiki komedilere bakınca altın gibi parlıyor. Şikayetlenince bize boomer diyorlar ama göz var izan var be kardeşim. Bir şu şahesere bak, bir de şimdiki osurmalı sıçmalı tükürmeli tokat atmalı komedi(!)ye.
-Kimse bilmez Feriştah neler çekiyor. Dışı seni yakar ama içimdeki bronz gerçeği hiç kimse bilemez. Allah seni inandırsın, tam 12 yıldır evliyiz ama Numanla cinsel hayatımızı küçük bir kağıda yazabilirim, hem de tüm detaylarıyla birlikte.
her sene ramazan ayında baştan sona izlemeye çalıştığım ve bir türlü bitiremediğim sitcom dizidir. devekuşu kabareden sonraki en iyi tiratlara sahiptir.
100'lerce güzel oyuncuyu ortaya çıkarmıştır zamanında fakat ferhan şensoy'un tiyatrolarına göre oldukça zayıftır. aslında dizi tiyatro karışımı ara form olduğundandır belki de.
feriştah yengesiyle, saldıray abisiyle, vampir irfan'ı, eyvah nejdet'iyle güzeldi be yine de.