an itibariyle çok eskilerden bir bölümü yayınlanan güzel program.
mükremin: sizin köyün muhtarının ismi burçin miydi?
feriştah yenge: evet ne enterasan dimi? hadi sarılalım.
tekrarları turkmax kanalında yayınlanmaya başlanan olağanüstü dizi.
90'larda çocuk olan birçok kişinin ailesiyle izlediği eğlenceli bir televizyon programı olmaktan çok daha fazlasıydı. 90'lar jenerasyonunun kaliteli mizah anlayışına sahip olmasında ciddi etkisi olmuştur.
Şahsi kanaatimce de yılmaz erdoğan'ın -önce tiyatro- anlayışıyla yaptığı ilk ve son icraatıdır.
'alo buyrun ben lütfiye fıdıllıoğlu!'
repliğiyle akıllarda kalan ; şuan da turkmax ta eski bölümleri dönen , hala tekrarları bile keyifle izlenen tiyatromsu dizi.
bir bölümünde şöyle bir diyalog cereyan etmiş dizi;
mükremin in babası: gel lan buraya eşşek herif çekeceğim o kulaklarını *
mükremin: baba çek elini allahını seversen ya, tutmakta olduğun o kulak otuz yaşında!
türkmax adlı kanalda yayınlanmakta bu güzide dizinin bölümleri.hala çok çok güzeller ve hala -geniş aileyi saymazsak- bu dizideki orjinalliği yakalabilen, geçen, geçebilecek olan başka bir dizide yok.muhtemelen olmayacakta.
asuman:beni artik sevmiyorsun, oyle mi?
mukremin:seni seviyorum da seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum. eskiden seni sevmenin, birbirimizi sevmenin yesil gevrek bir tadi vardi. seni guldurmenin lezzeti damagima yerlesir, orda mutlu mesut yasardi. bisey oldugu vakit ilk is hemen bunu gidip asumana soyleyeyim tarzinda bir haberci telasi olurdu.
asuman:simdi noldu peki?
mukremin:bilmiyorum asuman bilmiyorum. kalbim bir kuyunun dibindeki suyun icinde nefes almaya calisan bir gariban. ama napsin, kuyunun duvarlari duz, kuyunun duvarlari islak.
mükremin: valla bekliyorum, bekliyorum; inanasım gelmiyor!
****
bir bölümde de mükremin eve sarhoş gelir;
"şimmmdi ben rakhı mı kokayımmm, sarmmısak mı? onu düşüüyorrummm..."
****
mükremin in sürekli kız kardeşine, "ne dedi bu, kötü bişey dedi!" diye çıkışması, "fıdıllıoğulları" nağrasını atması, turbişonun durmadan göz kırpıp "şşşşt" demesi, fadıl ın ablasının "bunu biliyor muydun?" la biten cümleleri, göçmen kadının dedikoducu komşularına geçirdiği kapaklar, eyvah necdet in sürekli hayvanlar aleminden yola çıkarak kurduğu mafya-vari aforizmalar, durmadan zırt pırt çıtır ailesinin bir kapısının, bir telefonunun çalması, annenin saflıkları ve -rahmetli- babanın "ulannnn benn seniiiii..." diyerek mükremin e girişmesi, ve tiplemelerin bir o kadar da bizden, 90'lı yılların yaşantısından kopup gelmesi ayrı bir duygu yaratıyor şimdi bile insana...
mükremin in babası bir ara greve katılır mesela, maaşında kesinti olur, sıkışırlar. fadıl ın elindeki cep telefonu o zamanların son teknolojisidir. laz bakkal da doksanlarda kalmıştır artık, market zincirlerinin yaygınlaşmasıyla, çıtır ailesinin evine telefon bile yıllarrr sonra bağlanır. delikanlı pavyon şarkıcısı züleyha bir bölümde "sezen aksu dan şarkı istemeye" yeltenir, o zamanlar sezen aksu dan onay almak, diploma almak gibi bişeydir. lütfiye nin çocuğu olduğunda annesi yıllar önce onları kundakladığı bezi bulur getirir, tutturur "bebeği de kundağa sarıcam" diye, mükremin kanepede kıvranır uyur hep. bir de mükremin in her ortama meşhur bir girişi vardır;
"hörmetler!"
başlı başına bir fenomendir bir demet tiyatro, star tv nin evvel zaman güzelliklerinden birisidir.