eski bölümleri daha bir yarardı denilen dizidir.. evvelden, saldıray abi vardı ve süperdi.
-güzelim yeni bi ekiz yatah aldım.
+ee?
-dinemeh istersen??, hem yeni albüm işinide konuşmuş oluruh.
+ama saldıray ben evlendim.
-senin bacıyın numarası kaçıdı?
reklamlarında görüldüğü üzere yeni bölümünde de bu sefer sıla'yı tiye alacak olan dizidir. şu sıralar ekranlarda olan tüm dizileri elden geçirecek mi acaba sorusunu akıllara getiriyor.
bir demet tiyatronun şu anda yayınlanan bölümleri için şunu düşündüm hep..muhakkak yaşanmış bir şeydir hepimiz için..baba vardır,siz küçüksünüzdür..sizi güldürür,size şakalar yapar ve çok hoşunuza gider,mutlu olur ve çok gülersiniz babanızın sizi güldürmelerine...
fakat aradan yıllar geçmiştir.siz belki 20 li 30 lu yaşlarınıza gelmişsinizdir.babanız size hala aynı şakaları yapar.siz bir kere gülmüştünüz çünkü hep öyle kalmıştır aklında..ve belki kırmamak için tebessüm edersiniz her defasında ama artık hiç de komik değildir.
eski heyecanını yakalamaya çalışan kadrosu çok iyi olan dizidir. fakat bazı eksiklikler var o da küçük ama büyük ayruntılar
- lütfiye artık peruk takmadığı için gerilerek saçını düzeltme hareketi artık yok.
- asuman artık çıtır kız olmaktan çıkıp patır kız olmuş
- mükremin çıtır ise çok yaşlanmış.
hayatın acımasız olduğunu hatırlatmışlar...
reyting savaşlarına dahil olmuştur ve savaşı kurallarıyla yapmaktadır.
kural 1 komedi ise gülme efekti koyacan
kural 2 tutan bişe varsa ona sataşçan ya da ondan yiyecen
başlamasını heyacanla bekletiğim fakat izlerlen aynı duyguyu hissetmediğim dizi nerde o eski bölümler(cemileeee heee lak lak lak )ufak bir replik çok hoştu ya işte bunlar lazım.
senelerdir hakkında olumsuz bir şey söylenmeyen,yazılmayan bir televizyon efsanesinin iki bölümle bütün olumlu izlenimleri nasıl yok edebileceğini göstermiş dizi. dizilerin parodisini yayınlayarak zaten o diziyi bizzat kendisinin de e kadar gözünde büyüttüğünü görüyoruz yılmaz erdoğan'ın. nasıl atv için çekeceği yeni projeyi içime sinmedi diye bırakabilecek cesareti göstermişse "bir demet tiyatro miyadını doldurmuş artık" deyip diziyi yayından çekebilecek cesareti de gösterebileceğini umuyorum.
sit-com tadına bürünmeyip eski tadını korumasını beklediğim fakat bir bölümde dalga geçtiği gibi sit-com efektlerine bürünen türk televizyon tarihinin en güzel dizilerinden biri.
tüm kalbimle söylüyorum, salı günleri 20.00'da eski bölümlerini yayınlasalar daha çok ilgi çeker. zira o bölümlerin hastasıydık, hatırlıyorum da bir kilo çekirdek yerde 90'ların sonunda. o derece etkileyiciydi. şimdi bakıyordum da yozlaşan efsaneler kervanına katıldı malesef.
yılmaz erdoğan ın bariz şekilde parasız kalması sonucu tekrar dirilttiği ceset. e olacak o kadar tabi, evlendi bilmem kaç yüz tane yeğeni var...
bizdeki kör zihniyetin tekrar yansıması: güzel bir şey başlar, devam eder ve son bulur. ama bizde boku çıkartılır; aynı diyaloglar, aynı temel, aynı espiriler, aynı hatalar.
adamın elinde türkiye nin en seçki oyuncuları var. ismi, istediği kadar para ve ekipman sağlayabilecek gücte. ama yapmıyor. özgün, yeni, daha güzel bir şeyler çıkartabilecek yeti taşımadığını farkında. o yüzde devamlı bir demet tiyatro devam ediyor. sadece adı değişiyor. daha önceleri bu vizontele tuuba ydı sonra organize işler oldu. gelinen son nokta bize gösteriyor ki artık yılmaz erdoğan ın yaptığı işe bir başlık bulabilecek kadar bile kabiliyeti kalmamış. o da ne yapsın koyuveriyor kendini... bir demet tiyatro geri dönüyor...
türlü dizilerle dalga geçerken kendi formatından bir hayli uzaklaştığını göz ardı eden, hal böyle olunca da bünye ne kadar istemese de hayal kırıklığı yaratan dizi.. yılmaz erdoğan mümkünse yine cebindeki kelimelerle oynamaya devam etsin, etsin ki biz de "nerde o eski bir demet tiyatro tadı" demeyelim.
reyting yarışında geri sıralarda yer almasının acısını reytingi tavan yapan dizileri taklit etmekle çıkartan bir yılmaz erdoğan klişesi.
keşke eski bölümlerini özlemekle kalsaydık şeysi.
reytingi bol dizilerle alay ederek kendine bu pazardan bir pay çıkartmaya çalışan dizi. eyvallah da somut bir eleştiri yok, karakterlerin hareketleriyle dalga geçiyorsun, diyaloglarla dalga geçiyorsun, sonuç? hayır, ben zaten binbir gece'yi , sıla'yı vb.lerini gülerek izliyorum ve yeri geldi mi de izleyeni de, izleteni de eleştiriyorum. hayır, bu ikiyüzlülük nedir yani? ekmeğini yiyorsun bu prodüktör zımbırtılarının, sen de birilerine hizmet ediyorsun, sonra da alay ediyorum, eleştiriyorum havasındasın. yarın bi gazeteci gidip yılmaz erdoğan'a sorsa "bu diziler hakkında ne düşünüyorsunuz?", "oy oy süper, harika, severek izliyoruz" diyecektir. demek istediğim şudur ki yavaş alay et, ediyorsan da seyirciye dayatılan ağalık sistemiyle, abuk subuk ilişki örneklerini gündemde tutma çabalarıyla alay et...
eskiden bir mahalle, bu mahallenin insanları yani bizden birileri yansıyordu ekrana bu dizide ve güzel de yansıyordu. evet, çok kişi* gibi olmamış diyoruz, eski samimiyeti yok olmuş...
reyting kavgası nedeniyle abuk subuk işlere kalkışan program. gerçi yeni tarzı ile yeni bir izleyici kitlesi kazandı, belki daha önce hiç izlememiş olanlara ilginç geliyor olabilir ama eski izleyicisini giderek kaybettiği kesin.
bir demet tiyatro asla eski tadı veremez. tashih: veremez değil, vermez. yılmaz erdoğan'ın artık beceriksiz biri olduğu ile bir ilgisi yok. bunu bilerek, isteyerek, kasten yapmaz. yapmaz çünkü, o yılların bir demet tiyatro'sunun yazarı erdoğan artık kendisini ispat edip, paraya, şöhrete ulaşmak gibi bir dert içerisinde değil. bir zamanlar kişisel yeteneğinin kapillerine kadar uzanıp en diptekileri dahi çıkarıp herkesin tu kaka mesafesinde bulunan tv seyircisine sunmasının nedeni istediği noktaya ulaşabilme amacı merkezliydi ve ulaştı. artık bu noktadan sonra tv tekliflerini kendini harcanmış göstermek pahasına para için kabul eder.
ben de olsam aynısını yapardım. aklı olan herkes aynı şeyi yapar; gelmiş tv sahibi bir kodaman bdt'nun eski şöhretini ratinge dönüştürebilir miyim düşüncesiyle bir çuval para atmış erdoğan'ın önüne, e kabul edecek elbet. ve y.erdoğan özgün, kaliteli, gün yüzüne çıkmamış esprileri ve projeleri de sinemaya, tiyatroya ve değer verdiği diğer alanlara saklayacaktır. bir demet tiyatro'nun yeni versiyonu için yılmaz erdoğan'a değil parayı coşan yapımcı ya da tv sahibine geçmiş olsun denmelidir. nasıl, gayet zekiyim di mi? sağol be, bu övgüye-daha doğrusu kendini övmenin karşı tasdikine ihtiyacım vardı.
fanatik bir hayrani olsam da eskisi gibi olmadigi bir gercek. gel gelelim dizilerle dalga gecmesini elestirenlere. ulan oglum sen degil misin cnbc e deki ayni tur dizileri oven??? elin gavuru ayni seyi yapinca "super, mukemmel" bizimkiler yapinca "rayting alma cabasi" oluyor. ha "kotu yapiyolar" desen, "neyse" diycem.
gel gelelim sahsi elestirilerime. ulan spartakist vedat'i koskoca solcu abimi, gofreti yiyen kisilere bile emperyalist damgasini vurup, sulhi'ye ayar ustune ayar veren karakteri nasil olurda luks bir bara sokarsin?? benim bildigim spartakist vedat " cocuklar aciktiysaniz ozgurluk yiyin, susadiysaniz ozgurluk icin" derdi. benim bildigim spartakist vedat sevdigini bara goturup, barda gosterilen diziye yorum yapmaz. spartakis vedat bakkaldan veresiye bira alir sokakta sevgilisiyle birlikte icer, kapitalist sistemi elestirirdi.
oldu olucak eyvah necdet'i kari kiligina sokun.
sitcom boceklerine gelince bu ibnelik atv'nin ibneligidir. yilmaz'in da istemedigi belli zaten.
tekrar ekranlara dönerek bizi ailece sevindiren dizidir. ayrıca en çok seyirci alan tiyatro olduğu da şüphe götürmez. kült eserdir*. özgündür. lisedeyken, her çarşamba önceki bölümde yapılan esprileri tekrarlar dururduk. hey gidi günler. bir "hıyarzan" vardı ki dilimize pelesenk* olmuştu. bdt, şimdi tekrar dönüp denediği bu ilginç tarzla birlikte, bazı dubai bayiilerinin verilmek istenen mesajları halen anlamadığının ve kendilerine sunulan servise layık olduklarının da bol şakalı bir belgesi olmuştur kanımca. ama aralarında her sıçılanı sanat addetmeyip, daha iyisini isterük diyen samimiyetperestlere de lafımın olmadığını belirtmek isterim. yılmaz erdoğan, oyunculuğunun çok çok ötesinde iyi bir yazardır. yaşı kemale ermeye yaklaşmış, fikriyle zikri iyice yerli yerine oturmuş, tutarlı bir abimizdir. içinde bulunduğu ortama kendi bakış açısından getireceği eleştiriyi, tutar, "reyting uğruna ona buna sataşıyor" dersek, adamın kalemini gücendiririz. oysa ki böyle birkaç âkil kalem erbabı daha olsa da cnbc-e tadında diziler izlesek. değil mi sayın seyirciler?
muhtemelin gerçekleştiği,
konu sıkıntısıyla hali hazırda ekranda boy gösteren dizileri ti ye almaya çalışan
ama bunu bile başaramayan
dizinin bölümleri