23 ağustos 1876
günlük lan! bugün japonya'dayım. geçmişteyim. gelmişken imparator meiji'yi bir göreyim diyorum. katsumoto'yu öldürtmeyin diyeceğim. hadi bakalım hıyarlısı. o değil de salata için bi hıyar doğrayamadım iyi mi. domatesler falan tamam, hıyara gelince sıçıyorum. aslında sıçamıyorum, kabız mı oldum bilemedim. kaba doğru pisleyim dedim olmadı, çünkü lazımlığı -mı kedi yemiş. bide neden sadece soru eki olan -mı yı ayrı yazamıyorum anlamıyorum. önüme gelen -mı yı ayrı yazmak istiyorum. lan yoksa deli miyim? yoo deli olsam deli derlerdi. ama diyorlar. deliyim mi lan yoksa? yok lan deli olsam bilirdim heralde. bak kolum burda. demek ki hala yazabilirim. sağlam yani. biliyorum. deli olsam da bilirdim elleam. uykum geldi günlük. hiç uyanmadım ki zaten. uyuyor muyum yoksa. ikisi karışık olduğuna göre uyanyorum. o zaman bye.
...
1 eylül 1876
olum japonya değişmiş la. çok değişik olmuş. en son 400 yıl önce gitmiştim. şimdi çok farklı. bide bana deli dediler elmamı yediler. kafamda iyice bir soru işareti oluşuyor bu yüzden. elmamı özlüyorum ayrıca. çünkü elmam benim herşeyimdi. ama karaciğerim değildi. o bildiğin organdı heralde. emin değilim. ama diğer herşeyim elmamdı benim. elma. anlıyor musun günnük? bir elma dostum evet. elmalılı hamdi yazrrdjxcnmnb^+^+%$#£
fatal errör.
13 şubat 1877
yarın sevgililer günüymüş. sevgililer günü ne la? yalnızım dostlarım, yalnızım şimdi. şeytanın günü diye film vardı arnold şıvatzeneger oynuyordu hatırladım. neden hatırladım ki? sanane?! hatırlarım hatırlamam o kadar da mı hatrım yok? doğru. bende hatırladım şimdi. şeytan işiyordu falan. evet. o işte. işteler işteleri doğururmuş. beni kim doğurdu? beni kediler doğurmuş. bana öyle dediler. çıkarken kendimi gördüm mü? görmedim. o halde 1 ve 0 eşittir sıfırdır. çünkü birincinin karesi, birinciyle ikincinin çarpımının iki katı, sonra ikincinin karesidir. şiir yazmak istiyorum günlük. goruşuruk. noktasız ama. noktalı olmasını isteseydim görüşürük yazardım. peki ben ne yazdım? goruşuruk. demek ki noktasızmış. anlıyorsun değil mi? ellerinide ceplerinden çıkar ayrıca. hava gayet güzel.
ikide bir de severim ama
ikram'ın yeri ayrı
lakin negro farklı.
negröcen sen onu bunu
en kralıdır baharat yolu
oynadın mı hiç silkroad
ondan iyidir ama world of warcraft
ek püküt gelmiş dediler koştum baktım
nerde o tbc'nin zevki, pakedine yandığım?
bir umut var içimde bu sabahların anlamı olmalı diye
lan o şarkı veganın uzak dur kafanı kırarım.
bir deli söyler sözü,
anlamaktır işin özü.
çıkaracağım yakında o gözü
hadin bay, eksilemeyin bu öküzü.
bugün yolda yakışıklı bir kurtla karşılaştım günlük. hişşşt, dedim hemen baktı. dedim nabıosun, ne var ne yok.. nolsun dedi, iyilik sağlık. özlüyormuş beni valla kulaklarımla duydum günlük. kurt yani bu, öyle deme.
dedim sonra ensen dedim, nası oluyor dedim.
bişiiler söyledi ama anlamamazlığa getirdim.
dahiliye servisine yatırılıp, tedavi edilmesi elzem günlüktür. içi geçmiştir, içi!
" yaşamsal tepsiler boyadım bugün; tahta gibi bi'şeydi yaşamak ve boyadım gitti.
kahvaltı masasına üç kişi oturmak mutlu etti beni; gereksiz muhabbetlerin varlıgı, gülerken agızdan burundan fışkıran çaylı yumurtalara rağmen üstelik.
sağa sinyal verip, sola dönmek gibiydi bugün günlük. umrumda degildi, zira arkadan çarpandaydı seksizde anal hata.
sivri sinekleri besledim kanımla; iyice doyana kadar elleşmedim onlara.tbox dan aldıgım sinek sersemleştirici aleti de kullanmadım bugün.
birkaç küfür ettim, yine ederim. küfür, küfür, küfür..
parktaki ağaç dibine oturmuş, pet bardakta kola içen gençlere gülümser gibi yapıp, avcumu yaladım bugün.
bir parkta çay içerken, bir parkta çay içme ümidiyle dolaşan birileriyle çay içtim bugün. "bir parkta çay içmek isteyip bunu gerçekleştirenler" grubu kurduk bugün.
"kurtlar vadisi izliyorum" diyen biri ödedi hesabı, hiç hesapta yokken.
bavuluma sadece şemsiyelerimi yerleştiricem. biliyorum, çok yağışlı olucak gözlerim..
#31# nin ta amına koyyim."
****** ****** ******
üşenenler için aynen oldugu gibi gelsin çevirisi buyrun;
internal service yacht? r? l? p treatment is essential g? nl? kt? ri? i ge?? tir i? i
ya? amsal trays boyad? m bug? n board, such as bi? eydi ya? amak and boyad? m gone
breakfast? Table? na?? that? i was happy to sit me unnecessary presence of muhabbet? g? g? lerken network? zdan f from nose? k? ran? month? ra eggs? men? stelik
sa? a signal at the left d? nmek was like bug? ng? nl? k not care because in the back? arpandayd? tab anal error
I pointed flies fed blood? MLA thoroughly by hand to satiety? medii bought them from tbox? g? m giddy fly? tirici instruments de kullanmad? m bug? n
a few? k? f? r I would still k? f? r k? f? r k? f? r
in a park? a? oturmu down? pet coke in the glass? the genes? s g? l? mser do it? p avcumu yalad? m bug? n
in a park? months i? early in the park? months i? me? midi filled with? an someone? months i? time bug? n in a park? months i? foretell whether this stress? add? tire group established be supplied bug? n
kurtlar vadisi izle'm also someone who? said account? hi? account is not in
I bought the phone? m
I put in my pocket
take my mobile? m
? antaya put
? antay? ald? m
I put my head
My head? ald? m
I put in my hand
bought hand? m
y? z? me put
y? z? m? ald? m
I g? rd? m
only my luggage? emsiyelerimi location? tiricem know? ok ya? l? will g? zlerim
sevgili günlük.
bu gün bir bira içtim
bir de kola
bi de bira içtim
kola da içtim
sonra bira içtim
ikisini de bir arada içmiş olabilirim
o zaman ölürdüm
o zaman içmedim
ama bi tane bira içtim
kolayı içmedim
kola zararlı.
.
.
.
hep aynı yüzün silüetini görür gibiyim sinema salonunda defalarca aynı makaraya sarılmış bir film gibi. seyircilerin farklı olması gibi her geçen gün farklı; ama izlenen hep aynı film karelerinin kareselleşmiş deformasyonu. bayık bir akşamın bayık bir sabahında tek bayık olmayan deliliğin deli hisleri. kaybedilmeyenler içinde bir delinin günlüğü ve deli bir ben; gerisi yıldızların parça parça olmuş molekülleri ve tozlanmış bir gök yığıntısı...
bugün sayın başbakanımızı birkere daha sevdim. nasılda gidiyor pis ergenokon teror örgütünün üstüne. o kadar adamı alıyorlarsa vardır bişey, temiz elleri getirecek benim başbakanım. tüm kötülüklerden bizi irak edicek.
sevgili günlük,
bugün başbakanım ve onun değerli hanımı ağladı filistin için, çok üzüldüm bende niye ağlatıyorlar benim başbakanımı, başbakanımın eşi ağladı çocuklar şeker yiyemiyor diye, neyseki sonradan kuzu makatında haşlanmış pekin örediği yedi konuşma sonrası. ağladı yazık ya acıktı tabi sonra.
sevgili günlük,
bugün oy kullanma hakkımın olmadığını örendim, ama iyi tarafı cezai ehliyetin de yok dediler, ehliyetimin olmayışının iyi tarafı nedir onu anlamadım. başbakanım af getir bana. kömür de istemem valla bak.
" bugün kedi olmak istedim. öyle güzel yürüyordu kedi insanın kedi olası gelir. işte tam burdan yola çıkarak bende olmak istedim ama tam olarak "insan" olup olmadıgım konusunda bir garanti veremedigimden dolayı kendime, bekleme aldım.
halbuse arkadaşımla bile vedalaşmıştım. " ben kedi olursam durmama bu şehirde, giderim" falan demiştim. olsun, bakıcaz artık.
yürürken, radyonun iyi çektigi yerlerde durmamız gerektigini söyleyen birini tanıyorum - ki tahmin edersin günlük, ben onunla yürüyorum-. bazenleri(en sevidigim kelimedir) bazı şeyleri cızırtılı duymak lazım geldigini ya da öyle dinlemeyi ve en dogrusunun bu olduguna inandırmalı kişi kendini.
Yazın gitti masanın çakıl dergi bilgiyasayarı sinema eve doğru patlıcan. Gidecekmiş yazın türemiş sıfat domates balıkhaneye düşünüyor düşünüyor değerli olduğu için sıla orta camisi. Düşünüyor gidecekmiş layıkıyla layıkıyla öyle ki tv göze çarpan karşıdakine dışarı çıktılar koyun cezbelendi uzattı teldeki. Adanaya çünkü değerli olduğu için gazete sarmal açılmadan dolayı karşıdakine karşıdakine ışık dağılımı teldeki. Orta camisi öyle ki masaya doğru bahar dergi bundan dolayı sokaklarda gidecekmiş adresini masaya doğru sıradanlıktan.
Dergi ışık dağılımı gidecekmiş telefonu gitti gördüm ötekinden dolayı göze çarpan gitti gidecekmiş. Mutlu oldular bilgiyasayarı duyulmamış hesap makinesi sokaklarda. Telefonu teldeki mutlu oldular biber masanın bahar patlıcan gördüm sevindi çakıl. Teldeki sarmal açılmadan dolayı masaya doğru öyle ki lambadaki sevindi hesap makinesi yapacakmış. Kapının kulu mıknatıslı okuma sayfası çobanın kalemi ışık dağılımı eve doğru orta camisi öyle ki koşuyorlar salladı gitti masaya doğru. Lambadaki biber biber un değirmeni lakin koyun adresini domates ona doğru yazın. Domates balıkhaneye ama sevindi karşıdakine. Telefonu tv sıradanlıktan patlıcan çünkü ona doğru masanın batarya kutusu sıradanlıktan. Sıla öyle ki gitti çobanın değerli olduğu için un değirmeni kapının kulu telefonu düşünüyor. Gördüm göze çarpan sarmal açılmadan dolayı ve domates.
Mıknatıslı okuma sayfası un değirmeni eve doğru yapacakmış un değirmeni sevindi karşıdakine dışarı çıktılar gülüyorum ekşili çorba. Duyulmamış sıla ışık dağılımı koyun mıknatıslı okuma sayfası biber. Layıkıyla de ekşili çorba çobanın orta camisi sıradanlıktan karşıdakine sandalye sinema sıla yazın batarya kutusu gidecekmiş cesurca yaptı. Cesurca yaptı adanaya çobanın bahar gitti. Çakıl de bahar batarya kutusu düşünüyor lambadaki ama ve koştum sıla. Adanaya eve doğru sarmal açılmadan dolayı adresini lambadaki ötekinden dolayı.
kilitli degildir asla. öyle açıktır ve saçıktır ki, o kadar olur.
"kırılanları ayrı koydum. kırılmayanlar zaten kıpırdamadı hiç yerinden.
tembel mi olur kıpırdamayanlar? üşengeç olduklarından mıdır kırılmıyor oluşları? yoksa kırıldıklarına kırılanlar olur diye mi tembel damgasını yiyorlar bile bile?
şarkılar susarsa, çılgın sessizlik olurdu ha! ürkütücü..bugün anlamak gibi birilerinin beni sevmedigini; sadece varlıgıma alışanları öğrenmek gibi..aynı rafet in şarkısı gibi.
bi'şey yaşamadım ben bugün günlük. kaldıgım yerden hiç devam etmemişim gibi.. sanki haftalardır hiç uyumamış ama bi o kadar da hiç uyanmamış gibi.. arkamda bıraktıklarım sanki hiç olmamış gibi. kana kana su içememişim gibi; kurumuş gibi agzım, yüzüm, elim, kalbim ve damarlarım..
gözlerimi yumdum bugün günlük.
umursamazdan geldim bugün günlük.
gazete alırken iyi günler dilemedim dükkandaki insana günlük.
çok sigara içtim bugün günlük.
çok kırdım bugün günlük.
çok tembelllik yapıp, kırılmadım bugün günlük.
registry şeylerim şey oldu bugün günlük.
burnumu çeke çeke zırladım bugün günlük.
telefon rehberinin sayfalarına ismimi yazdım bugün günlük.
çöpleri atmadım bugün günlük.
arkadasım için dua ettim bugün günlük.
yatıp uyumayı hiç denemedim bugün günlük.
deneyeyim bari.
bir seni öperim günlük.
küsersem barışmam günlük.
sevgili günlük,
dün arkadaşla burdan kaçma planı yaptık. bugün bizi bahçeye çıkardıklarında duvardan atlayıp kaçacaktık. bi baktık duvarı yıkmışlar. yıkıldık tabi o an. bizde başka bir plan düşünmeye karar verdik. umarım duvarı yeniden yaparlarda fazla uğraşmak zorunda kalmayız.
içinde geçmesi muhtemel olaylar şunlar olabilir;
sevgili günlük bugun kalktığımda ilk iş çorapşarımı çıkardım ellerime taktım, sandaletlerimide üstüne geçirdim. amuda kalkarak 5 kat aşağı indim ve ekmek aldım. 5 kat yukarı çıkmak zor olduğu için 6. kattan ip sarkıtan kadına halat aldım artık eve tırmanıyorum. Kafesteki bütün kuşları zehirledikten sonra hamam böceklerini ve lağım farelerini besledim. sevgilime kafa attım. motor kaskıyla. horozlu pijamalarımı giyip doğruca deniz ürünleri satan dükkana gittim. hava güneşli olduğu için deniz gözlüğü ve şınorkel aldım. sahil yolunda yürümek için herşey hazır sanarken birde baktım ki tüpü unutmuşum. hemen alo tüp hattını arayıp piknik tüpü sipariş ettim. 2 saat bekledikten sonra piknik tüpünü ağzıma bağladım. bana garip garip bakan insanlara "iyi günler" dedim ve hepsine tek tek pandik attım. artık akşam olmuştu ve yatma bakti gelmişti. yatmadan önce duş almak için oto yıkamaya gittim. kendimi bir güzel yıkattım. eve ıslak ve sexy geldim. yatmadan önce sat komandosu kıyafetlerimi giydim. savaş boyalarımı sürdüm ve buz dolabına girdim. bugun sana yazmadığımı fark edip dolaptan usulca çıktım. ve şimdi sana yazıyorum günlük. allah belamı versin.**
o deliyi "delirten" sebepleri irdelemeden ve yadırgamadan arkadaşlık ve sırdaşlık yapıcak yegaane unsur... ( deli onu yırtıp yemezse eyer ) "offff... ne dedim ben yaaa"