bugun cerenin pıtısını gordum.
Cocuklarala futbolcu kartlarıyla oyun oynayıp onların kartlarını kazandım.
Ve 2-a sınıfndakı kızlara nekadar basarlı oldugumu gosterip onların popolarını elledim.
2.gün
Ceren ptısını gostermedi,Cunku 2-a sınıfındakı kızları konusurken duymus.
3.gün
yeni bi cocuk geldi okula ve benim tüm futbolcu kartlarımı kazandı
merhaba dost günlük. sana dost diyorum çünkü (bkz: dostla sevgili arasindaki tek fark cinselliktir) sen de bana dost diye hitap edebilirsin. efendim bir şey mi dedin duyamadım?! "dost mu diyecem" dedin? tabi ki dost diyecen ne diyecen, mahmut mu diyecen? mahmut mu kim? ben de bimiyorum günlük sözlükteki bir muhabbet işte. neyse günlük sadede gelelim. oo bak ne yaptın beni lafa tuttun saat kaç olmuş hadi günlük ben çıkıyom yarın devam ederiz. bundan böyle senin adın da "dünlük" olur. hadi hadi uzatma. çıktım.
bazı sayfaları yırtıktır bu günlüğün. geniş deli zamanlardır anlatılan.
...
üç noktayla başlar mı bir günlük. niye başlamasın!? haklısın. diyalog olmasın diye konuşma çizgisi koymuyorum çünkü kimseyle konuşmak istemiyor sadece ama sadece yazmak istiyorum.
asla aynı parkta bulunamayacak olanlardan biri, dondurma almıştı bir digerine. tanımadıgı biri niye dondurma alsın ki hiç tanımadıgı birine? belki ona da dondurma alan yoktu, anlıyordu insan halinden. belki..
can sıkıntısıydı adı. gülümseyince geçer sanmıştım. bu benim ilk yanılışımdı çok sonraları anladım.
dedim ya anlıyordu insan halinden. bir gün o gülümsedi, tüm sıkıntılarım geçti.
sokak lambalarının ışıgı, güneşti. batıdan yok yok güneyden hatta kuzeyden dogdu gecelerime. tanrının dogan güneşlerine inat, yine aynı yerden battı benim güneşim.
sahile indik sonra. ne deniz vardı ne kum. ama biliyorduk burası sahildi, en sahici sahilden bile daha sahildi, indik..
konuşmadan hiç, hatta nefes bile almadan; olmayan denizi izledik sahilden. alkollü içecekler yanımızda, içtik..
sarhoş olmak yoktu. rüzgar eserdi, üşümezdik.
o yüksek bir dag, ben onun etegi. onda fırtınalar kopardı. onu fırtınalar kopardı.
şarkılar.. şarkılar.. şarkılar..
sustuk..
bu iki noktalarda neyin nesi!? kopmuş sayfaların izi. peki.
kırılmış bilek gibi gözleri.. çok acıdım.. eve dönelim!
ipi çek.
finaller başladı günlük ve ben hiç çalışmadım. zaten biloyosun ki derslere de girmiyorum. bütün gün sözlük okuyup entry giriyorum. biliyorum bu sene kalacam sınıfta, ama olsun be günlük, 500. entrymi geçtim ya, gam yemem ben.
hemen hemen her günlük gibi, gece tutulan bir günlüktür bu.
şu yıllar öncesine ait, kıytırık ajandaya verdikleri isme bak "günlük". gülmekten ölebilirim. hayır gece yazıyorum ki ben bunu, o zaman bunun adı niye "gecelik" degil. ama sen günlükten gündüzü mü anlıyorsun ki? gün aslında bu. bir gün 24 saattir şeysi. hmm olsun yine de adını sevmedim. neyse, bölünmeyelim lütfen. olmadan olmuyor. aslına bakarsan en çok bununu seviyorum senin. bölünmemden mi bahsediyorsun? sanırım, karar veremedim. neyse.
elektrikler niye kesiliyor anlamıyorum. anlayınca nolcak onu da bilmiyorum ama kesilmesin istiyorum elektrikler.
sabah oluyor, penceremi açıyorum, güpgüzel hava. niye? çok lüzumsuz güzellikte ama. böyle olsun istemiyorum ki ama ben. yelegim nerde acaba? hırkam burda. küsmüştür belki bana, küssün! ihtiyacım yok ki benim ona.
ihtiyaç dimi ya! ihtiyaç duydugumuz zaman lazım bi'şeyler. niye durup dururken bir kaç kilo mahlep almıyoruz ki eve. pogacanın içinde nasıl güzel kokar halbuki! pogaca yapmasaydık keşke..keşke.. keşke.. kesilmeseydi elektrikler, anlamıyorum ki niye kesiyorlar.
diyor ya hani şarkıda;
bize ne suntalar ve cuntalar
flamingo yolları
science fiction shovları
ve daha neler neler gördük
yedi kat derinde yasaklar
kelimeler bitti tükendi
muska misali bir gizlilik
ve daha neler nelerrr
ne de güzel, ne güzel?
deneme bir-ki;
deneme beni!
üşüyor yine parmaklarımın uçları. bir-ki bir-ki.
düzenle olan bu oyunumda, mızıkcılık yapıp kaçıp gidicem oraya! bir-ki-üç-dört!
sayfaları arasından garip melodiler çıkar bu günlüğün.
uyandım..
rüyalar bitince, düşlere yeltendim. içine girip, kuracagım düş aradım. şeytan almış götürmüş.. keşke satamadan getirseydi. öyle istedim.
şehirler geçirdim aklımdan, denizleri olan şehirler..
denizler geçirdim içimden, iskelesi olan denizler..
iskeleler geçirdim denizlerden, üzerinde buluşan çiftleri olan..
çiftler geçirdim köprülerden, biri biz olsak dedim..
olmadı..
saçlarını doladım parmaklarıma. sonra bi çektim, canını yaktım. kopan bir kaç tel saçını koklamak için sakladım. bir daha hiç bakmamak için, bir daha hiç koklamamak için tutamayacagım söz verdim kendime..
kaç şehir yaktım bu gece, kaç şehir.. kül olmadılar. hala yanmaktadırlar. çok fazla uzaklaşmış olmamak için; kendime döktüm bütün şehirleri..
ben kaç şehir yaktım bu gece..
ben kaç sen yaktım bu gece..
ben kaç ben yaktım bu gece..
ve sen;
kaç ben yaktın her gece..
düşmüşüm düşler(in)den.
sonra;
noktalarım bitti.
"..gülümsemen olmadan ve sana dokunmadan, gözlerine bakmadan anlayamazdım.."
bugun kendimi dis macunu gibi hissediyorum. gaz yağimi içtim ama ne yazik ki ağzima cakmak tutunca havaya uctum ve bulutlari öptüm. ayrica hebelu hebelu ....
"sırf sana yazabilmek için, gün ışıgını bekledim. bir hoşlantı var gerisi sigaraların külü, boş biraların kutusu.. çek çek amca, burnu kança, al sana biiir kapı kolu. ayrıca kremalı börek hiç yemedim. sevmem de."
sevgili sözlük,
bugun kaçmak istedim. bunu baş hekime açıkladım. hoş olmaycağını, diğer arkadaşlara kötü örnek olabileceğimi belirterek, derhal bu saçma fikrimden vazgeçmem gerektiğini söyledi.iyi geceler sana.
sevgili günlük;
hala kendimi kasıyorum. sabahtan beri azimle işemedim. neden yaptığımı bilmiyorum ama kalkıp tuvalete gitmeye üşeniyorum.
sevgili günlük bu yazıyı yazarken direncimi yitirmişim ve paçamdan akmış. kendine iyi bak günlük. seninle bir daha görüşemeyeceğiz. birazdan sayfalarınla yerdeki çişimi sileceğim. bye bye günlük.
. . yazmaz, günlükle konuşur. .
hey günlük pişşt aloo
sana bi sır veriim mi?herkes beni deli sanıyor.
ben de aklıma ne gelirse yapıyorum.
akıllıyım değil mi?
herkes beni deli sanıyor deliii
ben de aklıma ne gelirse yapıyorum.
akıllıyım değil mi?