Taksim' de benliği yerinde olmayan biri, benden bir dal sigara istedi. Bende veririm ama 'ben mutluyum' dersen dedim. Ve o kişi de bana 'abi benden ne istiyorsun yaa' dedi. Borçlu çıkan biz olduk iyimi. Olay şu ki; Adam o kafada bile sigarayı alabilmek için mutluyum diyemedi. vay bir dal sigaranın haline.
her dal sigara yasam agacindan koparilan bir daldir. en sonunda bir bakarsin ki ortada ne bir dal kalmis ne bir yaprak, odun gibi kalmissin ortada. dönüsü varken birakalim o dallari koparmayi.
şimdi var mı bilmiyorum ama eskiden "tek" satan büfeler olurdu. Bir dal sigara başına 15-20 kuruş kar koyarak satarlardı. Aslında "tekçilik" pek para etmese de sigara tiryakileri veya efkarlılar(genelde buraya düşenler parasız liseliler oluyor tabii) için güzel oluyordu. Efkarlanınca sigara içmesen de git bir tane al tüttür. ne âlâ!
Geçen gün bir bankta otururken yanımıza bir genç geldi. Yanımda sigara tellendiren adama yaklaşıp Elindeki 50 kuruşu uzatarak "abi bir dal sigara versene aha bu da parası" diye sigara istedi. doğal olarak adam sigarayı beleşe çoçuğa verdi, gittikten sonra çoçuk hakkında çok bilmişler gibi adamla analiz yaptık.
özet: içmeyin şu zıkkımı. Gidin kenger sakızı alın onun bağımlısı olun.
yanında kahveyle zihni işgal eden soruları kısa süreliğine de olsa dağıtabilen meta. akşamdan bu yana ufuk çizgisine baka baka ihtiyaç duyduğumdur ayrıca.
Yatılı okulda okursun, zar zor bir dal bulursun yanında en samimi arkadaşın vardır, küçücük tuvalete zor zor iki kişi girersin, gizli içmek zorundasındır tam yakacakken arkadaşının eli çarpar ve o sigara tuvalet deliğine düşmüştür o anki hayal kırıklığını daha yaşamadım hayatımda.
