aynı nehirde iki kez yıkanılmaz çünkü. o büyük aşkın o andaki insanaydı. şimdi ne sen ne zaman aynı ne de o insan. her an benzersizdi.ve geri dönüşü yok. ve bunu bilmek yakıcı.
Bir daha sevememek daha önce sevgi adına tüm kredini tüketmiş olman demektir. Birini tüm varlığınla sevip kendini yeteri kadar hırpalayıp ayrıldıktan sonra yeni biriyle birlikteyken aynı çabayı gösterememek demektir bir çeşit tembellikte denilebilir.
sevdiğiniz zamandaki tüm çabaların, nedenlerin, n'içinlerin, kim, nerede, ne zaman, kiminlenin, çarpıntıların, heyecanların, korkuların... kayıpların ve merakların yerini sadece kocaman bir hiçliğe bırakılmasıdır. mutlu değilseniz bile huzurlusunuzdur; ancak, mutluluk huzurdan daha önde bir yerlerde yer alır.
çok sevilen sevgiliden ayrıldıktan sonra uzun bir süre düşünülebilir. ondan başkasını sevemeyecek, ondan başkasına güvenilmeyecek, kimse onun gibi olmayacak gibi de gelebilir.
senin elinde değildir. asıl koyan; o kişiyi bir daha sevemeyecek olman. kaybettin o şansı ya da hiç kazanamadın bilmiyorum; lakin öyle ya da böyle onu yitirdin.
zaten halihazırda birini sevip, onu unutmamaktan kaynaklanır.
istese unutamaz mı peki, başkasını sevemez mi onun yerine? unutur elbet, ama unutmaya kıyamaz ve yerine sevmeyeceğini bilir, yeniden sevmek ise çok anlamsızdır artık. zaten bir insanın bir insanı sevebileceği en öte sevgiyi adamışsa o insana, başkasını sevmek ona değil, kendine ihanet demektir o saatten sonra. e neden yaşıyordur peki bu insan? sadece ölemediğinden.
bana bir gün söyleyin içinde "sevemeyecek" olan.
ben nereye gitsem, nereden başlasam
ne yapsam bu şehrin ağır yükü, ne yapsam bu salgın
bu boş durağanlık, bu mahveden beni.
ritmim bozuluyor. oysa ki ne çok severdim ahengi.
ne çok isterdim bir günü. ne çok yaşardım.
ne de çok severdim.
sadece az.