görüşürüz denilerek olmamalıdır. ve de özellikle ilk defa ve büyük ihtimalle son defa gördüğünüz insanlarla vedalaşırken. mesela rastgele girdiğiniz bakkaldan su alıp çıkarken görüşürüüz derseniz abest olabilir.
hiç vedalaşmamak en iyi opsiyondur bu durumda aslında. birden ve görüşeceğinizi biliyormuşcasına ayrılıp bir daha görüşmemek için her şeyi yaparsanız daha kolay olur. ya da bana öyle geliyor. ben hep onu tercih ettim.
--spoiler--
kendine iyi bak bir "veda" değil "elveda" cümlesidir çoğu zaman. o üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde...
"kendine iyi bak. çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. olamayacağım. istesem de istemesem de. sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.
kendine iyi bak. çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak. ben olmayacağım. kendine iyi bak ve beni düşünme. çünkü ben de seni düşünmeyeceğim artık. arama sakın beni, yazma, çünkü ben yazmayacağım. sil beni yüreğinden, çünkü ben sileceğim. fakat, yaşanılan, paylaşılan güzel şeyler hatırına sana yürekten mutluluklar diliyorum. ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.
"kendine iyi bak. aramızda geçen herşeye rağmen benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim. aslında bilmem çok önemli değil, iyi olduğunu varsayacağım ben. seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle başbaşa, yapayalnız bırakıyorum ben. biliyorum kendini bırakacaksın benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. aslına bakarsan, çok da fazla umursamıyorum."
"kendine iyi bak" derler ve giderler. tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. çünkü onları ayırmak, eti tırnaktan ayırmak gibidir. kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok acı vericidir, yürek parçalıyıcıdır. her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine kendine iyi bak gözleriyle ayrılırlar. ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar
tutkunun ötesinde sevenler, bir kez kendine iyi bak derler ve giderler. onlar eti tırnaktan ayırmak yerine ölümü yeğlerler. onlar bu acıyı bir kezden fazla kaldıramayacaklarını bilirler.
"kendine iyi bak" derler ve giderler. bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. en büyük ihanet değil midir aslında seni seveni, ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek. "kendine iyi bak" derler ve giderler. seni suskunluğa mahkum edip giderler. seni parçalara ayırıp, en büyük parçayı yanlarına alıp giderler. seni senden alıp giderler.
daha kötüsü suçlayamazsın onları tüm bunlar için. kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardır elbet. suçlatmaz kendini. savaşmadıkları için kızarsın ama suçlayamazsın. savaşmışlarsa, yenildikleri için kızarsın ama suçlayamazsın. yenildiğin için kızarsın ama suçlayamazsın ayrılığın kaçınılmazlığına inandırır seni, "kendine iyi bak" derler ve giderler. elinden umutlarını, düşlerini, sevgilerini alıp giderler. bir tek anıları bırakırlar geride, bir de hatırladıkça gözyaşlarına boğulasın diye
unutulmayan nağmeler.
arkalarına bakmadan çekip giderler eğer yalnız kalmışsan, çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler. herşey o saniye orada bitsin, kapansın bu sayfa isterler. "bitti" diyemedikleri için, "kendine iyi bak" derler. "kırıldım ve affedemiyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. "seni istemiyorum artık, hayatımdan çıkaracağım ama bil ki hiç unutmayacağım" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "biliyorum çok kanayacaksın ama daha iyisini yapamıyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktır ve o yara asla kapanmayacaktır, bilirler.
"kendine iyi bak" bir noktadır çoğu zaman. kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansın isterim ben. oysa sen iyisin sen gözümdeki ışık, dudağımdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. sen hayatıma renk katan, sen yüreğimdeki çarpıntı, sen hayatımdaki neşesin. sen yolumu aydınlatan, sen dert ortağım, sen gönül yoldaşım, sen bir tanesin. "kendine iyi bak" deme bana. nokta koyma.
keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler, keşke affedebilsen beni, keşke ben de affedebilsem keşke döndürebilsek zamanı geriye. keşke bugünkü aklımızla yaşasak herşeyi baştan. nafile... ama yine de, gitmesen olmaz mı? bitmesek olmaz mı? sen eksikken, ben nasıl tam olurum? senden kalan boşluğu kimlerle doldururum? savaşsak, aramıza giren şeytanla olmaz mı? hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı, hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanırdı? hani hayatta hiç kirlenmeyecek değerler vardı? hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı? bunların hepsi yalan mı? sahiden..., gitmesen olmaz mı? bitmesek olmaz mı? .
peki o zaman... senin istediğin gibi olsun... öyleyse...sen de "kendine iyi bak."
-ölecegim
+sacmalama.
-sen de biliyorsun gökyüzüm bugün son günüm.
+deme öyle deme. ölme. olmaz ki ama gitme.
-sen istersen hic gitmem biliyorsun saclarini sevdigim
+gidersen saclarimin bi anlami kalmaz, gülüslerimin, baktigim gördügüm dokundugum hicbir seyin anlami kalmaz gitme.
Keşke böyle bir imkanım olsaydı. Keşke son kez görebilseydim, sarılsaydım da vedalaşabilseydim. Hakkını helal et diyebilseydim. Ona karşı Yaptığım hataları son kez yüzüne karşı söyleyebilseydim de gülümseyerek önemli değil lafı bile olmaz kardeşim diyebilseydi. yıllar önce yaptığım küçücük bir terslemeden dolayı bile acılar çekmeseydim.
insana tarifi imkansız duygular yaşatır. hiçbir şarkı, hiçbir sigara derman olmaz derdinize; çünkü ayrılık bambaşka bir şeydir. bu aralar yoğun olarak yaşadığım duygudur ayrıca.
Daha demin arkadaşımın biriyle böyle vedalaştım. 2 senedir kapı komşumdu, okuldan mezun oluyorum ve muhtemelen bir daha da görüşmeyeceğiz. Helalleştik allahtan, özleyeceğim insanlardan biri olacak.
aynı şeyi mi anlatıyorum bilemiyorum. ama aklımdaki durum tam olarak da başlıktaki değil sanırım.
çoğu zaman bir daha hiç görmeyeceğimizi bilmeden vedalaşırız hayatımızdaki kadınlarla/adamlarla. geleceklermiş gibi tekrar, yanımızda olacaklarmış gibi. yine görüşecekmiş gibi. o sarılmanın son sarılma olduğunu bilmeden. elini tutarken, öpüşürken, yüzüne bakarken kısa süreli bir ayrılıkmış gibi vedalaşıp bir daha sonsuza kadar yakın olamamak aslında anlatmak istediğim. apayrı bir başlık konusuymuş aslında bu. ama şimdi üşenmeden başlığı var mı farklı versiyonlarıyla ara, yoksa başlık aç, güzel bir tanım yap. fazla yorgunum sebastian..