insan kalabilenlerin, fıtratını bölüp parçalamadan selahiyetine sahip çıkanların alışık olduğu durumdur, aşık olunması gereken hakikat gözle görülmez, veya her görünen o'ndan bir parçadır..
üniversitedeki çömezlerin başına sık gelebilecek olay , yurt köşelerinde bir tanesi görülür biraz kesiş yapılır hele karşılık da verirse aşık olma durumuna gelinir , ama sonraki günler o kızı görmek imkansız olur .
bir nevi platonik aşkta sayılabilir. çünkü görebileceğin süreler içinde sevdiğini ona söyledin söyledin, söyleyemedin mi senin için asla ulaşamayacağın, hiçbir şekilde elde edemeyeceğin, sadece hayallerinde başını dizine yatırabileceğin, saçını okşayabileceğin biri olarak kalır.
en güzeli; eğer gerçek aşkı bulduğunu hissediyorsan; vakit kaybetmeden gidip duygularını açık açık söylemektir. kız/erkek olmak önemli değil, her zaman karşından beklenmemeli ilk hareket, seviyorsun işte, tüm kalbinle, en temiz duygularınla, daha doğal ne olabilir ki?
bir daha görüp de canını yakacak kişilere aşık olmaktan çok çok daha iyidir. yani düşünsene defalarca görüyorsun defalarca acı veriyor, defalarca üzülüyorsun hiç gerek yok böyle şeylere.
bir defa görürsün. o güzel gözleri yakar seni ta en derinden, sonra ortamdan ayrılırsın, onu bir daha hiç görmezsin ama o bıraktığı iz hep orda durur. ona aşık olursun. ne büyük aptallık! ne bir ses duyarsın bir daha ona ait ne de bir daha görürsün onun kusursuz yüzünü. o artık senin imkansızındır. o artık ulaşılmayan ama hep içinde ukte kalandır. o aşktır... altı ay boyunca gece, gündüz, sabah, akşam, yemek yerken, su içerken, uyurken, her an, her saniye istisnasız her nefes alışında düşünülen, hayali kurulandır. o ulaş-ılmayandır...
ağlama hissi uyandırır ruhunda.kalbin gözbebeklerine ağla ağla diye baskı yapar dikta yönetimine girer dünyan düğümlenir cümleler gırtlığında. nefes alsan, kalbindeki ateşi körükler, yürüsen ayakların geçmişine ihanet eder tamam tamam durayım desen dursan olduğun yere sekiz şiddetinde depremde yıkılan on katlı bir bina gibi.. oturduğun yer rezil,toprak rezil, yer gök rezil, sen sen yine sefil hep sefil.
saçmalıktır. ama gelin görün ki gönül bu...
acı çekmeye bayıldığından dolayı görür görmez kapılıverir. sonra çeker ama uzun sürmez bir daha görülemeyeceği için unutulmaya mahkumdur. her an gördüğünü bile unutuyor gönül anlık sevgiler kalır mı hiç?
aylardır içinde olduğum durum, vefat etmiş olan ve eğer diğer dünya denen bir yer gerçekten varsa orada görebileceğinden bile emin olamadığın, bilemediğin ama gerçek olmasını çok ama çok istediğin durumdur. dünya gözüyle görmek derler ya öyle görmek imkansızdır artık ama en azından öldükten sonra göreyim dersin.
acıdır.bunu bilmek daha da acıdır. bahsi geçen kişiyi bir daha görmeyi reddeden olmak, bir daha gelse bir daha reddedecek olmak ama ölene dek köpek gibi sevip inkar edecek olmak daha da acıdır. arkanı dönüp kaçacağını bile bile bi köşebaşında raslamanın hayalini kurmak ...