Hiç görmediğiniz, duymadığınız varlığından bihaber olduğunuz şahane işler öylece duruyor bir yerlerde. sizin hayatınızla zerre alakaları/kesişimleri yok. Hazin dude. Çok hazin. Dakika itibarı ile varlığından haberdar olmadığım, olsam bile bünyeme zerk etmeye fırsat bulamadığım neler neler var. Kim bilir! Ben bilmem.
Sırf bu yüzden, bence insanlar -duble ömürlü- olmalıydı. Proje burada devreye giriyor işte. Second life sanallığı ve banalliği konum dışı. Reenkarnasyon, rebirth filan da değil, onu belirteyim. Mekanizma çok basit: Yaşadığınız hayat süresince bir o kadarı size yeniden bahşediliyor. 80'inizde öldünüz misal, tak anında 80 sene bedava! ıssız bir adada, yek başınıza, binlerce film, kitap ve şarkı ile bir aradasınız. Ve tek bir olayınız var: Hepsini doya doya yiyip yutmak.
-Fantezi oranımızı biraz daha artıralım mı kaptan?
+Fantezide sınır tanıyanı, ben tanımam. Yardır aslanım. Ne de olsa biz hayalgüçlüyüz.
-Yaşa sen!
ıssız bir ada. Filmler, kitaplar, şarkılar, şiirler. Bunların dışında hiçbir fiziksel ihtiyaç yok. Ne yemek, ne içmek, ne uyumak, ne üremek... Dikkatin dağılmasını engelleyecek her şey devre dışı.
Himdiik, projemizin en güzel tarafına geldik. adada aynı zamanda, eserlere ait karakterler ve yaratıcılarının simülasyonları mevcut. Stealen beauty'i izliyorsunuz diyelim. Tak. Çevrenizde filmin platosu oluşuyor anında. Liv Tyler karşınızda. ya da john lennon across the universe'ü çalıyor, fiona apple ile beraber üçlü söylüyorsunuz. Bir gece vakti şiir okurken tam karşınızda Turgut uyar... cigarasına uzanıyor, "usta burdan yak lütfen!" diyerek, hayal güçlüler adasında özel olarak ürettiğiniz cigaralardan ikram ediyorsunuz. vay vay vay! şahane olurdu şahane!
Evet, ana hatları ile dünyaya yeniden gelmek projesi bu.
Hatta devamında, tekrardan gelmek üzerine kurulu -üçüncü ömür- fikri de var. Bu kez ikinci ömür'deki beslenme saati boyunca iç ettiğiniz eserlerden aldığınız ilhamla, kendi eserlerinizi yazacağınız, çekeceğiniz, besteleyeceğiniz bir proje fikri. Ürettiğiniz her eser özel ekipler tarafından ikinci ömür projesini yaşayanlara ulaştırılıyor.
Falan filan fıstık işte...
hayal etmek iyi. Boktan işlerle uğraşmak, vakit kaybetmek kötü. Bunun bilinciyle yaşanan hayat ise çirkin. ne çıktı ortaya: iyi, kötü, çirkin... Ve ben, sen, o; biz... Bizler.. çirkin krallar... Geçirip gidiyoruz işte... (abartılı bir şekilde bitirmezsem çatlarım ekolü- dünya-ikibinlerin başı filan.)
istemedigim durumdur,yasadigimiz dunyada aileden ayri,gurbette yasarsan,on bes yasindan beri calisirsan,universite okurken herkes gencligini yasarken sen gece calisip gunduz okuduysan bi daha gelmenin bi anlami yok.
bir daha çocukluk,ergenlik,gençlik,yaşlılık,ilkokul,ortaokul,lise,üniversite,evlilik,anne olmak,baba olmak,teyze,hala,dayı,amca,aneanne,dede,babanne olmak.