her ne kadar yapmayı bilsen de; anne eli değmiştir, tadı başkadır.
yaşanmamış olsa dahi, düşününce bile hüzünlendirir insanı anne yemeğini yiyemeyecek olmaktan ziyade annenin bu hayatta olmaması.
genelde öğrencilerin kapılmış olduğu his. önce zayıftır bu hissin şiddeti ama iğrenç yurt yemekleri ve dışardan yenen hazır yiyecekler zamanla arttırır bu şiddeti.
başıma geldi. lise son'u okumak için gittiğim yurtdışında ilk kez hissettiğim şey. annemden ayrılırken, yanımda olmayacak olması, boynuma sarılmayacak olması, eve her gelişimde "anne karnım acıktı.." diye tekrarlamayacak olmam..
canım herşeyim biricik annem artık yanımda değildi..
yanımdaydı olm ne demek..
duaları ile yanımdaydı tabi..
gurbeti çekenin öğreneceği duygu. ama gurbet dediğin şey nedir ki? 3 yıl? 5 yıl? sonra kısa bir süreliğine de olsa vuslat.
ama annesini kaybeden insanın yediği her yemekte aklına gelecek şeydir. ta ki ömrünün sonuna kadar.
ve insan öylesine hasret kalır ki anneye dair her şeye, bir tek hayatta olsaydı, senede bir kaç dakikalığına da olsa görseydim, değil anne yemeğine, yemek yemeye hasret kalsaydım der anneye duyulan hasret canına dokunduğunda. ama görüp görebileceği tek yer rüyalarıdır artık. en keyifli anında dahi aklına geldiğinde içini burkar o acı. üzerinden çok uzun zaman geçse bile.