şiddetle katıldığım ahmet altan yazısı. kendisinin siyasi görüşlerine katılırsınız ya da katılmazsınız, yazıları sizi bağlar ya da umurunuzda bile olmaz hatta okumaya yeltenmezsiniz bile ama bu tespiti gerçekten doğrudur, hakkı verilmelidir. neredeyse bir asırdır gelişmekte olan fakat hala yapısallarını bile tamamlayamamış bir ülkenin acınası halini açık seçik korkusuzca ifade eden bir yazı olmuş. kimileri nişantaşında para harcayacak yer arıyor, kimisi kızını dört ineğe kurban ediyor, kimiside kerpiç evin altında canını bırakıyor.sözüm ona gelişmekte olan ülkenin başbakanı da çıkıyor "suç kerpiç evlerde" diyerek kendini aklıyor. suç kimde gerçekten? bir düşünün allahın cezaları bir düşünün...
ahmet altanın bugünkü köşe yazısı. korkusuzca yanlışların üstüne üstüne giden,kendini her zaman herkesin üstünde gören sözde lafım ona elitist kesimin foyasını ortaya çıkarmak adına yeterince tespitlerle dolu bir yazı.tebrik ediyorum.bu arada hala statükocuların veya neden olduklarını bilmeden onların arkasından giden onca kişinin tepkisini almasını da doğal karşılamak gerek.
kerpiç evlerin depremde yıkılmasını cumhuriyete ve laikliğe dayandıran yazar osurması.
aynı deprem şu anda burda olsa, burda da aynı etkiyi gösteririr. mesele köydeki kerpiç evleri değiştirmek değilki, mesele cumhuriyete bok atmak.
imparatorluk yaptınız, meşrutiyet yaptınız, cumhuriyet yaptınız, laiklik yaptınız, inkılâp yaptınız, darbe yaptınız.
--spoiler--
bu kısım da zaten kendisi cumhuriyeti kuran taraftan değil ona karşı olan taraftan olduğunu belli ediyor. lan hadi cumhuriyeti anladık kuyruk acın var, mandacılığı kabul etmedi kimse, orada hem fikiriz kabul. lan imparatorluk kurdunuz diyorsun burda kendini apaçık belli ediyor türk değil türk'ten başka herbirşey olduğunu ortaya koyuyorsun. bir insan soyuyla sopuyla vardır. gerektiği yerde över gerektiği yerde söversin soyuna da, sopuna da. sen hep sövüyorsun hani övgü ? şimdi bu milletin insanı olmadığın burdan çıkıyor zaten. gerçi karının kafasına kavanoz için de sakladığın kendi pisliğini * boca etmen, senin bizden değil, bok kafalı ermeni işbirlikçilerinden olduğunu ortaya koyuyor.
siz conversinizi giyin gezin tozun. sizin işiniz gücünüz kerpiç evi düzeltmek, köylüyü kalkındırmak değil. şimdi susun ve yalamaya devam edin.
"devlet" denen olguya karşı bir yazıdır. fikri açıdan sefalet içinde yüzen yazarlarımızın bir kısmı bu yazıyı cumhuriyet ve kemalist bürokrasiye karşı bir yazı zannedip "kutsal metin" ilan ederken, bir kısmı da "cumhuriyet düşmanlığı yapıyor", "akp'ye yaranmak için cumhuriyetçilere giydiriyor" diye "kağıt parçası" moduna sokmakta.
kerpiç evlerde oturmanın hiç bir sakıncası yoktur. hatta sağlık yönünden oldukça iyidir. tek sorun sağlamlaştırılmaması. yani deprem olmuşsa yıkılacağı varsa yıkılıyor işte. marmara depreminde yıkılan evler kerpiçten miydi? saçmalamayı bırakıp asıl meseleye bakmak gerekir. o da depreme dayanıklı evler nasıl yapılır konusudur.
Ahmet altan ın bu derin tespiti altında ezilen yazar listesini deşifre eden entry. adam kalemi ile cuntacı bir devri kapatıyor. cuntacı fetişistler hala sinek gibi oraya buraya konup vızıldıyorlar. vızıltıları da kuru iftira tek bir delili olmaksızın.
ahmet altan'ın çerçevelettirip evin duvarına asılması gereken muhteşem yazısının başlığı. gerçekten elazığ'daki deprem olayı bundan daha kısa ve net anlatılamazdı.
Bir bakıp düşündüğüm yazıdır. Tabii ki sadece güneydoğu öyle. Mesela ben biliyorum Nevşehirde gökdelenler var insanlar jakuzide kahvaltı yapıyor ?
Bizden ev bekleyen doğu halkına diyorum ki ; Az yede kendine bir hizmetçi tut.