siyaha beyaz demek kadar zor çetrefilli bir iştir. asla duyguların işe karıştırılmaması gerekir. adil bir yargılamnın vazgeçilmez öğesidir. herkes kendi doğrusunu savunduktan sonra verilen karardan kimse gocunmaz.
para kazanmak adına yapılan ahlaki değerleri es geçen avukatın yaptığı mesleğinden ödün vermeymiş. bilmezler ki o cani veya sapık dediğiniz insanın davasına siz bakmasanız bile bir avukat atanacak. hem bu mudur yani olayın özü? avukatlar sadece iyileri savunmalı. ne anlamı kaldı o zaman hukukun üstünlüğünün? eğer bir insanın işlediği kanunen suç sayılmış olayın koşullar ,tanık ve kanıtlarla kesinleşirse, o insan türk mahkemelerince cezalandırılır. hukukta müvekkilin savunulmasına ahlaki değerler içerisinde bakan avukat aç kalır. bu yüzden avukatlık gibi meslekler herkes tarafından icra edilemez.
işi bilmeden ahkam kesmek konusunda üstümüze yok zaten. bizim insanımızın her şeyde bir cümle kurmasına bayılıyorum ama arkadaş bilin de konuşun. konuşun da mantığı kavrayın.
her şey ve herkes savunulabilir. suçluluğu ispatlana kadar herkes zanlıdır. ya bir numaralı ya da x numaralı. suçluyu yargı belirler. bu yüzden daha suçluluğu tayin edilmemiş bir insanı savunmanın ahlaki ya da başka bir tür zorluğu yoktur. tabii eksi yönleri çok olan tarafta olabilirsiniz ama bu yine de savunmanın imkansız olmasını sağlamaz. bu yüzden bir caninin ya da sapığın avukatlığını yapmak teoride kolay olsa da pratikte zordur ama yanlış ya da imkansız değildir. sonuçta bağımsızlığı herkesce kabul edilen yargı kararı verecek olan. neyse.
bir kişiyi parçalara ayırmak elbetteki canicedir. Ancak her suçu işleyenin neden işlediğine dair bir sebebi vardır. bu sebeb mantıksız da olabilir ama vardır.
burda savunulucak olan kişinin yaptığı değil , yaparken hangi ruh halinde olduğu , neden yaptığıdır.
