büyük ve esrar perdeli filozof nihat doğan kişisini anlamanın güçlüğünü aşmak için, üniversite'nin ilgili bölümünde yapılan yoğun araştırmalar ve intihar teşebbüsleri sonucunda olagelmiş hadise. nihat doğan'ı anlamak; bilimdir, ilimdir, irfandır ve hepsinden öte cesaret ister. nice babayiğitler bu uğurda kendilerini kaybetmişlerdir. tez öğrencisi öncelikli olarak saçlarını uzatır, herşeye isyan eder ve arkadaşları tarafından önce saçmaladığı iddia edilen cümleler kurar ve daha sonra hiç anlaşılmamaya başlanır. bu safha tezin son dönemine tekabul eder. tez verildikten sonra da o tez günlerinde çekilmiş videolara ve resimlere bakılarak:
- oha! ulan bu ben miyim?
şaşkınlığı ve apışılması durumları yaşanır. normaldir.
nihat doğan, sanat camiasının konuşmaya cesaret eden ve konuştuğu için taşlanan ferdi olarak, aslında camianın en akıllı adamları arasındadır.
bu camiaya sorulduğunda, türkiyenin kuruluş yılını, istiklal marşını kimin yazdığını, atatürkün doğum tarihini, tbmm nin kuruluş tarihini bilmeyenlerin, enver paşayı tanımayanların, marx ın kim olduğunu bilmeyenlerin sayısının epey fazla olduğunu öğrendiğimiz günleri unutmayalım.
bunların en akıllısı, odtü mezunu olanı dahi tarih proğramlarında mankenlik yaparken kendini rezil etmektedir.
türkiyede bono mu varda nihat doğanı eleştiriyoruz.
nihat doğan a ve dürüst ama iddialı sözlerine kızacağınıza konuşacak lakırdısı olmadığı için susanlara bakında ağlayın.
itiraf etmeliyim, eleştirmeme rağmen içlerinde en entellektüellerinden bir okan bayülgendir.