Ya şimdi bu tip başlıklar ve altındaki hedef kitleyle dalga geçmek istemiyorum ama buna zorlanmış hissediyorum kendimi. Birazcık sabredip kendimi altındaki entrylere okumaya zorladım. Yok yani kendini amerikan filmi karekterli gibi hisseden ama sabah annesi kahvaltı hazır deyince lök diye kalkan kendi başına herhangi bir şey yapmamış içselliğini yaşamayı hastalık olarak gören bide bunlar sosyal medyada dram olarak kullanan beyni durgun insanlar gibi görüyorum ciddi olanı bir yana kendini tribe sokanlara lafım. Yok dersaneye gidecekmiş sınavı kazanacakmış stresi varmış bipolarmış bik bik bik.
insanlardan nefret ettiğim için tüm gün uyudum. uyandığımdaysa herkesi kucaklamak istedim. insanları kırmak istemediğim için kimseyle konuşmadım. -kafamın içinde yaşayan bir canavar var sanki. kontrol edemiyorum.- konuşmaya başladığımda da susmadım. gitmek istiyorum bu şehirden ama bir o kadar da hiçbir yere gitmemek. daha önce, gitmek istediğim yerde bulunmak isteyip istemediğime de emin değilim. üç dakika önce ne kadar da mutluydum. şimdi ölmek istiyorum.
herkesin anılarını ya da saçmalıklarını yazdığı başlık. yani galiba. ben de denicem.
sonunda olmuştu. gruplardan çıkabilmiştik. rakibimiz bir üst sınıftı. çok iyi oyuncuları vardı. maç ile farkın açılması da başladı hemen. çok rahatlardı. ama bizim için her şey bitmemişti. come back is real demiştik bir kere. yavaş yavaş farkı kapatmıştık. ve en sonunda öne geçtik. hepimiz ekstra bir eforla yapmıştık bunu. herkes, her oyuncu kendi kapasitesinin üstüne çıkmıştı. bir kişi hariç. o da kaleci denen terbiyesiz. farkı açtığımız o güzel anlardan sonra kalecimiz art arda hatalı goller yemeye başlamıştı.
daha fazla yazamayacağım ben. çok kötü oldum. özür dilerim.
Nası sübjektif başlık lan. Madem öyle yazalım
Pazartesi günü ciddi bir suisid girişimim oldu. 1 hafta izin aldım. Şuanda işe döndüm ama zor gidiyorum. Zor çalışıyorum. O kadar süper yorgun hissediyorum ki yatakta yaklaşık 1 ay yatsam ancak geçer sanki. ilaçlardan bıktım, bu durumda olmaktan ve mücadele etmekten bıktım. Konu hakkında hiç bir sikimden haberi olmayan insanların rol yaptığımı düşünerek kenardan ahkam kesmesinden bıktım. Hiç kimse amına koduğumun dünyasında 3-4 farklı çeşit ilaç kullanıp yine de nefes almaya yorgun hissetmemeyi hak etmiyor gibi sanki. Yani. Bilemedim.
siz en mutlu anınızda mutsuzlugun zirvede olması nedir bilir misiniz? En nefret edilen seye duyulan anlık ilgi ve sonra kendine olan saygıyı tamamen kaybetmek.. her şey harika giderken enerji doluyken yatakta yarım saat tavanı izleyerek düşüncelere dalmak.. belki bana tek faydası bir ilham kaynağı olmasi bipolarin. Saatlerce yazıp betimlemeler yapıp umutsuzluğu sayfalara, internet bloglarina ve sözlüklere tek tek işlemek ıstiyorum. Fakat yapmayacagim. Yapmadığım için pişman olacak miyim? Evet. Yapsaydım da yaptığım için pişman olacaktım. Her türlü bir acı var. Ve acimi seçmekte özgürüm. Ne kadar da mutluluk verici.
Hava ne kadar güzel be günlük,
Pırıl pırıl bir güneş,
Özgürce uçan kuşlar,
O kuşların kanat sesleri,
Kanat sesleri...
Garç gurç kanat sesleri,
Ne biçim ses o öyle?
Kafamı ütüledi ya ne biçim ses bu böyle, beynim kavruldu, sinire kestim bu kanattan,
Kanat...
Tavuk kanadı...
Ulan mis gibi havada ne güzel olur şöyle mangalda tavuk kanadı,
Alacan iki kilo kanat yakacak mangalı Atacan kanatları üstüne coss diye ses çıkacak, dumanında pişerken...
Duman, siyah duman,
is lekesi, beyazları mahveden duman,
Ulan heryer duman olur be, ne o öyle simsiyah, nefret ederim, her taraf is olur, kulağımın arkası bile simsiyah kesilir, o ne biçim pis birşeydir ya, tiksinirim resmen, bütün yeni giysileri mahveder, beyaz forma giysen siyaha çevirir...
Beyaz forma,
Beyaz formalı takım, benim takımım...
Bugün maç var yav, müthiş maç olacak ha,
Bizim takım tam formunda, aslanlarım benim...
bütün paramı borsada kaybettim. geçen yılda olmuştu. çok kazanmıştım halbuki. bu sefer kaybettim. pilim bitmiş gibi hissediyorum. harbi pilim bitmiş. lityum seviyem iyi değilmiş. duracell takalım hocam o zaman dedim. 10 kata kadar daha güçlü. işin kötüsü eşim hamile. tek istediğim çocuğum sağlıklı olsun. istekten ziyade korku. babamın tek mirası çünkü bana...
sigara yaktım ve olan biteni çevremden, ailemden, sevdiğimden sakladım.ertesi günde sigara yaktım ve entry girdim.sıkıldım gidip bir sigara daha yaktım.
bu gün mutlu bi gün geçirdim. Hep depresif dönemleri yazacak değilim sonuçta. Dışarı çıktım birileriyle buluştum sosyallestim para harcadım ve yedim. Çok yedim. Akşam mutlu bir şekilde oturmusken çok yedim lan bugün diye kendi kendime düşündüm ve bi anda midem bulanmaya başladı. Sanırım artık bu rahatsızlık vücudumu bir şekilde etkiliyor. Psikolojik olarak midem bulandı belki ama gidip kustum. Her şeyden tekrar bi anda soğudum. Kendimi mutsuz etmek için yapılabilecek ne varsa yapıyorum ve kötü olan bundan rahatsızlık duymuyorum. Gerçekten çok garip.
Sadece yarım saat önce aşırı mutluyken bir anda kendimi boş ve hissiz hissediyorum. Sanki tek bir dokunuş olsa, biri gelip anlıyorum seni dese-konuşmasına dahi gerek yok sadece belli etse- belki mutlu olurum gibi geliyor. Mutsuzlugum en fazla yarın sabaha kadar sürebilir fakat bu seferki geçmeyecek gibi. Gerçekten korkuyorum. insanların içinde taktiğim maskeler, kibar konusmalarim, centilmence davranışlarımin hepsi zoraki. Bu gerçeği her aklıma getirdiğimde kendimi karaktersiz bir insan gibi hissediyorum çünkü su ana kadar neler hissettiğimden çok kişiye bahsetmedim. ilaclarim biteli 12 kilo almışım, umrumda değil. Kendimi her halükarda sevmiyorum.
gerçekten ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok. 2 saat öncesine kadar çok mutlu haldeyken su an ne oldu nasıl oldu bilmeden her şeyden nefret eder vaziyette yatıyorum. Belki güzel şeyler görürüm diye sozlukteyim fakat sözlük her zamanki gibi . Neyse ki bu başlığı gördüm. Bu saatte yazmış ve benimle aynı duyguları paylaşan birilerinin daha olduğunu bilmek biraz olsun rahatlatıcı.
hiçbir zaman iyi olmayacak. ama ya yarım saat sonra? paradoks tanımı ben değilim. özel mi? özel olsa sadece bende olurdu ama. tanrı? neden zorlaştı herşey? dışarda neden herkes bana bakıyor? o adamı dövmemeliydim. başarabilen olur muyum gerçekten? keşke bende depresyona girip bilmem ne kullansam. depresyon nasıl bişey? tanrı? yoruldum lütfen yeter lütfen!!!
en sevdiğim şey bu, kimsenin rahatsızlığını küçümseyecek değilim herkese geçmiş olsun ama bugün dünya üzerinde yaşayan yaklaşık 7 milyar insanın hangisi psikiyatrist ile 5 dakika konuşsa, psikiyatrist tarafından artistik bir hastalık ismiyle beraber antidepresana boğulacaktır. buraya kadar sorun yok kim ne isterse yapsın ama son zamanlarda çok moda oldu bu hastalıklara sahip olanların ilginç bir şekilde kendilerini özel hissetmeleri. gerçi hissetmemeleri de mümkün değil, bana neyin var dediklerin de grip diyorum geçiyorum, adamlara neyin var desen biri çıkıyor "borderline" diyor öteki çıkıyor "bipolar disorder" diyor, beriki çıkıyor başka bir şey diyor.