Bir bilgisayar bugün hiç yüzüme bakmadın sen istediğinde gelip istediğinde gidemezsin tribini bana atmadıkça bilinci ve ruhu yoktur.
o da ayrı bir tartışma konusu.
bilgisayarın ruhu da nedir? bilgisayarlar dışarıdan bilgi girişi yapıldığında sana sonuç veren aletlerdir sadece.
donanımı yaparsın, yazılımı da ihtiyacın doğrultusunda yazarsın, neye ihtiyacın varsa ona göre hazırlarsın sistemini, işlemleri daha hızlı yapabildiği için kullanırsın bilgisayarı senden daha zeki olduğu için değil (senden daha zeki olabilir ama). en gelişmiş bilgisayar bile en zeki insandan daha zeki değildir, sadece hızlıdır. bütün o işlemleri yapan bilgisayar programları senin benim gibi insanlar tarafından (senin gibi değil benim gibi) yazılıp programlanırken bilgisayarın insandan daha zeki olması, ruhu olması da nereden çıkıyor.
blendırın da ruhu yar o zaman, içine soğan koyunca parçalayıp veriyor, gözleri de yaşarıyordur hatta, yazık kıyamam ona ben.
ruhu olmasa bile ruhu varmış gibi davranabilir. şu anki bilgisayar teknolojileri bu kadar gelişmedi, ama ileride yeterli miktarda veri işleme hızı ve bellek sağlanırsa insanları simule eden biligisayarlar yapılabilecektir. fakat bu sadece ruhu taklit etmek şeklinde olacaktır. elektornik sistemlerde bilinç, kendi kararını vermek, kararsızlık, duygular gibi sistemleri simule etmek bile şu an mümkün görünmüyor.
bilgisayarlar doğaçlama yapamazlar, bu sebeple tam olarak duygu kazandırılamaz. **
bilgisayar verilen emiri yerine getirmekle yükümlüdür. yani bilgisayardan verilen komutla bir füze gönderilmesi ve bu füzenin bin kişinin hayatını alacağı söylenince, bilgisayar bu füzeyi gönderip göndermeme konusunda tereddüt etmez, ölecek insanların hayatını düşünmez, sadece komutu düşünür.
interstellar isimli filmde şöyle bir sahne geçer ; bir robot vardır ve bu robota yapay zeka eklenmiştir. bir insan gibi düşünme yeteneğine sahiptir. öleceği veya yok olacağı zamanı düşünmez çünkü düşünmesi için bir sebep yoktur. o sırada yanında bulunan bir insan ise evinden uzaklaşmıştır ve tekrar evine dönmeyi istemektedir. çocuklarını düşünmekte ve onları bir kez daha görmeden ölmek istememektedir. ikinci olarak robotta gelecek endişesi yoktur, insan ise umut var olduğu sürece geleceğin her zaman daha iyi olacağını düşünür ve kendi kurduğu gelecek dünyasını görmeden ölmek istemez.