yapılan bir konferansta kendisine yer kalmadığını gören savcı bir anda isyan eder. onu sakinleştirmek ise korumalara ve polislere düşer. ancak içlerinden kadın polisin biri başsavcıyı salondan dışarıya çıkmasını isteyince sözlü sataşmalar başlar ve kısa sürede fiziksel müdahaleye dönüşür. aralarındaki laf atışması ise şöyle cereyan eder :
+ : kadın polis , - : başsavcı
+ beyefendi, sizi dışarı alalım.
- hayır çıkmayacağım dışarı.
+ çıkacaksın!
- ankara başsavcısını çıkart da göreyim hadi.
arbedenin ardından başsavcı kadın polise soruşturma başlatır. hatta kendisinden helallik ister. fakat kadın polis el sıkışmayı kabul etmez. bu sırada da aralarında yine şöyle bir konuşma geçer :
+ helallik bir şey değil, doğu'ya atanmaktan korkuyorum.
- merak etme ben seni korurum.
aralarındaki helallik sorunu da bir şekilde çözüme kavuşturulur fakat aradan 1 gün geçince kadın polisin korktuğu başına gelir ve açığa alınır.
yazarın değerlendirmesi,
öncelikle bir savcının bir koltuk savaşı uğruna bu denli kendini küçük düşürmesi çok yanlış. ancak bir bakıma da haklı. neden diye sorarsanız adam kendi toplantısına giremiyor. neticenin bir başka boyutu da kadın polisin mahalle ağzıyla savcıyla laf dalaşına girmesi. karşısındaki insan yaşça ve kademece kendisinden büyük olduğu halde hesap sorarmış gibi bir tavır takınıyor ve emredici hükümlerde bulunuyor. sen kimsin ki onun karşısında? isterse dokunulmazlıklarıyla içeri attırır seni. hey gidi hey..
bir kadının boğazına sarılmak sayın savcıya yakışmamıştır. fakat kadınında sayın savcıyı tartaklaması, hakaret etmesi dışarı çıkarmaya çalışmasıda büyük suç ve aşırı terbiyesizliktir. alt makamdakilerin üst makamdakilere saygıda kusur etmesi suçtur. hele temsil makamındaki bir cumhuriyet savcısına.
ben savcının yerinde olsam derhal bir tutanakla durumu ortamda şahitler aracılığıyla tespit ettirir yasal işlem başlatırdım. cumhuriyet savcısına hakaret, veya karşı koymak ayrı hükümlerce ertelenemez hapis cezası gerektiren bir suçtur. en az 1 ay hapis yatardı karı.
polis aldığı emri yerine getiren bir memurdur. halk arasında " emir kuluyum " lafını çok duymuşsuuzdur. polis görevini yapmaya çalışırken başsavcının bu işleri çok iyi bilmesine rağmen uygulama kendine gelince böyle davranması sadece acizliktir. koskoca başsavcı. görevi kanunlarla verilen görevi yerine getirmektir. peki aynı başsavcı bir polisin kanunun ona verdiği yetkisini kullanmasına neden izin vermemektedir?
klasik bir tarafgirlik. tabiki savcı haklı. hiç bir polis savcıya gidip sizi dışarı alalım dahi diyemez, ama bellki emir aldığı mevkilere çok güvenmiş korusaymış keşke ergenekoncu abileri onu. kaldıki boğazına sarılmış savcının bırakın rica etmeyi. ama işte kanal d de polis 1 mayıs eylemcisi işçiye tokat atar suç olur ama aynı kanal d savcı ergenekoncu olmayınca savcıya tokan atanı kollar.
bir çalışanın amirine fırça kayması durumunda başına geleceklerin durumu.. ben de genel müdüre çıkıp sie. boşalt bu odayı diye diklensem aynı sonuç benim de başıma gelir.