bir başlığımız olsun adı can olsun

entry29 galeri0
    29.
  1. 28.
  2. 27.
  3. sen beni ben beni canımı
    yani benim erikli suyum
    şu körpe fidanlığıma rağmen aşk ile
    kalınlığını cebimin hiçe sayarak ve
    öyle derin bir aşkla sevdin ki
    ben senin başının altında başlığına ağladım.

    -ayrılamam ellerinden
    ayrılamam gözlerinden
    ayrılamam gül yüzünden-
    1 ...
  4. 26.
  5. 25.
  6. Sen hergün bir başlık altında
    Yırtık donun, kirli klavyenle
    enty giren sefil yazarsın...
    Emin ol farkımız var birbirimizden.
    Sen istediğin beş oyu
    Biri vermezse diğerinden isteyeceksin...
    Ama ben hep değdirdim
    seri oy veren meleğime...
    Yemin ettim
    sürekli değdireceğim
    götünü bana yaslayanlara

    bodrum paşasını kucakta hoplatma antolojisinden.
    1 ...
  7. 24.
  8. 23.
  9. çocukken takkeler bana mısırdı
    derken zeytin oldu derken peynir
    ilk deneyim beni vahdettin ısırdı
    sakin ol kız, bu acelen nedir

    tatmin sen de yoksun bir var bir yoksun
    vahdettin beni memnun etmekten yoksun
    çalış biraz, içim içini içine döksün
    daha da doymazsan kökünü kemir.
    1 ...
  10. 22.
  11. başlığın kulağıan ezan okuduktan sonra üç kere "can" diye fısıldandığında gerçekleşecek olan eylem.
    0 ...
  12. 21.
  13. gâiblerden bir ses geldi, bu madam,
    gezdirsin pipisini ense kökünde,
    ve uçtu tepesinden birden bire am,
    göt devrildi, künde üstüne künde...

    pencereye koştum, bir de ne göreyim ?
    açmış bacaklarını sevi yordun beni çok...
    göğe doğru kaldırmış makatını, dolunayı seveyim,
    bir deliğinden billur ırmak akıyor, bir deliğinden bok...

    hakikât deyu dolandım durdum,
    duru pınarlar, alın terinin namusu,
    ve ben, devrimin dağlarında inletirken tekerleksiz şimendiferleri,
    silindir geçirdim yüreğine, en dibine...
    hatırlarsın inlemelerini,
    nasıl da kendinden geçerdin,
    sikik hayta, ve denizin sikerek amlarını,
    yeryüzündeki yüzbinlerce akarsudan çocuğum olsun istiyorum,
    özü sözü bir aynı senin gibi bir kevaşe,
    avuçlarımın içi nasır bağlamış,
    sebebi belli: sen,
    yani, ben,
    seni anlattım pipime dün gece,
    defalarca ve defalarca anlattım,
    sevdiceğim ben seni dün gece,
    yumurtalarımın ucundaki sucukla aldattım...
    kandım...
    içtim...
    sense bir,
    piçtin....

    hüzünlü yağmurlara lekesiz serzenişler 5 / madrid' in midyat ilçesi, 2009
    3 ...
  14. 20.
  15. murteci başımı döndürme,
    üryan hayallere daldırma ,
    tuz verip hıyarı gösterme
    ellerini ellerimden çek. *
    cemiyet hayatına aldanma.
    istanbulu fazla bekletme.

    şeyh kafiyesiz hazretlerinin, murteci sultana vasiyeti. yer şamatalı bar, tarih az sonra.
    2 ...
  16. 19.
  17. bir elimde cımbız,
    bir elimde ayna ,
    patlatmaya çalışırken sivilcelerimi,
    aklıma düştün yeniden.
    sivilcem irin oldu,
    pendik neomarin doldu;
    acayip indirim yapmış mağazalar
    beni benden alır cilveli kaltaklar.
    lar lar lar
    yusuftum, selahattin olandım.
    şiirin kenarlarında dolandım.
    şairsin dediler programda
    dalgamı gaçtiler uludağda.
    2 ...
  18. 18.
  19. benim doğduğum köyleri
    akşamları kızlar basardı
    ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
    konuş biraz.

    benim doğduğum köylerde
    sevişe sevişe bir hal olurduk
    ben bu yüzden abaza iftirasını sevmem
    yavaş at biraz.

    benim doğduğum köylerde
    direk dendi mi parmakla gösterilirdik
    dildo da ne ola ki
    anlat biraz.

    sen nur serter kadar
    aydınlık ve çağdaşsın
    aydınlık bizi bozar canikom
    uzaklaş biraz.
    4 ...
  20. 17.
  21. ağla mürteci
    belki dönemem
    buralarda fıstık gibi bir kız kalır
    yaslarım başımı omzuna
    ciğerim nefessiz kalır
    ağla mürteci
    sap gibi gezdiğin için oralarda
    gözlerinde iki damya yaş kalır
    ben hangi hatuna yetişeceğim derdinde
    yüreğimde bir ecayip telaş kalır.
    ağla mürteci
    uzun uzun yazmaların elinde kalır
    sana kaç kere söyledim.
    bak bana zevkten dört köşeyim, belimde kahır.

    ağla mürteci
    buralarda döne döne-
    mem! artık bir hatuna doymasak da anılardan haz kalır
    sen de bir zaman manita yaparsın
    bir gün bir katliam yapılır
    ardında bir uzun hava ile, klarnet ile
    ankara'da tek erkek mürteci haylaz kalır.

    sap sapa eleştiriler/ freud yayınları 1898
    5 ...
  22. 16.
  23. 15.
  24. beşikler vermişim nuh'a
    salıncaklar hamaklar
    çıtır nalan dünki çocuk sayılır
    haytanın biriyim ben tanıyor musun

    Utanırım,
    Utanırım çapkınlıktan,
    Ele, güne karşı çıplak...
    Üşür didelerim,
    işlerim kesat.
    sevgililiğin, çalışmanın,
    Beraberliğin,
    Atom memelerinin katmer açtığı,
    cazibelerin, süzmelerin dünyalarında,
    Kalmışım bir başıma,
    Bir başıma ve uzak.
    haytanın biri
    tanıyor musun?

    o mavi gözlü bir devdi bir foolish casanova sevdi/ çapkın yayınları 31. baskı
    3 ...
  25. 14.
  26. sen giderken, ben ağlıyordum...
    mutsuzluktan bağıran martı kuşlarının ürpertisi boğazımda,
    istenmeyen adam olmak kolay değil,
    kolay değil... hem de hiç...
    otlar bitiyor, başaksız tarlalarımda, yani beynimde...
    gel de istenmeyeni gör sen, ta içerimde,
    biçsene o otlarımı, haydi biç, sende biç,
    piç !
    akşam olur, dem çeken saka kuşlarına benzer hayatım,
    sen fırından çıkan taze ekmek, bense kırk yıldır bayatım,
    sen ne anlarsın dervişlikten,
    bir de utanmadan bana namazımı sorarsın,
    sarhoşken geçerim ben sıratın üstünden,
    kapkara gözlerime bakar, enik yavrusu gibi ağlarsın...
    haydi sende ağla, sende ağla,
    ineğin memesindeki sütleri sağ la !
    la dediysem, hemen alınma minik bok yüreği,
    belki de bir nota söyledim o kepçe kulaklarına,
    do ! dedim, doğdun !
    re ! dedim, rey verdin, gittin orak çekiçe !
    fa ! dedim, falakaya yattın, kaldırdın kürek gibi ayaklarını gökyüzüne !
    sol ! dedim, makatından anladın, gittin solcu oldun, bağırdın istiklâl caddesinde...
    la ! dedim, bana mı diyorsun la diye cevap verdin, anlamadın minik küçük deve antrikotu...
    si ! dedim, siktirdin gittin, hüzünlü başlar ülkesine, meçhuller caddesine, ferrarisini satan orospular şatosuna...
    giymeyeceğim diyorsun ama, giydireceğim sana, hem de en alasından masmavi kotu...
    ısnır o tahta kurusu popon,
    takunyalarını giyerek seyredersin mehtabı amlıca' nın bahçelerinde,
    biz her gece bir yavruyu götürürdük, sen daha biberondan süt emende...
    bir kutu fiyonklu baklava yolluyorum sana, canın çekmiştir, bilirim oranın soğuğunu...
    yurt edinirsin belki bir gün genç derviş, bomboş bir ağacın bomboş bir kovuğunu...
    sen öyle bir devesin ki, hakikatte piresin,
    bir delik gösterelim sana da, utancından giresin !

    hüzünlü yağmurlara lekesiz serzenişler/4
    5 ...
  27. 13.
  28. ankara'nın taşına bak
    tut ki baktım
    uzar gider tren raylarım.
    geri dönme anlatım bozukluğum
    geri gel.
    kadınım, yarim, kukucuğum.
    1 ...
  29. 12.
  30. 11.
  31. istenmeyen bir adamım şimdi
    partilerin gözde elemanıyken.
    çünkü ben sevdayı
    dünyaya feda etmemek bildim yaşamayı.
    çıksın gelsin zulüm
    gelsin çatsın beni
    vursun yıksın
    kırsın atsın
    etmesin tek beni
    populeritemden dünyada cüda.
    1 ...
  32. 10.
  33. vah ettin
    ah dedin
    ben sesini sığınağım bildim.
    sessiz sakin
    kimseciklerin ayak basmadığı
    aydan bile daha tenha bir sahil kasabasıydın
    şehrin, o kancık yer, şehrin o karman çorman
    mekdanılds sıtarbaks kokan
    keşmekeşinden kaçıp
    keşin olduğum.
    vah ki ne vah
    ben seni kendi ellerimle
    var ettim
    olduğundan çok.
    eyvah ettim.
    1 ...
  34. 9.
  35. bu gece, hüzünleri evde bıraktım,
    dışarıya çıktım adını anmadan bebeğim...
    martılarla konuştum, simitleri ısırdım,
    sensiz bir günüm de böyle geçti bebeğim...
    hava nasıl oralarda ? üşüyor musun ? donuyor mu bir tarafların ?
    atkı ördüm sana, ve bir de yün kilot, giyersin, üşümezsin diye,
    beni hep sevesin, sımsıcak karnının içinde bir bebek gibi saklayasın diye...
    ana rahminde bir velet olmak isterdim,
    senin rahminin içinde,
    banyomu senin sularınla yapmayı isterdim...
    ister işkembe ye, ister kelle paça,
    senin karnında, razıyım ben kokoreçe, danaya,
    ve hatta arnavut ciğerine...
    sıkı sıkı sıkı sımsıkı sar beni,
    sar da ötüşsün bütün bülbüller çığlık çığlığa,
    sanki bir akbaba tarafından boğazlanıyormuş gibi...

    hüzünlü yağmurlara lekesiz serzenişler/3
    3 ...
  36. 8.
  37. adını biraz fazla işemek koyduk
    düşmana inat biraz fazla işemek
    sevdamız bir çığ gibi büyüyüp dağ olduğunda
    andığında yani tarih bizi
    bizi etten ve kemikten
    bizi tenden ve bedenden sıyırıp
    yad ettiği zaman yani tarih
    işte diyeceğiz işte bu
    korkmaz sanılan korku.
    1 ...
  38. 7.
  39. bir başlığımız olsun,
    ikimizin ortak ismi, adı can olsun.
    internette yitip giden hayatlara örnek,
    okusunlar hikayemizi,
    dönüp bakmasınlar arkalarına,
    geçip gitsinler şehirler boyu,
    aglasınlar bulutlar gibi,
    yolculuklar hep iki kişilik olsun,
    bir çocuk dogsun sonra, adı can olsun.
    2 ...
  40. 6.
  41. cevap vermedi küçük kayık
    şu bayık gözlere.

    şimdi ne demeli
    şuramda taşıdığım bir taşkınlık
    sen sel dersin
    çığ dersin
    ben iğreti yanım sayar sarılırım
    ne demeli sevip de değer görmeyen
    şu
    yani
    ben hakir ben öksüz ben yetim
    sen ki değişmeyen msn iletim
    cennete businis klas biletim
    acıyan yanım, eksik etim.
    cevapsız sorularıma yanıt olmanı
    yanımda olmandan daha çok isterdim
    çünkü ben sadece bir ikindi yağmuru gibi na-mağrur
    şu dünyada bir yankı bulabilmeyi sevdim.
    4 ...
  42. 5.
  43. benim hüzünlü orospum,
    lâf-ı güzaflarımı göz ardı et ne olur,
    o tatlı gülüşlerinin içinde yuva kurmuş bilindik neşeleri boşluğa bırak,
    uzak bana sımsıcak nazendeler, köçekler, dansözler, ırak mı ırak...
    istiyorum ki benim sevimli kaltağım,
    seninle kır, bahçe, dağ, bayır demeden arşınlayalım bu dünyayı,
    erik çalalım muhittin amcanın bahçesinden,
    karnımız ağrıyıncaya kadar indirelim midemize erikleri,
    kovalayalım sokaklarda koşturan ağzı süt kokan enikleri,
    benim bal bakışlı orospum,
    senin olmadığın dünyada ben de yokum...
    soğuk taşlara bassın çıplak ayaklarımız,
    ve gönlümüzce osuralım,
    sonra çamaşır gibi asalım osuruk tanelerimizi sensiz gökyüzüne...
    bilemezdim şiirlerin bu kadar götelek, kelimelerinse bu kadar pezevenk olduğunu...
    ağlak suratlı orospum,
    ben bu dünyada sen varsan varım, yoksan yokum...
    iniyor kayık,
    çıkıyor kayık,
    indikçe kayık,
    girsin götüne,
    şakıyan şakayık...

    hüzünlü yağmurlara lekesiz serzenişler/2
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük