daha önce yapılmayanın denenmiş hali. *
[[- iradeye karşı konsantrasyonel duruş-]] *
alınan kararlarda, iradi anlama da paralel olarak, konsantreyi, heykelvari duruşu model alarak sabitlemeyi amaçlayan hedeflerin her biri. bunun yerine getirilebilmesi için, maddelere bölünen her bir küçük parçanın, bireysel anlamda da mikroskobik bir bakış açısıyla incelenip uygulamaya sokulması gerekir .her ne kadar birbirinden bağımsız olarak incelenip bireysel anlamda kararları verilse de, uzağa zoom yapılarak büyük pencerenin tam olarak göründüğü kareye sabitlenildiğinde, küçük bir parçanın bütünü fazlasıyla etkilediği de çok rahat görülebilir.
kendi başrollüğünün dışına taşıp, davranışsal olarak kökleşmiş ve alışkanlığı figüranlaştırıp kendi başrollüğe soyunmuş bir durumla karşılaşıldığında, pektabi nesnenin figüranlaşmış durumunu da dikkate alarak zaman anlamında starttan finişe kadar olan bölüme öncelik verilmeli ve bütünden başlayarak parçalara ulaşılmaya çalışılmalıdır.
yukarıda anlatılanlara en basitinden bir örnek vermek gerekirse; sigaraya karşı iradeli bir duruş sergilemek için,
önce kökleşmiş olan ruhsal alışkanlığı değiştirmek için çaba harcamalı, onunla ilgili her türlü nesneden uzaklaşmalı ya da onsuz yapmalı, alışkanlık halinin terbiye edilmesinden sonra sigaraya karşı bir savaş açılmalıdır.malum ritüel halinden vazgeçilmediği sürece, sigarayla olan savaşta, onun yanında bir çok destekçisi, senin yanında ise negatif durumlardan başka hiç bir şey olmayacaktır.
biliyorum gayet ütopik bir söylem olacak ama kurgulamanın da doğal yaratıcılığa hakaret olduğunu düşünenlerdenim. yukarıdaki yazının herhangi bir yerde eğitim amaçlı okutulduğunu düşünelim .günlük hayatta kimse böyle konuşmaz hacı! peki neden yazarken cümlelerin bu kadar şatafatlandırılma halleri çöker üzerimize? düşün ki bu bir eğitim, dolayısıyla anlattıkların her zaman karşındakinin anladığı kadardır; senin anlattığın kadar değil. ortalama insanların doldurduğu bir sınıfta bu yazının okutulduğunu düşünürsek bunu tam olarak anlamayanların sayısı az olmayacaktır .o zaman bu tarz bir yazım için içinde bir kendini beğenmişlik barındırıyor diyebilir miyiz?
bence çok rahat diyebiliriz. eğitim amaçlı olmasa diyemezdik ama; o ayrı. adam belki kendisine yazmıştır, kime ne?
öyle değil mi? aynen öyle.
peki eğitim amaçlı yazılan yazılarda eeeh ben istediğim gibi yazarım, hatta kasarım da kasarım, anlayan ekime anlamayan sikime mantığı neden? bu mudur eğitimcilik? . . .
şimdi biraz da kara mizah, yukardaki başlıkta dahil farklı bir dilde farklı söylemlerle aynı şeyi konuşmak için uğraşalım
ilk iş başlığı değiştirmekte : iradeye karşı konsantrasyonel duruş. bunun yerine şu başlığı koyabiliriz;
((- iradeli olacağım diyorsan kendini bozmayacaksın aga -)) *
moruk bir karar alacaksan ona sadık kalacaksın. kenarından köşesinden kıvırıp kendini bozmayacaksın. ne yapabilirim diye bir düşünücen tamam mı, ondan sonra madde madde koy uygulamaya. hani maddelerden bir kaçında sıkıntı olur uygulama yapmazsın, bu sefer alacağın kararı etkiler moruk. yapma!
bazen alacağın karar çok sıkı bir nesneye olan alışkanlıktır, nesneden kurtulayım derken alışkanlığın farkına varmazsın, film kopar. yapman gereken, hususun kendisinden önce o alışkanlığı tetikleyen olayları ortadan kaldırıcan.
sigarayı bırakıcan diyelim, sigaranın kendisini bırakmakta sıkıntı yok mayk. ama gelgelelim her yemekten sonra yakıyorsan, her çay içerken puf puf içiyorsan, o zaman sigarayı bırakmaktan önce, içerken çayla içmeyi, yemekten sonra yakmayı bırakıcan. sigara daha sonra!
yoksa paso aklına gelir yapamazsın canım benim.
. . . . vay be bu şekilde hem kısa hem de daha açıklayıcı oldu. eğitim sisteminde de anlaşılması güç cümlelere, kendini beğenmiş söylemlere son hacı. ben bugün bu konu için devrim başlatıyorum .olur mu ki lan!