Herkes kendi çapında yaratıcılığın sınırlarını zorlamaya çalışıyor. Kimi zaman çok komik kaçan çabalara rastlamama karşın bu konuda iyi niyetliyim... Bu, asla bir baltalama ya da küçümseme yazısı değildir ve tam aksine sözünü edeceğim durum beni çok eğlendirmektedir. Ne?.. Gazetelerimizde ve özellikle spor basınında bir süredir, yaratıcı başlık atabilme kaygısı başladı. Sözcüklerle, hatta hecelerle oynayıp, onları iki anlama da gelebilecek şekilde eğip bükerek farklı haber başlıkları yazmaya çabalıyorlar. Keşke yapsaydım; bu konuda bir arşiv tutmadım ama hemen aklımda kalan birkaç örneği sizlerle paylaşarak daha iyi anlatmaya çalışayım.
Futbolcu Okan'ın Beşiktaş'a transfer olmasıyla ilgili başlık. 'oKANIM SiYAH BEYAZ...' Görüldüğü gibi burada Okan adı kullanılıyor ama bir yandan da ikinci heceyi kanın siyah beyaz akmasıyla ilgili kullanarak güzel bir laf cambazlığı yapılıyor. Hatta bununla yetinilmeyerek baştaki o harfi küçültülerek anlam iyice vurgulanıyor... NBA'de San Antonio Spurs basketbol takımının bu sene şampiyon olması üzerine bir başlık... 'NBA'yi Silip 'Spurs'düler...' Yoruma gerek yok, şu güzelliğe bakar mısınız?.. Beşiktaş posterinin üzerindeki yazı... 'Sen bizim 100 akımızsın...' Elbetteki burada kullanılan 100 rakamının Beşiktaş'ın yüzüncü yılına gönderme yapmak için nasıl da hınzırca iki şekilde birden anlamlandırıldığını belirtmek bile gereksiz... Buzdağının görünen yüzünü temsil eden bu minik örneklerden sonra yerimde duramıyorum ve olası
durumlara bazı başlıkları şimdiden önermek istiyorum...
Diyelim ki kaleci Rüştü çok hatalı bir gol yedi. işte başlık... 'Ne Yaptın Rüş'TÜH!..' Nihat'ın attığı bir golden sonra Real Sociedad, maçı 1-0 kazanırsa eğer... 'nihATTI, SOCiEDAD YATTI...'
Bu postmodern manşet tarzını sadece spor basınıyla sınırlı bırakmanın haksızlık olduğunu düşünüyorum. Alanları olabildiğince genişletmek gerekir. Örneğin deterjan fiyatlarının yüksekliği ile ilgili bir haber yapılması gerekirse, 'Deterjan değil, derterjan' başlığını öneriyorum...
Ya da bir deterjan fabrikasının çevreye verdiği zararı 'YETERJAN!' manşeti ile ne de güzel vurgulayabiliriz. Ve tabii ki sanat... Seyircinin istediği aryayı söylemeyince ayağından vurulan bir bariton olursa günün birinde, başlığı da hazır. 'Bir Tane Daha Söyleseydin Bari'ton.' Yaptığı anlamsız heykelleri ısrarla savunan yeteneksiz bir heykeltıraş için... 'Heykel, hey fodul...' Kadın şairlerimizden birisi eğer bir başka şair arkadaşıyla saç saça baş başa kavga ederse; 'ŞaiRRET KADIN!..' Ve son olarak edebiyat dünyamızdan bir başlık.. Farz edelim ki bir dönem, hiçbir edebiyat eseri yazılmadı, vitrinlere yeni bir kitap çıkmadı. Bu durumda gazetecinin görevi edebiyat çevrelerini uyarmak olmalıdır. Hem de sertçe... 'edebiYAT, KALK!..'
