çoğu zaman, içeriden çıkacak olandan korkmak sanki,
üç beş biranın etkisiyle, o pek de modern olmadığından dikine imal edilmiş demirleri saymak ama sayısından da emin olamamak,
yine çoğu zaman, hiç suçu günahı olmayan, yok yere sarhoş olmuş kardeşini o balkonun önünde, herkes uykusunda sıfır model araba alırken -yani o derece uyurken- ayık tutup bekletmek,
bir balkonu seyretmek, geceyi beklemek. sokak transiti, aşkı unutan adamların tepkisini çekmemek için greenwichi farklı kabul etmek cumhuriyet coğrafyacılarına göre,
etek altı göreyim diye deeğil de "ne güzel uyuyordur amına koyim" diye iç geçirmek.
balkonu seyretmek, geçici bir sırt ağrısı. bi bakmışsın oturmuşsun klavye başına, yalandan bi balkonu seyrediyosun.