Cahillik ile suçlayan kişiye sözüm Osmanlı imparatorluğu beyliklerin, prensliklerin, Hanlıkların, krallıkların desteğini ya da boyunduruk altına alarak fetihler yapmadı sanki toprak kazanmadı sanki. Adamlar belki maşa olarak kullanıldı lakin bakalım günümüzde devletleri var. Sonuç odaklı olalım. Kimseyi suçlamadan kendi hatalarımızdan ders almak lazım.
Birilerinin Osmanlı'nın dağılmasıyla ortaya çıkan bir çok devleti sayarak, mana ve ehemmiyetini inkar etmeye çalıştığı hikmetli sözdür.
Ey cahiller, saydığınız devletlerin numunelik bir tanesi bile bağımsızlığına Osmanlı' nın bileğini kendisi bükerek kazanmadı. Alayı büyük güçlerin desteğini aldı.
Zamanında bir komiserimiz enselediği fistanlılara "türk' ün gücünü göreceksiniz" dediğinde de bir takım vatan hainleri dalga geçmişti. Sonra neler olduğu malum..
Ermeniler ve rumlar da bir takım işler çevirmeye kalkmıştı. Memlekette ermeni veya Rum kaldı mı?
Akıllanmayanı akıllandırırlar, Türk'e kefen biçenin ölümü korkunç olur...
Üzülerek söylemek gerekirse,
fas
slovakya
polonya
macaristan
ermenistan
ukrayna
moldova
yunanistan
bahreyn
somali
bosna hersek
bulgaristan
makedonya
kosova
sırbistan
arnavutluk
kuveyt
katar
filistin
gürcistan
ırak
suriye
ürdün
israil
Lübnan
yemen
suudi arabistan
mısır
Tarih bir ibret vesikasıdır, ama okumasını bilene. Herkes bilge kağandan bahsediyor. Halbuki yanında yeralıp onu destekleyen kardeşi kültegin kağan gerçeğini görmez kimse, buna dikkat etmez. Harp sahasındaki başarıların arkasında hep o vardır. Askerlikteki maharetini devlet idaresinde ağabeyine destek olarak sürdürmüş olması onun siyasetindeki maharetini de ortaya koyar aynı zamanda. Çünkü askeri anlamdaki güç siyaset sahnesinde de olmadıkça tek başına hiçbir anlam ifade etmez. Esasen Kültegin en başından beri kardeşi bilge kağana verdiği destekle oyunları boşa çıkartmış, güç birliği yapmış bu da devletin ve neticede halkın işine yaramıştı.
--spoiler--
istemi Kağan'ın torunu , Kutluk Kağan'ın oğlu ,Bilge Kagan'ın kardeşi , Aşina soyunun Göktürk Devleti'nin Prens'iydi Kül-Tigin . Bilge Kağandan sadece 1 yas küçüktü.
O düsmanlarin oyununa gelmedi, abisi Bilge Kağanı tahtından indirip yerine gecmeyi hicbir zaman düşünmedi. Türk'ü Türk'e kırdiırma siyaseti Kül-Tigin'e işlemedi.
O sadece Türk yok olmasın diye, Türk'ü yüceltmek için, Türk'ü yaşatmak için vardı. Savaştı, savasti ve yine savastı ... Herşeyi Türklük için yaptı.
Çin kaynaklarında onu 'Yenilmez Savaşçı' olarak gösterdiler. Orhun Kitabelerinde de Kül Tigin'in elinde bir hançerle kaplan gibi atılarak dokuz düşmanı biçtiğini anlatır.
islam kaynaklarında da övgüyle bahsedilen ilk Türk komutanı oldu ve batıda "Kürtegin / Gürtegin" adıyla zikredildi...
Tarih, içinde yeraldığı mevcut dönemin şartlarına göre değerlendirilse bile alınacak dersler hep aynıdır. Kültegin gibi bir kardeşiniz varsa elbet sırtınız yere gelmez. işte o zaman böyle bir sözü söyleyebilirsiniz. Fakat ne acıdır ki böyle örnekler çok azdır. Türkler hep içerden yıkılır dışarıdan değil. Bir devletin içinde Koltuk kavgası başladıysa onun birliğini muhafaza etmesi çok zordur. içte Birlik yoksa dışarıdan rüzgar esse kafi.
Tarihin %80i varsayımdır düsturu ile hareket edecek olursak şahsıma cevap niteliğinde atılan entryler de dahil hiçbirisi zaman makinesi niteliğinde değildir.
Tanım: başkasının popisiyle popi olmak icin anlatilan hikayelerdir.
her devlet doğar büyür ölür. ölme zamanımıza denk gelen isyanlara askeri güçten ziyade devlet aklı ile karşılık vermek istedik. kabiliyetsiz sultanlar yüzünden onu da tam yapamadık.
de zaten işin burada felsefesi önemli. dedim ya burada asıl gururlandıran şey sözün 1500 yıl önce bizdeki milli bilincin dışavurumu olması.
bundan tamı tamına 1500 yıl önce söylenmiş, günümüz bakış açısıyla bakıldığında hafif faşist kaçsa da 1500 yıl önceki döneme bakıldığında bir sorun teşkil etmeyen, über söz öbeği.
türk milletinin sayısız komutanlarının en büyüklerinden olan bilge kağan tarafından söylenmiştir. burada asıl gururlandıran şey milliyetçilik olgusunun gelişmediği dönemlerde dahi atalarımızın milletine nasıl bağlı olduğunu göstermesidir. zira bundan 500 yıl sonra türk dilinin üstünlüğünü kanıtlamak için yazılan divan-ı lügatit türkte dahi birçok milliyetçi ifade geçmektedir.
bu tarz bir refleksi bizden başka gösteren bir millet daha vardır. o da farslardır. firdevsinin şahnamesi de bu tanıma dahil olabilir.
lakin unutulmamalıdır ki firdevsi gaznelinin döneminde yaşamış bir adamdır ve farsların bugünki toplum kültürünü tekrar dirilmesine yardım eden de bir türk devletidir. farslar bunu kabullenemezler fakat bu bir gerçek.
her neyse, bilge kağanın bu sözü bence belli başlı anıtlar dikilerek yad edilmelidir. bu kadar müthiş bir geçmişe sahip olup da adam beğenmeme lüksüne sahip olsak bile türk milletinin tarihteki yerini tahayyül ettirebilmek amacı ile yapılacak olan anıtlar türklük bilincine çok faydalı olacaktır.
"bir bak tarihe, türke baş kaldıranın sonu ne olmuş"