her ask oyle ya da boyle bir süre sonra bittiginden; en güzel anilarinizin sahidi fotograflar, beyaz kagida yazilmis kafiyesiz siirlerle birlikte, dibine sivi dokuldugunden pis kokan mavi bir cop kutusuna dokulmesi yuksek ihtimaldir.
"bir uzak sabah denizidir gittigin kapi
ellerinde rüzgarin tasinmaz çamurlari var
köpürmüs soylarimi toplarken çürüyen yanlarimdan
inan batmis sehirler gibi onarilmaz anilar
gözlerinde unuttugum o eski aciz miras
almaya gelsem solugumda dalgin yosun kokusu
biliyorum artik hiçbir gemi beni tasimaz
ve yeniden büyür içimde magrur bir zakkum gibi terkedilmek korkusu
hüznünü ver bana yeter, gizli hüznünü
kollari bagli hüzün olsun dört yanim
iragina vurma beni kirvem, aglarim, delirirsin
sonra derler haklidir sevdasi
geç olur ki artik onarmaz rakilar
geç olur bir yaraya rakinin dagilmasi
sen sehre sirtini dönen uykusuz dagli
gemiler nerde (ki çogu hüviyetidir melankolinin)
nerde aykiri mavzerler (onlara sigdiramazsin ki öfkelerini)
barut esmeri tenine sevdalarimi sürdügüm
nasil tasidin bunca yil delirmis saçlarinda o eski sark yelini
biliyorum dokunsam parmaklarim kirilir
dokunmasam eskiya uykusuzlugu çetin silahlar gibi"
dökülmez , buharlaşır haaya karışır..sonra uygun şokullarda yüreğimiz yeterince soğumuşsa yoğunlaşır yağur olarak üstümüze dökülür..o sırada yakınımızda olan da hasbel kADER sebeplenir..
önüne katıp götürdüğü onca aşığı bir aşk nereye döker! bunca acı çeken, aşk peşinde köpekleşen insanlar sonunda nereye gider;
desem ki toprak değil nehirlerdir dökülen
ve desem ki;
toprak benim...
ve
şimdi dünyanın bütün nehirleri dökülüyor gözlerimden.
bütün nehirleri.
durmadan, gümbür gümbür; göz yaşlarımın gürültüsünden kulaklarım sağır,
başka her şeye sağır, aşka sağır, meşke sağır...
güneşe kör.
sabaha hain
geceye dost
bütün nehirleri diyorum dünyanın bütün nehirleri...
akıp gidiyor...
dökülüyor
su biter mi usta?
su biter mi?
su biterse toprak yiter mi?
ya şu da biter mi?
yangın yani,
toprak yangını