küçük iskender'i okumakla başarılacak iştir.
hep söylediği gibi bir kez daha neymiş;
"cefasını benim çektiğim aşkın sefasını başkası sürecekse, başlarım böyle aşkın enkazına!"*
kaldırdığın enkaz olan aşkta büyümüşsündür ve bir dahaki sefere bir daha ki ilişkimde ona sana davrandığım gibi davranmayacağım, onu daha korkusuz seveceğim, onunla inatlaşmayacağım, onu kırmayacağım, alay etmeyeceğim onun sevgisiyle ama gitme bu enkaz kalkmadan gitme demektir. o enkazı kaldırırsın, gerçekten başarırsın sonra silinirsin gözlerden bilirsin onu çok sevdiğini ama anımsamazsın kim olduğunu.
"Aşk diye bir şey yok" diyenler, aslında aşık olup acı bir şekilde terkedilen ve acısı içine çökenlerdir. ve bu dönemlerinde karşılarına "onları sevmek için" çıkanların cellatları olurlar... "Enkazlar" bırakırlar arkalarında, kendilerini "enkaz" olarak bırakanlara kızmalarına rağmen; Bıraktıkları enkazlar da arkalarından "Aşk diye bir şey yok" derler. bu böyle sürer gider...
insan olmanın erdemine, özüne yeniden dönmek için; tüm kirletilmiş renkleri yeniden doğal haline çevirebilmek gerek... duyguları ve ruhu toz duman olmuş enkazdan kurtarabilmek tüm çürümüş sahtelikleri silebilmek hayattan, direnmeyi bilmek gerek gerektiğinde karşı koyabilmek, sevebilmek hiç karşılık beklemeden, özgürlüğe inanmak aşka inanmak gerek... Artık daha sağlam basarak, Hem de hemen.
en güzeli o enkaza hiç dokunmamaktır, hafifçe anılar dizisine kaydırmak en iyisidir. ne olursa olsun, unutmak ihanettir hem kendinize hem karşınızdakine hem de yaşanan hayatlara ihanettir, unutulmamalı, tatlı anılar klasöründe saklanmalıdır biten ilişkiler.
--spoiler--
bak koçum! belli olmuyor ama benim bir tek kulağımın arkası kaldı. artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim. sevgililer...heh! bizim olanlar ya da olmayanlar... hepsi iz bırakır. bu izler şimdi seninki gibi çok derinini çiziyor. hepsi kalır! ama inan yeni izler de olacak. yaşlıları düşün... sanki her şeyi bilirlermiş gibidirler. ama öyle değil. heh!.. ne kadar acı çekersen çek şunu hiç unutma; çizilecek bir yer hep vardır ve çizecek bir yer... ressam olur insanlar başkalarının kalbini kazıya kazıya, ya da resim olurlar senin gibi; kazına kazına.
--spoiler--
kendini yeniden tanımak ve yeniden hayata dönmektir. aşk, bir değişim sürecidir. aşk bitince, eskisi gibi olamaz hiç kimse. o yüzden hayata bakış açısı değişmişir ve kendini yeniden tanıması gerekir.
'bir aşkın enkazını kaldırmak' zor zanaat olsa gerek başımı kaldıramazken ben yeniden hayata karşı. nekadar da acımasızdın sen ve bi okadar da pislik, nedenmi pislik dedim sevgili sen iyi bilirsin sorma sakın. hatırlarmısın konuşurduk senle sabahlara kadar ottan, boktan, hayattan, kusurdan, aşktan herşeye diyecek bir sözün vardı ama inanmamalıymışım aşk hakkında dediklerine meğer. ama nasıl inanmazki insan, ruh, beden bu denli iyi rol keserken sen. bazen kızıyorum kendime lanet ediyorum hatta, ben nasıl göremedim bu denli aşağılk olduğunu ama dedim ya sen çok iyi bir oyuncuydun tek kişilik gösteri sunan, bense saf aşık at gözlükleri takan. inan bana aldatılmak değil aldanmak koyuyor bana, inanmıştım sana sarıldım yanıldım kırıldım. kırgınlığımla yanılgımla bir odada kapalı kaldım, dışarıda sen bensiz hayatını yaşarken. yaşa sevgili yaşa sen, eğlen, gül, sev, sevil ama beni benimle bırak artık bu enkazda kaldırabilirmiyim bilmem, dedim ya zor zanaat olsa gerek.
...
bir zaman sonra
batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim
sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
bizden diyorum, ikimizden
ne kalacak?
şimdi biz neyiz biliyor musun?
yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. umut
ve korkunun
hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada
bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını
bilmeyen
çocuklar gibi
ve elbet biz de bu aşk da büyüyecek
her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz
... *
her şeyi bir başka aşka ertelemektir belki de, enkaz altında kalan yüreğin yeniden atmasını sağlamak...
bol bol sigara
mutlaka çalışacak bir iş
varsa aileye daha çok bağlanmak yoksa 1. dereceden arkadaş grubuyla sık vakit geçirmek oda yoksa daha fazla sigara
zaman
eğre kişi 1-2 * ayın sonunda hala aynı haldeyse umarım sizi döverek kendine getirecek kadar iyi dostlarınız vardır yoksa sosyal ve ekonomik hayatınız sekteye uğrar. *
-hilmi...sabah erken çık evden ustalar gelecek
-hayırdır hanım ne masrafı yaptın yine.
-bir aşkın enkazını kaldırmak gerek artık.çağırdım hüsam ustayı.
-arada seni de kaldırsınlar.nıhah
-allah belanı vermesin hilmi.bak vermesin dedim yine.erimsin.
-erin batsın.
o kadar uğraşırsın didinirssin, ama bir cevap alamazsın ya, bir .ok yiyemezsin ya, en berbatı odur.
hele bu bir değil birkaç kere yaşanırsa, o enkazı artık kaldırmak için uğraşmazsın, bırak kalsın dersin. o enkazla yaşamaya başlarsın, o içindeki enkaz senin davranışlarına ve psikolojine de olumsuz etki yapar, çevreden tepki görmeye başladığında, o enkaza bakar bakar iç geçirirsin...