insan hayatının en güzel, en tuhaf, en tatlı, en acı cümlesinin, herkesçe farklı, herkes için ayrı bir anlamı olan yüklemine, tüm sorumluluğu yüklenip sorular sormaktır, bir aşkı ögelerine ayırmak...
hepi topu üç derstir, ikisi düz biri terstir. dilerseniz başlayalım, haydi bakalım, destur.
1. ders: --3. tekil şahsın anlamı ve aşk--
ömrün bembeyaz bir sayfayken, tek bir çizik, tek bir nokta yokken ortada. birgün ansızın, kırmızı başlıkla giriverir hayatına, o üç harfli belirtisiz nesnenin içindeki gizli özne. ve sen bütün etkenliğini yitirip, edilgenleşirsin birden. özdeki özne gelmiştir, sen sözde özne'sindir artık, adın onun iyeliği ile anılır. aidiyet bildirirsin, uyuduğun uyku, gördüğün düş ve aldığın nefesle bile.
ali ata bakar, sen ona. ışık ılık süt içer, sen onu. oya okula koşar, sen ona.
en kısa yokluğunda onun, azalan, eksilen ve onunla tamamlanıp, ona tamlanan'sındır. tavlayan ve tamlayan odur seni, o ne derse o'sundur artık. güzel derse güzel, çirkin derse çirkin. odur artık yazıp silen, odur artık kaderin!
en sesli, en ünlü harfin o'dur.
bütün sesler ve renkler silinir defterinden. bir tek o kalır, her şey o'na dönüşür. her isim yok olur gider, hepsinin yerine o belirir, o'dur bildiğin tek adıl, o'dur bildiğin tek zamir.
onu, ona, onda, ondan, onun... işte, her hali'nden bellidir; sen aşıksındır kardeşim!
ne yazık, cebindeki fişlerde hep güzel cümleler yazmaz. bir cebinde güzelleri varsa, en acılarıyla doludur diğer cebin.
birinci derste görmedin diyelim... ikincide ezber edersin...
birinci ders bitti kardeşim, güldük, eğlendik, tanıştık ve kaynaştık. şimdi ikinci dersteyiz, şimdi zurnanın zırt dediği yerdeyiz. şimdi o, diğer yüzünü gösterecek sana. açacaksın kitabını, biri okuyacak, sen takip edeceksin. fakat elindeki kitabın, diğerlerininkinden farklı olduğunu anlaman uzun sürmeyecek. herkesin en güzel sayfası, senin en kötüne tekabül edecek. öfkeden deliren aklın reddetse de, gerçeği anlayan kalbin kabul edecek.
acıyla anlayacaksın; o, sandığın o değilmiş, seni yazdığı gibi silmiş, kelimelerin eksilip azalmış, cümlelerin devrilmiş.
gitmiş o, başını alıp, edilmişsin sen terk!
kim terk edilmiş - sen
kim gitmiş, kim terk etmiş? - o
nasıl gitmiş? - başını alıp
hiçbir şey söylememiş mi? - hayır
bu kadar kolay mıymış? - evet
3. ders: --okuduğunu anlamak--
hava çok acılı, bu dersi dışarda yapalım...
gördük ve tanıdık, sevdik sevdalandık, kördüğümle bağlandık, böyle ayrı gayrı, olmaz-olmaz. duysa alem duysa, dert etme derdin buysa artık ayrı gayrı dayanamam olmaz, dalleründeyeyyi yeyyi ye yee dallaründeyeyyi yeyi ye yeee...
hani defterine anlamsız şeyler yazıp, tuhaf şekiller çizdiğin dersler vardır ya. işte bu, o derslerden biridir.
ne yaptığına, ne söylediğine dair en ufak bir fikrin yoktur. olan olmuş, biten bitmiş, giren girmiş ve çıkmamıştır.
işte bu dersten sonra, onu çıkarma evresi başlayacaktır. çıkarken canın daha çok yanacak, zaman daha yavaş geçecek ve fakat, anlamını yitiren her şeyin yerine, yeni anlamlar gelecektir.
sonra tüm sesler kesilecek, o hengâme bitecek, acısıyla tatlısıyla bir eritim ve bitirim yılını daha geride bırakmanın, sükununu yaşayacaksın.
o sükun içinde geçerken zaman, yaraların sağalacak, acıların dinecek. derlenip toparlanacaksın. ilk iki derste okuduğunu, işte o zaman anlayacaksın...
tüm eylemlerinizin baş kahramanı olan sevgiliniz aşkınızın öznesi,
sevginizi destekler görünen bütün mekanlar, zamanlar, ayrıntılar.. ilişkiyi tümleyen tüm öğeler tümleç,
aşkınız uğruna benliğinizden vazgeçtiğiniz için, ödün verdiğiniz için, zevkle kendinizi araç haline getirip yetkinizi tamamen kaldırdığınız için şahsınızın ta kendisi nesne,
aşkın sağlaması, dokunulmazı, en acısı ve en tatlısı sevmek.. tek ve alternatifsiz yüklemdir.
gizli özne ise akıp giden zamandır. size uymayan hayattır. tutmayan hesaplardır. genel geçer kurallardır. görmezden gelirseniz ortada öğelerine ayıracak pek bir şeyiniz kalmaz.
yükleme kim sorusunu sormayın yalnız. özneye değil nesneye varırsınız.
kırıcı,yıkıcı,dökücü,umursamaz bir sekilde bittiyse aradan ne kadar zaman gecerse geçsin,insanın yüklemi,yüklemden sonra özneyi,özneden sonra nesneyi bulabiliceği ama bir tek kendine zaman zarfının sorularını sorup yanıt alamayacagı bir ayrım.
bir aşk gerçekten aşksa öğelerine ayrılmaz , öğeler bir bütündür ,herşeydir koparılamaz devrik cümle haline getirilemez her öğenin yeri bellidir bağlı olduğu öğe de..tek taraflıysa işte o platoniktir,küçük çaplı saplantıdır (en sevdiğimden ) istenilen öğeye itinayla ayrılır...( sabit değişkenler ; ayrılık , acı ,gözyaşı , aptallık , herşeye rağmen yine onu özlemek.)