bir aşk oyunudur bu, iki mızıkçı, meşgul çocuğun oynadığı bir türlü orta yolu bulamadıkları. başka oyun arkadaşları var onların, kıskanç oyun arkadaşları var, iki kavgalı mahallenin çocuğunun biraz küs çok mutlu oyunu. açık açık konuşulamayanların bozduğu bir oyun, ama mutlu bir oyun.
sana söylediğim bir kelimede,
aldığım bir gülümsemeye aşığım.
bir sevgilin olmuş,
ben mutlu olmuşum,
senin bunu anlayabilmen ve
"merhaba" dostum diyebilene aşığım.
bunu anlayabilene...
"bir aşk oyunudur bu" dan, "bir aşktır bu "ya giden zamanda,
yaralanmaları, küsmeleri anlayabilmektir.
olgun davranabilmektir, olgunlaşa bilmektir aşk.
aşk tek başına tekelin değildir, anlayabilmektir,
aynı zamanda hayatın boyunca bir kez olmaz,
yoksa nasıl olabilirdi benden sana bu tutkulu aşk.
yanlış anlamak ta aşktır, yanlış anlaşılmakta.
seni seviyorum demek ise aşkı özel kılacak bir cümle o kadar,
ne zaman gözler gözlerde, eller ellerde olur,
bu kalp sende kalır, aşk teninde, sevgi damarlarında sevgilim olusun.
bir özeti gibi, ön sözü gibi
"sevgiliye sevgi yazıları armağanı" yazdıklarımızın.
bir aşk doğar mı dedim, doğarmış sevdiğim, hatta nefret bile doğarmış..
her şeye rağmen önemli olan,
bir insanın bir insana, güzel bir değer kalabilmesiymiş.
"kadınım, ismininin anlamanı bildiğimden ve resmini gördüğümden beri sesini duyabilmek için bin bir uğraş verdim. teninden bir isteğim yoktu, sarılıp koklamaktan başka.
senden bir haber alamamak beni kahretmekte. ancak senin de kendine göre bir sevme, aşık olma biçimin var. şimdi günlerdir uzaktan eğitim gibi girdiğin bu hikmetli yolda ufacık talepleri dahi yerine getirmemen sebebi neydi? ya da şimdi o tuttuğun eller, kokladığın ten beni unutman, unutabilmen için yeterli gelebildi mi? zannettiğin gibi kesip bırakmak o ilişkiden kopmak, sıyrılmak değildir sevgili.
yalnızca bir mutluluk kendi kendine olduğun zamanlarda yakaladığın masum anlar değil, öğrenmek istediğine karşılıklı bir beklenti ile ulaşabilirsin benimle, seni korkutan ya ben onu hiç bırakamasam duygusu mu? onun için mi bu gereksiz kıskançlığın, sen benim, ben senin kullanılabilecek emtian olmayacağız ki hiçbir zaman, ya da olmayacaktık sen o bulduğunu zannettiğin sevgiliye ulaşana kadar. ne demek lazım sözün bittiği yer burası, siz kavuşun kuytuluklarınızda kısa ve anlamlı?!
kadınım, inanmış olduğun sevginin, aşkın ve sana anlatmaya çalıştığımız yazışmalarda unutma:tatmin oluyordun konuştuğumuz yazılardan sende. ben de tatmin oluyor ve arzuluyordum seni. ancak ne hikmetse sen kelimelerle sevişmelerimize dahi sansür getirdin, yüzün kızardı nar gibi ve bu yalnızca karşılıklı yazdığımız sevgi, aşk oyunlarınızdan aldığın zevk dokunduğun tenindeki şevkten daha mutluluk verdi dedin ve şimdi yoksun. bu aşk, sevgi sensiz yoksun, sen yoksun demiştim, ancak sen tüm haberlerden ve gelişmelerden yoksunsun. şimdi de yok, senin olmamanla yanımda bir değer kazandı ilk defa yanımda.
sevgili kadınım, seni uzaktan böyle sevmişsem böyle kısıtlı imkânlarda daha fazlasında sevgimin sıcaklığından yanacağından korktun, anlıyorum seni. şimdi bu olabilecek aşkı olmayacak bir ateşe attın. bugün değil ancak yakın bir zaman da bir gün okuyup bakarsan yol farklılaşmış olabilir, senin için erken benim için geç olabilir.
unuttum sanmışsın seni, bunun üzerine sana yazılır bu mesaj:
seni unutmam için sevgili; sen hiç bir zaman olmamış ve var olmaman gerekti dünyada. sen varsan ve nefes alıyorsan ki daha doğrusu ben nefes alıyorsam, unutmak kelimesi konu sen isen silinmiştir.
yani türkçesi : sende ben kendimi unuturum ancak, seni bilmem ve sen mutlulukla, zevkle ve yaşanabilecek her anı ile bakiyemde kalırsın.bunu sen unutma.
sen sevgimsin benim damarlarımda ve erk gücümün besin zincirinin tüm halkalasısın. sen gelmez isen yanıma olacaklardan sen sorumlusun,
olacaklar ise senin hayalinle seni aldatacağım duygusudur.
senin beni, benim seni ihmal ettiğim kadardır.
insanlar birbirlerinden beslenirler yaşam boyu,
bazen sevgi-aşkıyla, bazen paylaştığı güzel zamanlarla.
kopardığında o bağı sen , ya huzuru bir yerde bulmuş olmalısın,
ya aşk peşinde, ya seksin doruklarında olmalısın, yada ayna karşısında beni hayal ederek seks diye çığlık atabilirsin.
sen unutmuşsan, unutmuşsundur.
ben unutursam hatırlamam, ancak benim unutmam uzun sürer,
çünkü ben hiç bedeninde bir damla ter, teninde bir avuç dokunuş olmadım hiç.
seninle aramızda ki mesafe o kadar uzak ki, ne kadar yakın olmak istesem o kadar uzaklaşıyor,
aramız iyi ancak çekincelerimiz var.
aramızda ki mesafe bazen "o mesafe" yi düşünmez isen olmaz,
düşünürsen de hiç bir zaman ne bu ruh, ne bu beden, ne bu ten ve ter sana zaten ayrı ayrı yada bir bütün olarak kavuşamaz.
sen gelmedin bir türlü, ben gidiyorum,
hoş çakal, hoş kal ve hep sev,
sen incitseler de ,sev,
seni hor görseler seni de,
seni küçük, büyük görseler de sev,
sev,
seni sevmeseler de,
sev ki yüzündeki o tebessüm ve mutluluk eksik olmasın,
bir gün belki karşılaşana dek
sen bir aşka , bir aşk gibi sarılmaz isen
bir mum gibi zamanla söner, aradığın aşk,
aşk ki senin yaktığın bir mum ise değil mesele,
mesele sen ateş olmaktan vazgeçme, yakarsın bir mumda bir aşkı.