bir ayrılış hikayesi

entry6 galeri0
    1.
  1. nazım hikmet ran'ın aşmış bir şiiri.

    Erkek kadına dedi ki:
    - Seni seviyorum,
    ama nasıl?
    avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
    parmaklarımı kanatarak
    kırasıya,
    çıldırasıya...
    Erkek kadına dedi ki:
    - Seni seviyorum,
    ama nasıl?
    kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
    yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
    yüzde hudutsuz kere yüz...
    Kadın erkeğe dedi ki:
    - Baktım
    dudağımla, yüreğimle, kafamla;
    severek, korkarak, eğilerek,
    dudağına, yüreğine, kafana.
    Şimdi ne söylüyorsam
    karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
    Ve artık
    biliyorum:
    Toprağın
    Yüzü güneşli bir ana gibi
    En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...

    Fakat neyleyim
    saçlarım dolanmış
    ölmekte olanın parmaklarına
    başımı kurtarmam kâbil
    değil!
    Sen
    yürümelisin,
    yeni doğan çocuğun
    gözlerine bakarak...

    Sen
    yürümelisin,
    beni bırakarak...

    Kadın sustu.

    SARILDILAR

    Bir kitap düştü yere...
    Kapandı bir pencere...

    AYRILDILAR...

    (bkz: aşkı en iyi anlatan dizeler/@mogosog)
    16 ...
  2. 2.
  3. - Utkucan senden ayrılıyorum.
    + ee?
    0 ...
  4. 3.
  5. - beni gerçekten hiç sevmedin mi?
    * olmadı, yapamadım.
    - tamam gittim ben o zaman. (bkz: yaşanmıştır(- benim bu arada))
    2 ...
  6. 4.
  7. nazım hikmet in sigara yaktıran şiirlerinden biridir.
    0 ...
  8. 5.
  9. Her yere bir kaç kez yazılması gerekir bu şiirin.
    erkek kadına dedi ki:
    - seni seviyorum,
    ama nasıl?
    avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
    parmaklarımı kanatarak
    kırasıya,
    çıldırasıya...
    erkek kadına dedi ki:
    - seni seviyorum,
    ama nasıl?
    kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
    yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
    yüzde hudutsuz kere yüz...
    kadın erkeğe dedi ki:
    - baktım
    dudağımla, yüreğimle, kafamla;
    severek, korkarak, eğilerek,
    dudağına, yüreğine, kafana.
    şimdi ne söylüyorsam
    karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
    ve artık
    biliyorum:
    toprağın
    yüzü güneşli bir ana gibi
    en son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...

    fakat neyleyim
    saçlarım dolanmış
    ölmekte olanın parmaklarına
    başımı kurtarmam kâbil
    değil!
    sen
    yürümelisin,
    yeni doğan çocuğun
    gözlerine bakarak...

    sen
    yürümelisin,
    beni bırakarak...

    kadın sustu.

    sarildilar

    bir kitap düştü yere...
    kapandı bir pencere...

    ayrildilar...
    5 ...
  10. 6.
  11. Erkek kadına dedi ki:
    - Seni seviyorum, ama nasıl?
    avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak
    kırasıya,
    çıldırasıya...
    Erkek kadına dedi ki:
    - Seni seviyorum, ama nasıl?
    kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
    yüzde hudutsuz kere yüz...
    Kadın erkeğe dedi ki:
    - Baktım dudağımla, yüreğimle, kafamla; severek, korkarak, eğilerek,
    dudağına, yüreğine, kafana.
    Şimdi ne söylüyorsam
    karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
    Ve artık biliyorum:
    Toprağın Yüzü güneşli bir ana gibi
    En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...
    Fakat neyleyim
    saçlarım dolanmış
    ölmekte olanın parmaklarına
    başımı kurtarmam kâbil değil!
    sen
    yürümelisin,
    yeni doğan çocuğun
    gözlerine bakarak...
    Sen
    yürümelisin,
    beni bırakarak...
    Kadın sustu.
    SARILDILAR
    Bir kitap düştü yere...
    Kapandı bir pencere...

    AYRILDILAR...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük