en dürüst insan söylemidir. saçma sapan bahaneler uydurmaktansa, gerçekçi olmayı tercih etmiştir. en başından beri de sevmemiştir aslında ama sevmeyi denemiştir en azından. dürüstlüğünden dolayı da anlayışla karşılamak gerekir.
taktir ederim. nice yalanlar soyleyip insanı umuda sevkeden serefsiz soylemlerden daha acik.
-ben ayrılmak istiyorum.
-neden?
-seni seviyorum ama ailen beni istemiyor.
-benim icin sorun degil. evlenirsek gorusmeyiz olur biter.
-nasıl gecinecegiz, hem ailenden benim icin kopmanı istemem.
-kendi birikimim var, meslegim var, iş kurar geciniriz.
-seni seviyorum ama evlisin.
-olsun bosanirim.
-olmaz cocugun var eşin var. bizim yuzumuzden mutsuz olmasınlar.
-ama biz mutsuz olacagız.
-biz fedakarlık yapacagiz. ara sıra gorusuruz yine.
bu konusma gibi bir cok konusma yapılır. insan zanneder ki baskaları yuzunden boyle oldu, sevdigine toz konduramaz. sevdigi diger insanlara dusman olur, bir gun degişir bir seyler diye umutlanır.
ama umut vermek bir insana yapılacak en kötü şeydir.
karşıt olan kutupların, birbirinden haz alamamasıdır. çünkü sevgi o kadar kolay, o kadar çabuk olan değildir. zamanla yarışan, kişiyi tanıma süreci içinde geçen zamanın verdiği meyvedir. bu olsa olsa, elektirik kesintisi yaşayan bünyenin karanlık ta kalmış, mum arayışı gibidir, biri beni aydınlatsın, ben bundan elektirik alamadım.
terk edilen taraf için bahanedir. oysa ki ayrılan taraf için omuzundan atılması gereken koya bi kaya gibi altında ezildiğibi yüktür, gerçektir.
terk edilen taraf muhtemelen inanmayacaktır buna başkası var diyecektir, başka birşey var diyecektir. zordur sevdiğin tarafından sevilmediğini duymak. ama herşey gibi buna alışılır.