türkülerin mükemmel bir saflıkta olduğuna inanırım bendeniz.
özellikli olarak bazı türkülerin, ekstra saflıkla elenmiş olduğunu da düşünürüm.
bu türkü de öyledir, öyle de güzeldir.
saf bir hüzün,
saf bir isyan.
şu an cengiz özkan'nın sesi ile dinlediğim türkü. şu an bana bozkırların içinden geçen bir yolda tek başıma nereye gittiğimi bilmeden yol alıyormuşum hissi vermekte.
ben bu türküyü dört kişiden dinliyorum ilki orhan hakalmaz sonra mustafa özarslan sonra sabahat akkiraz en sonda olgun şimşek başka kimseden dinlemediğim için diğerleri hakkında yorum yapamıyorum fakat bu dörtlü birbirinden güzel şekilde yorumlamışlar.
gecenin bu saatinde mustafa özarslan'dan 100 kere dinlenilen ve insanı saf, temiz anadolu insanlarının yaşadığı topraklara götüren, darmadağın eden, memleketimizin özünden kopmuş gelmiş, yaşanmışlıkların kelimelerde vucut bulduğu muhteşem türkümüz.
türkülerin dilinden az çok anlayan her insanı derinden yaralayan türküdür. mustafa özarslan yorumu bu türküyü şu ana kadar binden fazla kez dinlememde önemli bir etkendir. pop müziğin anlamsızlığıyla büyüyen nesiller için fazla bir anlam ifade etmeyebilir.