insanlık gereği yapılması gereken eylem ancak burada sorgulamamız gereken gerçekten filistin halkı için mi memleketi tehlikeye attığımız eğer öyleyse ırakta çocuklar öldürülürken neredeydi bu kahramanlar ?
--spoiler--
Türkiye; tarihi bilmeyen, demokrasi kavramından uzak bir aşiret ve cemaat zihniyetiyle yönetiliyor.
Öncelikle, Recep Bey'in takıntısı gibi görünen Filistin konusuna göz atalım. Tanıyan arkadaşlarım bilirler, 2004 yılında Filistin'deki uluslararası güçte görev yaptım, bu dönemde ölmeden önce 2 defa görüştüğüm Arafat'ın israil tarafından öldürülüşüne, sonrasında Gazze'de Hamas liderleri şeyh Yasin ve Rantisi'nin Filistinlilerin para karşılığı yaptıkları yardımla israil tarafından öldürülüşüne tanık oldum ve o karmaşa içerisinde düzen sağlamaya çalıştım. Dolayısıyla değerlendirmelerim o havayı yaşayan birine aittir. Televizyonlarda, TBMM'de, grup toplantılarında, basın - yayın organlarında olayları yerinde yaşamadan ahkam kesenlerden farklı düşünüyor olabilirim.
Filistin devletinin kurulmasını dünyada isteyen (Filistinliler dahil) tek ülke var mı ? Bunun için ilk olarak Filistin'in çevresindeki Arap ülkelerine bakalım. Önce Ürdün'e ele alalım. Ürdün'le Filistin'in sınırını Ürdün nehri oluşturur. Bu nehrin batı tarafı (yani Batı Şeria) Filistin'e aittir. Amman dışındaki tüm Ürdün şehirleri ise bu nehrin doğusu (yani Doğu Şeria)'ndadır. Ürdün nehrinin doğusundaki şehirlerde yaşayanların hepsi Filistinlidir. Bugün Filistin devleti kurulsa, Ürdün nehrinin doğusundaki tüm şehirler Filistin'e katılır, dolayısıyla Ürdün tarihe gömülür. Ürdün diye bir suni devlet kalmaz. Bu nedenle Ürdün, Filistin devletinin kurulmasını kesinlikle istemez. Nitekim israil'le yaptığı anlaşmalar bu yöndedir.
Gelelim Suriye'ye. Suriye halen Golan tepelerinde israil'le savaş halindedir. Golan tepelerini gören arkadaşlar bilirler. israil'in ve Filistin'in tek su kaynağı burasıdır. Ortadoğu çölünde cennet gibi bir vaha olan Golan tepelerindeki su kaynakları, bu tepenin hemen güneyindeki Galile gölüne toplanır ve bu su uygun kanal ve borular vasıtasıyla 350 km. güneydeki Akabe körfezine kadar olan tüm israil ve Filistin yerleşim yerlerine götürülür. Golan israil devleti ve Filistin için hayatidir. Bugün Filistin devleti kurulsa, israil'in Batı Şeria (Filistin)'da bulunan 16 Tugayı Golan tepelerine, yani Suriye sınırına getirilir ve bu güç, Suriye'nin savaşı kaybetmesine neden olur. Dolayısıyla Suriye, Filistin devletinin kurulmasını ve israil'in Batı Şeria'dan birliklerini çekmesini istemez. Tüm gayreti bu yöndedir.
Gelelim Mısır'a. Gazze'ye giriş - çıkışlar, Mısır'ın Sina yarımadasında bulunan Refah sınır kapısı vasıtasıyla olur. Mısır, bu kapının kapalı tutulması ve Gazze'nin tecridi için her yıl ABD'den 3 milyar dolar rüşvet alır. Ayrıca, Gazze'yi, dolayısıyla Hamas'ı kontrol altında tutarak yaramazlık etmemelerini sağlamanın diğer bir mükafatı olarak, ABD ve israil'in tam desteğiyle ve fiili çalışmalarıyla Arap aleminin sözde liderliğini yürütür. Bugün Filistin devleti kurulsun, Mısır bu gelir kaynağını, ABD ve israil'in desteğini ve en önemlisi de ilerde Gazze'yi kendi topraklarına katarak Gazze'deki zengin yeraltı kaynaklarını kullanmaktan mahrum olur. Bu nedenle Mısır, Filistin devletinin kurulmasını kesin olarak istemez.
Diğer tüm Arap ülkelerinin yöneticilerinin hepsi, ABD ve ingiltere'nin kontrolündedir ve hiç bir Arap ülkesi Filistin devletinin kurulmasına izin vermez.
FiLiSTiN HALKI VE TÜRKiYE'NiN iSRAiL DESTEĞi
Saydığımız tüm bu Arap devletlerinin halkının, ellerinde Recep Bey'in posteriyle gösteri yapmaları bir şey ifade etmez. O halkların devlet yönetimini belirleme ve politikaya yön verme gibi bir rolleri yoktur. Çünkü o ülkelerde demokrasi yoktur. Onlar sadece reayadır. Yasama, yürütme, yargı gibi yetkiler başlarındaki tek adamda toplanmıştır. Bizim Recep Bey'in özentisi de zaten budur. Dolayısıyla o gösteriler gerek o ülkeler ve gerekse Türkiye için bir anlam ifade etmez ve sonuç getirmez. Sadece Türkiye'deki irticacılar ve AKP'nin reayaları için seçim malzemesi olur.
Gelelim Filistin halkına. Filistin devletinin kurulmasını istemezler. Devlet kurulursa, çoğunluğu Norveç olmak üzere dünyanın dört bir tarafından gelen oluk gibi parasal yardımlar hemen kesilir. Bu paralar halen Filistin hükümeti ve El Fetih tarafından kullanılmakta, % 1-2'si halka yansıtılmaktadır. Bugün Filistin devletini kurun, paraların bölüşülmesini ve aşiretlerin yönetimi ele geçirmesini hedef alan iç savaş başlar ve daha kanlı bir coğrafya görürsünüz. Şu anda Filistin' de günlük olarak yaşanan her 20 asayiş olayının 1-2'si israille, kalanlar Filistinli aşiretlerin kendi arasındadır.
Gelelim Türkiye'ye. Türkiye, daha kuruluşundan itibaren israil'in hamisi olarak görevlendirilmiştir. 1947 yılında israil devletinin kurulmasını planlayan ABD, 1946 yılından itibaren önce bu bölgede israil'i koruyacak hami bir devlet aradı ve Menderes ve yandaşları ile anlaşarak bu devletin Türkiye olmasına karar verdi. ilk iş olarak, çok partili döneme geçiş için Türkiye'yi zorladı. Bu arada, 1948 yılında Filistin devletini ortadan kaldırdı. Sonra, 2 yıl gibi kısa bir sürede, Menderes ve yandaşlarını çok büyük paralarla ve barış gönüllüleri adı altında Türkiye'ye soktuğu ajanları vasıtasıyla destekleyerek, iktidara taşıdı ve hemen gizli birçok anlaşmaya imza attırdı. Bu anlaşmalardan sadece bir adedi, 50 yıllık olup 2000 yılında süresi dolan, Türkiye'nin güneydoğu bölgesinde petrol çıkarma haklarının ABD şirketlerine verilmesiydi. Daha birçok gizli anlaşmadan sadece birisi bile tam bir ihanet belgesidir. Bundan sonra işbaşına gelen tüm hükümetlere ABD tarafından vize verilmesinin ilk koşulu israil'in hamiliğiydi. Recep Bey de bunu yapmış, ABD'deki Yahudilerden madalyalar almıştır. Recep Bey'in son bir kaç aydır israil'le uğraşmasının nedeni Filistin ve Hamas değildir. israil'in, iHH'nın Avrupa'daki faaliyetlerini ve AKP ile yakın ilişkisini öğrenerek, MOSSAD vasıtasıyla, AKP hükümetini devirmek için Türkiye'de yaptığı tezgahlar ve bu tezgahın Recep Bey ve ekibi tarafından öğrenilmesidir. Recep Bey eğer Filistin devletinin kurulmasını istiyorsa, Kudüs'teki konsolosluğu büyükelçilik seviyesine yükseltsin de görelim o zaman bu konudaki icraatını. Kudüs konsolosu doğrudan Dışişleri Bakanlığı'na bağlıdır. Gerçekten Filistin devletinin kurulmasını isteyen Türk Hükümeti bu konsolosluğu büyükelçilik seviyesine çıkararak Filistin'i tam bir devlet olarak tanır.
RECEP BEY'iN ASIL AMACI
Recep Bey 'in tek derdi, referandum ve seçim öncesinde, Hamas'ı ve özellikle halkın dini duygularını sömürerek ve kullanarak iç politikada dikkatleri işsizlik, ekonomik çöküntü, hukuk ihlalleri, ülkenin kaynaklarının yabancılara peşkeş çekilmesinden uzaklaştırarak iktidarını devam ettirmektir.
Filistin halkının Türk Milleti'ne nasıl ihanet ettiğini, ingilizlerle anlaşarak, Türk Ordusu'na su ve yiyecek taşıyan Filistinlilerin, ingilizler tarafından verilen zehirleri bu su ve yiyeceklere nasıl kattıklarını unutmadan ve ihanetlerinin değişik boyutlarını görmek için Falih Rıfkı Atay'ın "Zeytin Dağı" kitabını okumak yeterlidir. Recep Bey ve yandaşlarına da bunu tavsiye ediyorum.
Haydar Ateş
E. Kurmay Albay
Odatv.com
--spoiler--
- işgal edilmiş topraklarında bir sığıntı gibi yaşayan, horlanan, zulmedilen insanların memleketi, memleket değil midir?
aşsız, işsiz, ilaçsız, misket bombalarına, dökme kurşun mermilerine, namlusundan ateş kusan, ölüm kusan silahlara karşı lastik bir sapanla atılan taştan başka karşılık verecek silahı olmayan filistinli çocuklara; geçmişini unutmuş, geleceği karanlık israil'in yaptıkları reva mıdır?
- memleketini düşünürken insan olduğunu unutmak; ne acıdır!
temel israil politikası doktrini olarak görülebilecek söylem. lakin, israilin son yıllarda türk toprakları üzerindeki çirkin emellerinin ifşa olması, kuzey ırakta kurulacak olan kürt devletine vaadedilmiş arazilerden toprak katma çalışmaları ve içten çevirdiği işgüzarlıkların birer kılıfı olma ihtimalide küçümsenemez.
israil ve amerikadan tırsan bir tırsığın( hatta ilerde bu korkudan bu zihniyetler israilin güdümüne girip yaltakçısıda oluyo bunlar. ) korku dolu ifadesidir.
tam türkiyeye yaraşır bir trajedi. tarih bilgisinden yoksun bazı salaklar arapların bize yaptıklarını öğrense çok iyi olur. bu insanlar* paranın kokusunu alan eğitilmiş insan -ya da başka bir şey- gibidir. nerede para var orayla dost olur. zaten şu anda başlarının belası olan ülke onların bu para sevdası yüzünden kurulmadı mı? insanın içinden iyi oldu demek geçiyor ama masum çocuklar var işin içinde. her ne kadar ihanet genlerine kadar işlemiş bir ırkın çocukları olsalar da çocuk işte. ha şimdi canları yanıyor, kendilerine arka çıkan tek andaval da türkiye. bu yüzden şimdi bizden iyisi yok. yok kardeşim, ne siz bizi sevin ne de biz sizi sevelim. siz gidin paraya uşaklık yapın. israil size para versin, daha çok toprak satın.
öldürülen, savas suçu sayılan fosfor bombasına, misket bombasına maruz kalıp ölmekten daha beter şekilde hayatını yitiren insanlar için bir avuç diye bahsedebilmek o savas suclarını isleyenlerle aynı noktada durabilecegini gösterir insanın.basına bu denli kötü seyler gelen ülkenin adı filistin degil de yunanistan olsaydı ve ölenler de müslüman degil de hristiyan olsaydı bu toprakta yasayan ve yüzyıllardır komsusu açken tok yatmamayı bile kendine vazife bilen halk yine aynı sekilde çalısıp çabalardı yardım edebilmek, hayatta bir gün daha fazla kalmalarını saglayabilmek için.inandıgı din ait oldugu milliyet nolursa olsun insan olmak da bunu gerektirir zaten.Ama insan olmak öncelikli mesele...
meleketi tehlikeye atmak da kime karşı tehlikeye atmak? Yani bir halt yazıyorsun bari yazdığın şeye dikkat et. Türkiye yardım etti diye nasıl bir tehlikeye girebilir? israil savaş mı açacak türkiye'ye? Bunun anlamı ne biliyormusun?
israil'in şu an türkiye'ye savaş açması demek natoya bağlı bütün ülkelere savaş açmak demek, çünkü elinde hiç bir veri olmadan savaş açmış olduğu için. Yani bi bok yazmadan önce ya iki kelam bilgi sahibi olun yada bu kadar da gizli siyonizm taraftarlığı yapmayın. lütfen açık açık söyleyin biz siyonist sempatizanıyız diye.
bizi insan yapan nedir olgusunun cevabı olabilen soru. yeni bir dünya kurulacaksa zayıf olanlar elenmeli ve diğerleri bunu önemsememeli midir? evet mantıksal olarak doğru. çoğunluğu korumak gerekir ama bu başkalarının cesetleri üzerinden olmamalı.
yapmış olduğu insanlık dışı saldırıdan ötürü israil'i kınıyor, hayatlarını kaybedenlere yüce tanrı'dan rahmet, ailelerine de başsağlığı diliyorum. ayrıca iskenderun'da meydana gelmiş hain saldırıya ilişkin de şehitlerimizin ruhu şad olsun diyor, şehit ailelerine allah'tan sabır diliyorum.
israil'deki yöneticileri ben biraz zeki sanardım. en azından bazı oyunlara gelmezler diye düşünürdüm. lakin dün gece gördük ki gözlerini bürümüş güç hırsı ve kompleksler, ülkenin itibarını ve yahudi milletinin imajını düşünmeden hareket etmelerine neden olabiliyormuş. israil, o gemilerin gazze'den ziyade ashdod limanına gelmelerini istemişti ve bu terör ile yaşayan bir devlet için mantıklı bir gerekçeydi. ama bu sabah yapılanlar terör ile yaşayan, geçmişinde defalarca katliamlar yaşamış bir milletin yapması gerekenler değildi. israil hükümeti hemen bugün istifa etmelidir ve israil'de artık bir şeyler değişmelidir. bugüne kadar hiç bir zaman doğrudan israil haklıdır demedim. ama bu savaşın, bu kayıpların sebebi sürekli, sadece israil değildir dedim. çevredeki insanlar bunu israil'i haklı görmek olarak algılayıp, hemen galeyana geldiler. israil bu sabah itibariyle, gözümdeki tüm haklı konumlarını kaybetmiştir.
sabah sınava gidecek olan oda arkadaşım uyandırıp, "sizinkiler yardım gemilerini vurmuş." dediğinde, uyku sersemi olarak, "bekliyordum." dedim ve uyumaya devam ettim. sonra merak edip haberleri açtım ve bu saate kadar tam olarak ne olmuş olduğu konusunda sağdan solda bilgi toplamaya çalıştım. akp'yi hiç sevmem, sağ zihniyetten de nefret ederim. lakin bu kez yaşananlar ve tepkiler konusunda akp'yi bile suçlayamayız. henüz israil karasularına girmemiş, silah taşımayan bir geminin, bir baskına tabii tutulması, hiç bir hukuka dayanmamaktadır.
özür dilemek kimseyi kurtarmayacak, hiç bir şeyi geri getirmeyecektir ama israil'in bu çirkin tutumu yüzünden, en azından sadece bugüne kadar israil'e duyduğum yakınlık adına özür dilerim. bu, bu konuda yazdığım ilk ve son entrydir.
lakin gel gelelim; bu saldırıyı ben yapmadım, ben desteklemedim, bu saldırıyı yapan hükümete ben oy bile vermedim. dolayısıyla bu tipte bir saldırıdan sonra, her türlü israil olayında olduğu gibi, insanların çıkıp adolf hitler paylaşımları yapmaları, ister istemez bu ne perhiz bu ne lahana turşusu lafını akıllara getirir. hümanizmi arkanıza alıp, bir devleti, bir milleti eleştirecekseniz, kendi cümlelerinizle ve insanlığınızla eleştirin, bir faşistin gerçekleştirdiği insanlık dışı eylemler ve söylemlerle değil.
bunca yıl yahudilerin yaptığı sanatsal ve bilimsel katkılar nasıl yahudilere mal edilebildiyse bugün yapılmış olan kara leke de artık yahudi tarihine düşmüştür ve bu kaçınılmaz bir gerçektir. benim sizden tek istediğim, yahudilere küfrederken, eğer hümanizmi arkanıza alıyorsanız, hitler'i kullanmayın. onun dışında ne yapıyorsanız haklısınız.
sabah facebook'uma yazmıştım daha bir şey olmadan ve görüyorum ki aynen şu şekilde ilerliyor gençliğimizin duyarlı(!) tepkisi;
--spoiler--
hadi hitlerin sözlerini paylaşıp, boykot etmemiz gereken markaları yayınlayalım, sonra mcdonald's ta buluşur, gece de evde holywood yapımı film izleriz.
--spoiler--
söyleyecek bir şey yok, türkiye cumhuriyeti tabii ki insanlık ayıbının yaşandığı bir yerde müdahele etmeliydi ve etmeye çalıştı her ne kadar bunu biraz değişik bir yoldan yapmaya kalksa da ama israil'in hiç bir zaman tek bir türk vatandaşını bile öldürecek yetkisi yoktu. hala yoktur. keşke bunun sonuçları olsa da israil katlanmak zorunda kalsa ama böyle bir şey olmayacağını pek çoğumuz biliyoruz. bülent arınç'ı da her ne kadar sevmesem de, sağ duyulu açıklamaları için teşekkür ediyorum.
bir nevi basın açıklaması gibi oldu ama söylemek istemiştim sadece. okuduğunuz için teşekkür ederim.
"zamanında osmanlı' nın başında senin gibi düşünenler olsaydı, avrupalı devletlerin çoğunun yaptığı gibi etik kuralları hiçe sayıp, yerli halkları sömürerek günümüz 1. dünya ülkeleri(!)nin statüsünde olurduk." deyü cevap verilesi yazar müsvettesinin zıçtığı başlıktan başka bi bok deildir.
ayrıca kendi çıkarları için başkalarını düşünmeden, bencilce hareket etmenin bi ismi vardı... neydi o? he... emperyalizm
yanlış düşünce sisteminin ürettiği saçmalıktır. kernel amadeus saçmalığıdır, herşeyin altında bir ibnelik arayan, kendiyle kavgası olan bir şahsın saçmalığıdır.
''gün gelir de filistinli insanların pozisyonunda olursan, yardıma muhtaç kaldığın an aynı konuda aynı şekildemi düşüneceksin?'' diye sorulası saçmalıktır.
be güzel kardeşim nasıl böyle düşünüyorsun şahsen benim aklım ermiyor... gazze'de ufacık minicik yavrular oyuncaklarla tanışmadan kurşunlarla tanışıyor, topla oynaması gerekirken tanklarla mermilerle oynuyor. annesini babasını kanlar içinde yere yığılırken görüyor. nasıl bu kadar katı olabilirsin yahu!
birilerinin çıkıp buna ''dur!'' demesi gerekmiyor mu? ve şunu da soruyorum sana; dünyada bunu başarabilecek kaç ülke-millet var? sadece biz varız; türkiye...
hiç birşey imkansız değil bence. amma velakin tabiki en sağlıklı kararı vermek lazım. hemen çıkıpta ''hurrraaaa! hadi lan savaş çıksında gidelim.'' gibi çingene anlayışıylada olacak iş değil doğal olarak. diplomatik yollarla halletmek en verimli sonuç olacaktır.
neyse daha çok sivri dille yazıpta çaylak olmak istemiyorum. konuyu cuk diye oturan güzel bir sözle noktalıyorum.
''Acizler için imkansız, korkaklar için müthiş gözüken şeyler kahramanlar için idealdir.'' atatürk
korkaklıkla mantıklı olmak farklıdır bunu korkaklık olarak görmek ise salaklıktır. şöyle bişey var bide adam gemiye indirme yaparken sopayla saldırıyosun bu asker kendini savunmak için napsın onu geçtim biraz empati yapın biz kıbrısı kuşatsak mesela yunanistanın yardımlarına izin verir miydik?o yardımlarla beslenen kıbrıslı rumlar bizim askerimize karşı savaşmaz mıydı?biz asker kaybı vermez miydik? (bkz: deli cesareti) ayrca o arapların 1. dünya savaşında yaptıklarını unutmayın sonuçlarınada katlansın ibneler!
bir avuç filistinli; bırakın ölsün!!!onlar insan değil!!! bir avuç yahudi de ölseydi aynı şeyi savunurdunuz kesin.akılsız başın faturası kimseye kesilmiyor aksine dünya aklını başına toplasın diye harekete geçiliyor.