israil, askerine sopa ile vuranı öldürme hakkına sahipken, ona yakın türkü, türk gemisinde öldüren israili ezip geçmek türkiyeyi tehlikeye sokmak değil, bilakis tehlikeden korumaktır.
bu ülke savaşa girse* biz önce bir birimizi öldürürüz zaten. ümmetçi, laik, sağcı, solcu herkes birbirine düşman olmuş. adamların bize silah sıkmasına, bomba atmasına gerek bile yok. öyle güzel bölmüşler, düşman etmişler ki bizi birbirimize allah sonumuzu hayır etsin. boşuna dememişler; türkün, türkten daha çetin düşmanı yoktur diye
öteden beri haksızlığa karşı durmuş olmanın bir sonucudur. hakan olmak işte böyle meşakatli bir meseledir... evet, korkak yönetimlerin, ürkek yaklaşımlarının gölgesinde kaldı ama bilinen bir gerçek var. dünya üzerinde zulme karşı durabilen, sadece kendisini değil de dünya denilen bütünü düşünebilen tek bir oluşum var. çok mu faşistim? çok mu kafatasçı, üstünırkçıyım? belki. hatta bunu kabul dahi ederim. ama tek bir şartla... birisi bana "gavur" nitelemesinin farklı bir milletin dilindeki karşılığını söyleyebilmesi halinde.
ne alaka lan? çok alaka mınakoyim... şimdi şöyle ki, günümüzde "gavur izmir" gibi "inançsız" anlamında kullanan cühelalar olsa da bu nitelemeyi; gavur, özünde "eziyet eden", "insanlığını kaybetmiş" anlamını taşır. herhangi bir dilde karşılığı da yoktur. inançsız anlamında "kâfir" kullanılır misal.
tekrar konumuza dönelim. yani gavura... vakti zamanında bilmemnerenin prensini de zulümden kurtarmak bir milletin, bir gücün boynunda borçtu. hala eski alışkanlıklarımız devam ediyor işte, naparsın. genlerimize sirayet etmiş... haliyle de rahat ve huzurlu duramıyor insan zulmün olduğu bir dünya üzerinde. bu ırak için de böyleydi, filistin için de böyle, yarın ermenistan sözkonusu olsa ve maruz kaldığı şey "zulüm" olsa bu durum değişmeyecektir. zira "gavur" tek bir anlam ifade eder ve çok da kullananı yok.
memleket mi? tehlike mi? "korkunun ecele faydası yok" derler ya hani öyle birşey bu da. en azından "korkarak yaşamak" kadar aşağılık bir hissiyat olmayacaktır.
bir avuç filistinli; bırakın ölsün!!!onlar insan değil!!! bir avuç yahudi de ölseydi aynı şeyi savunurdunuz kesin.akılsız başın faturası kimseye kesilmiyor aksine dünya aklını başına toplasın diye harekete geçiliyor.
korkaklıkla mantıklı olmak farklıdır bunu korkaklık olarak görmek ise salaklıktır. şöyle bişey var bide adam gemiye indirme yaparken sopayla saldırıyosun bu asker kendini savunmak için napsın onu geçtim biraz empati yapın biz kıbrısı kuşatsak mesela yunanistanın yardımlarına izin verir miydik?o yardımlarla beslenen kıbrıslı rumlar bizim askerimize karşı savaşmaz mıydı?biz asker kaybı vermez miydik? (bkz: deli cesareti) ayrca o arapların 1. dünya savaşında yaptıklarını unutmayın sonuçlarınada katlansın ibneler!
yanlış düşünce sisteminin ürettiği saçmalıktır. kernel amadeus saçmalığıdır, herşeyin altında bir ibnelik arayan, kendiyle kavgası olan bir şahsın saçmalığıdır.
''gün gelir de filistinli insanların pozisyonunda olursan, yardıma muhtaç kaldığın an aynı konuda aynı şekildemi düşüneceksin?'' diye sorulası saçmalıktır.
be güzel kardeşim nasıl böyle düşünüyorsun şahsen benim aklım ermiyor... gazze'de ufacık minicik yavrular oyuncaklarla tanışmadan kurşunlarla tanışıyor, topla oynaması gerekirken tanklarla mermilerle oynuyor. annesini babasını kanlar içinde yere yığılırken görüyor. nasıl bu kadar katı olabilirsin yahu!
birilerinin çıkıp buna ''dur!'' demesi gerekmiyor mu? ve şunu da soruyorum sana; dünyada bunu başarabilecek kaç ülke-millet var? sadece biz varız; türkiye...
hiç birşey imkansız değil bence. amma velakin tabiki en sağlıklı kararı vermek lazım. hemen çıkıpta ''hurrraaaa! hadi lan savaş çıksında gidelim.'' gibi çingene anlayışıylada olacak iş değil doğal olarak. diplomatik yollarla halletmek en verimli sonuç olacaktır.
neyse daha çok sivri dille yazıpta çaylak olmak istemiyorum. konuyu cuk diye oturan güzel bir sözle noktalıyorum.
''Acizler için imkansız, korkaklar için müthiş gözüken şeyler kahramanlar için idealdir.'' atatürk
"zamanında osmanlı' nın başında senin gibi düşünenler olsaydı, avrupalı devletlerin çoğunun yaptığı gibi etik kuralları hiçe sayıp, yerli halkları sömürerek günümüz 1. dünya ülkeleri(!)nin statüsünde olurduk." deyü cevap verilesi yazar müsvettesinin zıçtığı başlıktan başka bi bok deildir.
ayrıca kendi çıkarları için başkalarını düşünmeden, bencilce hareket etmenin bi ismi vardı... neydi o? he... emperyalizm
yapmış olduğu insanlık dışı saldırıdan ötürü israil'i kınıyor, hayatlarını kaybedenlere yüce tanrı'dan rahmet, ailelerine de başsağlığı diliyorum. ayrıca iskenderun'da meydana gelmiş hain saldırıya ilişkin de şehitlerimizin ruhu şad olsun diyor, şehit ailelerine allah'tan sabır diliyorum.
israil'deki yöneticileri ben biraz zeki sanardım. en azından bazı oyunlara gelmezler diye düşünürdüm. lakin dün gece gördük ki gözlerini bürümüş güç hırsı ve kompleksler, ülkenin itibarını ve yahudi milletinin imajını düşünmeden hareket etmelerine neden olabiliyormuş. israil, o gemilerin gazze'den ziyade ashdod limanına gelmelerini istemişti ve bu terör ile yaşayan bir devlet için mantıklı bir gerekçeydi. ama bu sabah yapılanlar terör ile yaşayan, geçmişinde defalarca katliamlar yaşamış bir milletin yapması gerekenler değildi. israil hükümeti hemen bugün istifa etmelidir ve israil'de artık bir şeyler değişmelidir. bugüne kadar hiç bir zaman doğrudan israil haklıdır demedim. ama bu savaşın, bu kayıpların sebebi sürekli, sadece israil değildir dedim. çevredeki insanlar bunu israil'i haklı görmek olarak algılayıp, hemen galeyana geldiler. israil bu sabah itibariyle, gözümdeki tüm haklı konumlarını kaybetmiştir.
sabah sınava gidecek olan oda arkadaşım uyandırıp, "sizinkiler yardım gemilerini vurmuş." dediğinde, uyku sersemi olarak, "bekliyordum." dedim ve uyumaya devam ettim. sonra merak edip haberleri açtım ve bu saate kadar tam olarak ne olmuş olduğu konusunda sağdan solda bilgi toplamaya çalıştım. akp'yi hiç sevmem, sağ zihniyetten de nefret ederim. lakin bu kez yaşananlar ve tepkiler konusunda akp'yi bile suçlayamayız. henüz israil karasularına girmemiş, silah taşımayan bir geminin, bir baskına tabii tutulması, hiç bir hukuka dayanmamaktadır.
özür dilemek kimseyi kurtarmayacak, hiç bir şeyi geri getirmeyecektir ama israil'in bu çirkin tutumu yüzünden, en azından sadece bugüne kadar israil'e duyduğum yakınlık adına özür dilerim. bu, bu konuda yazdığım ilk ve son entrydir.
lakin gel gelelim; bu saldırıyı ben yapmadım, ben desteklemedim, bu saldırıyı yapan hükümete ben oy bile vermedim. dolayısıyla bu tipte bir saldırıdan sonra, her türlü israil olayında olduğu gibi, insanların çıkıp adolf hitler paylaşımları yapmaları, ister istemez bu ne perhiz bu ne lahana turşusu lafını akıllara getirir. hümanizmi arkanıza alıp, bir devleti, bir milleti eleştirecekseniz, kendi cümlelerinizle ve insanlığınızla eleştirin, bir faşistin gerçekleştirdiği insanlık dışı eylemler ve söylemlerle değil.
bunca yıl yahudilerin yaptığı sanatsal ve bilimsel katkılar nasıl yahudilere mal edilebildiyse bugün yapılmış olan kara leke de artık yahudi tarihine düşmüştür ve bu kaçınılmaz bir gerçektir. benim sizden tek istediğim, yahudilere küfrederken, eğer hümanizmi arkanıza alıyorsanız, hitler'i kullanmayın. onun dışında ne yapıyorsanız haklısınız.
sabah facebook'uma yazmıştım daha bir şey olmadan ve görüyorum ki aynen şu şekilde ilerliyor gençliğimizin duyarlı(!) tepkisi;
--spoiler--
hadi hitlerin sözlerini paylaşıp, boykot etmemiz gereken markaları yayınlayalım, sonra mcdonald's ta buluşur, gece de evde holywood yapımı film izleriz.
--spoiler--
söyleyecek bir şey yok, türkiye cumhuriyeti tabii ki insanlık ayıbının yaşandığı bir yerde müdahele etmeliydi ve etmeye çalıştı her ne kadar bunu biraz değişik bir yoldan yapmaya kalksa da ama israil'in hiç bir zaman tek bir türk vatandaşını bile öldürecek yetkisi yoktu. hala yoktur. keşke bunun sonuçları olsa da israil katlanmak zorunda kalsa ama böyle bir şey olmayacağını pek çoğumuz biliyoruz. bülent arınç'ı da her ne kadar sevmesem de, sağ duyulu açıklamaları için teşekkür ediyorum.
bir nevi basın açıklaması gibi oldu ama söylemek istemiştim sadece. okuduğunuz için teşekkür ederim.