işte başlıyor.Kuru yeryüzü ağlamak üzere. Evet bulutlar değil, yeryüzü ağlayacak.Yeryüzünden giden su ona geri dönüyor..Zaten hep onundu,onun içindeydi. Kapşonu çekip yaya yolculuğum sırasında kendime bir eğlence arıyorum ve ıslanan insanları seyrediyorum. Birinin kendine de olan şeyi insanlarda görüp alaya almak ne garip. Ama ben bunu şu an sadece, zevk için yapıyorum.Sadece zevk.
Islanmanın utanç verici olduğunu düşünmek yersizdir ama. Aksine ıslanırken gurur duymalı insan, evet komik, ama gurur duymalı. Doğa ykıyor seni. bir fıskiye değil. doğanın kendisi seni ıslanmaya layık buldu. yağmurdan kaçanlar utanmalı. utanmalılar.
Aklımda o var.Aslında onu hiç tanımasaydım herşey çok daha iyi olacaktı. Hergün onu unutmam gerektiğini kendime hatırlatmak zorunda kalmazdım.Ama hatırlanmaya layık biri olduğunu düşünüyorum.isminde garip birşeyler var.Anlamsız bir mutluluk, bir o kadar sebebsiz bir acı var onun isminde.Kendime her gece fısıldıyorum.Bu bir sır.Ve anlatıyorum onu o bir anda. bir anlık , ismini söylediğim kadar uzunlukta o bir an. benim için ne ifade ediyorsa. cümlesiz, kelimesiz, sadece anlatıyorum. ah evet bu bir sır.
insanın yanlız kaldığında düşünebildikleri inanılmaz. Hayatınızda biri olmadığında bu dahada inanılmazlaşıyor çünkü düşünecek bir insan bulamadığınızda herşeyi düşünüyorsunuz. evet herşeyi. Bir ara evrendeki herşeyin aslında küresel olduğu teorisini geliştiriyordum ve kanıtlamaya çalışıyordum. inanılmaz zevk veriyor. Ve yazıyordum, evet çok yazıyordum bir istekle. güzel duyguydu.
Ama son zamanlarda aklıma o takılıyor. beni dinleyecek olsa ilk isteyeceğim şey ismini değiştirmesi olurdu. çünkü çok güzel. ismi bir melodi gibi. sert, özgür, cesur ve akılda kalıcı. Bir insan bu kadar mükemmel olmamalı.
Yerin sabaha gözleri şişecek.
Kahve bulmalıyım.içmekten çok koklamayı seviyorum.Kepenkleri kapalı bir dükkanın önünde saçağın altında yağmuru izlerken sıcak kahve dolu fincana yaklaşıp içmeden önce o kokuyu içime çekmek hayattaki en büyük arzum. Başka büyük şeyleri herkes ister. Bunun bir insanın en çok istediği şeyler arasında olacağını pek sanmam.
Kahve severdi. Ah kahretsin yine o misafir aklıma. Evet hoşgeldin bayım, hoşgeldin. Beni öyle bir terkettinki , kolunu tutup durduramadım ama sana ait ne varsa zihnime kazımışım. Bu isteyerek olmadı. Kendimden özür diliyorum.
Bu bir şaka olmalı. Ben bu sokağa nasıl geldim. Penceren hala o üç katlı açık renk, sokağa eğilen evinizdeki diğer pencerelerden daha büyük görünüyor bana. Burada ne işim var. Evet kesinlikle beynime bir çip taktırmış olmalısın. Yapma, yoksa benimi özledin. Buraya nasıl geldim.
Aceleyle sokaktan çıkmaya çalışıyorum, kahve olsa iyi olurdu.
Arada yolumu şaşırıyorum.öhm evet sadece yolumu şaşırıyorum yoksa, ne işim var onun evinin yakınında.
Sabaha yerin gözleri şişecek.
Bu hüzün birazdan geçer.Göğünkü yerinki geçer de, ben bu kendime yaptığımı nasıl geçireceğim..
Yağmuruda severdi.Islanmak en çok ikimize yakışırdı..
emeğe saygı efendim. duygusal bir anda 10.12.10 da yazılmış bir yazıdır.