sorgulanması gereken ise 11 yıldır iktidarda olanların, astığı astık kestiği kestik hareket edenlerin 11 yıl boyunca türban adına bir adım atmamış olmasıdır. ortada türban sorunu olmazsa oy kapılarından biri kapanacaktır. bunların farkına varın, biz çapulculara karşı astığım astık deyince helal başbakanım diyenler aynı tutumu niye başka yerde göstermediğini sorgulayın!
benimde kardeşimdir akabinde atatürk türbana değil HZ. Kuran'da yeri olmayan kara çarşafa karşıdır ve atamızın samsuna çıkışından vefatına kadarki sürede milyonlarca kara çarşaflı kadını heryerde görebilirsiniz atamızla bile fotoları vardır o türbana değil islam'a sonradan sokulan hristiyan hurafelerineydi tepkisi kara çarşaf hristiyanlığın genelidir onu müslümanlara sokanda islam düşmanıdır ayrıca atamız sadece devlet ve eğitim alanlarında sınırlama koymuştur bilakis dindanlığından şüphe eden arap kafalı bir yobazdır başkada birşey diyemem. yazıktır günahtır herkes iftirasıyla gider kabire.
iki büyük siyasi partinin de koltuklarını garantiye almak için senelerdir türban diye diye ülkeyi parçamalarından tiksinti gelmiş insan beyanıdır. sonuna kadar haklıdır, kimsenin hiç bir din ile derdi yok. bizim derdimiz gericilikle, baskıyla, faşizmle! kendisi taktığı türbanı herkese taktırmaya çalışan, takmayana orospu diyenlerle!
ne de olsa zübeyde hanım ve latife hanımda türbanlıydı. fakat günümüz söz de atatürkçüleri! ülke sayımında 13 milyon çıkan nüfüsun için de barının 1 milyon gayri müslimin ( ermeni, yahudi... ) zaman la çocuklarına türkçe isimler vererek (bkz: ilker başbuğ) günümüze kadar gelmiş tiplerin kendilerini atatürkçü kimliği altına saklayarak, kanlarında bulunan ermeni ve yahudi kanının verdiği şevkle dine saldırararak, türban düşmanlığı, laik safsatası yaparak kendini en kral türk ( beyaz türk ) göstermesi hadisesi. karışık bir durumdur bunları anlamayan tipleri karşı tarafı, makarnacı, yobaz, gerici, koyun diye yaftalarlar.
olması gereken ama malesef münferit bir düşüncedir.
atatürkün din ve vicdan özgürlüğü düşüncesisi benimseyen her kemalistin buna inanması gerekir zaten.
ama atatürkün adına kurulan derneklerin ve diğer sivil toplum örgütlerinin yönetici ve mensupları tarafından bile geçmişte ve şuan söz konusu insanlara 2 sınıf insan muamelesi yapılmış hatta hakaret edilmiştir. insanlar fişlenmiş, hor görülmüş, öğrenimleri engellenmiştir.
şimdi yönetim el değiştirdi belki ama şu gezi olaylarında yine 2 taraf olarak da sınıfta kaldık. görüşlerini savunanlara sert müdahale ederek iktidar da, içlerinde provakatör ve bölücülerin olduğunu kabul etmeyerek de direnişçiler sınıfta kalmıştır.
şu ülkede türbanlı kızlardan, türbanlı kardeşlerimize geçti ya bu ablalar ne diyim ağlamamak elde değil.
hayırdır kardeşim da ne oldu? bu sakın çığrından çıkan eylemlerinize yandaş çekmek olmasın? bakın biz aslında sizi de sevıyoruz ya komedisi?
bu senin, daha dün caddenin ortasında biz atatürk'ün askerleriyiz deyip türbanlı bi ablanın arabasının camını yumrukladığın gerçeğini değiştirmiyor ne yazık ki?
kardeşmiş. siz o kardeşleği ikna odalarında yıktınız.
dusunebilen akilli turbanli ise kardesim olandir. Ama hangi turbanlilara laf soylendigini zaten siz bilirsiniz. Mesela okulumda son zamanlarda gerizekali bir kiz grubu turbanla girmeye basladilar, ulan ben sacimi azicik uzatsam kapidan gecemiyorum bunlar disiplin tehdidi aliyorlar umursamiyorlar tabi arkalari saglam olursa bunun olmasi kacinilmazdir.
Ama bir başörtülü bir atatürkçüyü kardeşi olarak görüyorsa, büyük ihtimalle baş örtüsünü beynini aldırdığı belli olmasın diye takıyordur.
Ulan adamlar kaç gündür özgürlükler için eylemde, kimse demiyor ki dayı başörtüsü 50 yıldır sizin gibi dangozlar yüzünden yasak.
Diyorlar ki eylemlere nasıl gözünüzü kapatırsınız ve destek olmazsınız? Saf insan, yıllarca baş örtüsü özgürlüğü için eylem yapan bir avuç kardeşimizi taşlayanlar, saçından tutup sürükleyenler siz ve yine sizin gibi nesebi belirsizler değil miydi? Şimdi bana hangi yüzle gelip sessiz kalma destek ol dersin?
Şu an gözümüzü kapatıp sessiz kalmamız bile bizi, özgürlükleri için eylem yapan o insanları taşlayanlardan daha medeni yapar.
tipik savunması ile harmanlanmış, temelinde masum bir söylem olmakla, baymış bir şeydir. kimsenin, kimseden sevgiye ihtiyacı yok kardeşim. bırakın bu işleri, aramızdaki çatlaklar 100 yıllık. siz orada biz burada, böylesi daha iyi. çünkü sizlerin samimiyetine hiçbir zaman inanmadık. taksim'de başı kapalı diye kadının arabasını yumruklayan sahtekarların var olduğu bir yerde -ki onların elleri kurusun- sizlere zerre itimat etmiyoruz, işte bu yüzden muhalif olarak kalacaksınız ve ezileceksiniz ama kendi pisliğinizde. o yüzden bu ayakları geçersek iyi olur, gölge etmeyin, ihsan istemez.
(#19964312) şunu okursanız iyi olur. tercüman olmuş, elleri dert görmesin.
28 şubatta düşmanındı okullara almadın sokaklarda yerlerde sürükledin işlerinden ettin 3. sınıf insan muamelesi yaptın peki ne ara kardeşin oldu a dümbük diye cevap vermenin tam oturacağı saçmalık.
"o zaman atatürkçülüğün de bir kaç fraksiyonu var ya da bazıları sizi ve bizi atatürkçüyüm diye yiyor hacılar" diye cevap dönülmesi gereken atatürkçü söylemi.
o türbanlı kardeşleriniz bundan seneler önce "başörtüye özgürlük" diyerek sokaklara döküldüğünde, hanım halleriyle polis copuna maruz kaldığında, ordan oraya sürüldüğünde, okulların kapısından çevrildiğinde, eğitim hakkı elinden alındığında hallerine bıyık altından gülen, oh olsun diyen, otobüste asker görüp indirmesin diye köşeye bucağa sığışmışken askere "bak burdalar" diye ispiyonlayan, sosyal medyada o zaman ve haaaalen "hade arabistana hade" diye höyküren, hor gören, ezen, söven kişiler de kendilerini atatürkçü olarak tanımlıyorlardı ve halen o durumdalar.
ata hepimizin atası ve başımızın tacıdır.
ama biz onun adını kullanıp orospu çocukluğu yapmıyoruz.
lafım elbette bu başlığı iyi niyeti ile açan arkadaşıma ve ona destek olanlara değildir.
bak şimdi atatürkçü olmakla, kemalist olmak aynı şey değil işte. kemalistlerin dine karşı alerjisi var, atatürkçüler öyle değil. ben bu iki kesimi ayırıyorum birbirinden. belli bir dönemde kemalizm o derece yobazlaşmış ve devlet siyasetine sirayet etmişti ki, türbanla mecliste konuşma yapan kadın millet vekiline bülent ecevit: ''şuna haddini bildirin!'' demişti. ''kardeş''ler neredeydi o zaman?
ki, o bülent ecevit, bir süre sonra ''vahiyüddin vatan haini değildir'' diyecekti...
