sizi anlayamayacaklarına karar verdiğiniz insanlardan sonra elinizde kalan tek seçenektir. "merhaba at" dersiniz önce. "kusura bakma, senin karşına beni anlayabileceklerini düşündüğüm insanların beni anlayamayacaklarını anladıktan sonra çıktım, bu senin 'hayvanlığına' karşı yaptığım bir 'insanlıktır', bunun için beni affedebilir misin?" diye devam edersiniz sonra. at asil bir hayvandır, sizin bu dediklerinizi anlar ve size ağ tutmuş beyinlerden farklı bir biçimde yaklaşarak "önemi yok sevgili dostum, seni dinliyorum anlat" diye devam eder. sonra bir bakmışsınızdır, iki saattir hiçbir açıklaması olmayacak şekilde "bürşşşh" gibi pek de insancıl olmayan bir haykırışın saniyeler sonra dört duvar arasında bir mekanda neredeyse on beş dakika sürmüş ve bu büyük farkındalık ile birlikte de kapanışını yaptığınız bir monoloğa dönüştüğünü fark etmişsinizdir. velhasılı kelam at ile oturup konuşmak bir yana, atın bizzat kendisi olduğunuzu anlamışsınızdır. yani sen de deli, ben diyeyim hayalperest.