bugün uzun zaman sonra dışarı çıktım. bi filmi sormak için. dükkana girdim. adama ''v for vendetta var mı?'' demeye çalıştım. çıkmadı sesim. yine denedim. bu sefer çıktı. ama bir tuhaf. uzun zamandır konuşmadığım için sesimi unutmuşum. harbiden lan. böyle bir acayip çıktı. adam ''var. 14 milyon. kiralarsan 2 milyon ama kimliğini bırakman lazım''dedi. içimden ''siktir lan'' dedim. dışımdan ''tamam abi'' dedim. ''hayırlı işler'' demeye çalıştım olmadı. yine sesim takıldı. boğazımdan ''hayırlı işsll...'' diye bi şeyler çıktı. adam bi tuhaf baktı. sokakta yürümeye başladım. 10 dakika boyunca o adamı düşündüm. niye doğru düzgün ''hayırlı işler' diyemiyorum ki? neden böyle basit şeyleri herkes gibi yapamıyorum.
sevgili günlük,
anladım ki bir asosyal için kotasız internet şart. doğru düzgün otuz bir çekemiyorum. artık milliyet kelebekten bakarak otuz bir çekmekten bıktım. herkes gibi saatlerce porno izlemek istiyorum. ayrıca film de indiremiyorum. call of duty çıkmış, 11 gb. onu da indiremiyorum. gerçi indirsem de bilgisayarım kaldırmaz. ah şu kotam olmasa... sınırsız olunca 27 sekmede porno açıp izlemeyen şerefsiz olsun...
sevgili günlük,
asosyallik aslında güzel bence. ama şu etraftaki meriçler olmasa keşke. şu meriçe de özeniyorum aslında. adamın kızlarla nasıl bir ilişkisi varsa artık. nasıl beceriyor merak ediyorum. bu adam eve gidince ne yapıyor. görmek, bilmek isterdim. bence insanın kendini en iyi ifade ettiği yer evdir. artık rol yapmana gerek yoktur işte. ne güzel lan. göt göbeği yayıp yat. kimse sana bakmıyor. her an izleniyor gibi davranmana gerek yok. kendin gibi oluyosun işte. en saf halinle. var ya keşke asosyallerin kendine ait bir ülkesi olsa. kimse kimseye karışmadan yaşasak. birbirlerimizle zorlama diyaloglar kurmaktan kurtulsak. hem niye bana asosyal diyiyorlar anlamıyorum. diğerleri gibi doğru düzgün diyalog kuramıyorum diye mi böyle? napıyım sıkılıyorum. birisi naber diyince cevap veremiyorum. '' iyi'' diyebiliyorum sadece. ''senden naber'' i getiremiyorum. bunları becerince ben şimdi asosyallikten çıkmış mı olacağım? iyi o zaman. ben de becerebilenleri taklit ederim.
benim asosyal oldğumu sözlükte okuduğum bir entry hatırlattı.* ben de o arkadaş gibi asosyal olduğumu farkettim. ama ben insanlarla diyalog kuraabiliyordum eskiden. mesela ilkokulda arkadaşlarım vardı. hatta orta okulda da vardı. ne olduysa lisede oldu. sanırım bu internetin meymenetsizliği. babam, annem asosyal olduğumu söylüyorlardı inanmıyordum sayısız kız arkadaşım oldu. o arkadaşın entrysini okuduktan sonra onları düşündüm. ve hepsi maksimum bir ay sürmüştü. günlük ben de bir problem var. kızlarla ne konuşulur bilmiyorum ben kendimi internette ifade edebiliyorum duygularımı mimiklerime nasıl yansıtmam gerektiğini anlayamıyorum. msn de konuşurken smileyler yardımımza koşuyor. merak ediyorum o ilk entrynin sahibi arkadaşın meriç isimli arkadaş gibi olan benim de bir arkdaşım var zaten başka da yok arkadaşım. o kızlarla eğlenebiliyor farklı farklı çevreleri var. mesela mahallesinde ayrı, il merkezinde ayrı ve bir o kadar esnaf ve okul arkadaşları var. benim yok günlük. bu sözlükte 5 tane var başka bir de yurt arkadaşlarım var 2 tane zaten onlarda asosyal hepimiz sabah kalkıyoruz pc başına oturup gecc yatıyoruz diğer arkadaşım 2 gün yemek yemeyi unuttu bayıldığında anladık. mesela ben işemeye, sıçmaya üşeniyorum. tuvalet bana itici geliyor. okuldan bir arkadaşım ders notları var mı dedi 2 dk sessizc suratıa baktım cırtlak horoz gibi "yok" diye bi ses çıktı çocuk cık cık cık yaptı uzaklaştı.
bir örnek daha hoca sınıfta yoklama alıyordu klima muhendisi dedi. burda! ya benzer bir ses çıktı ağzımdan hoca yok diye işaretledi itiraz edip biz kendimiz imza atabiliriz! demem gerekiyordu bu benim hakkımdı ama burda diyemedim ki onu nasıl diyeyim?
açıkçası günlük ben kendimi böyle sevmiyorum ama sosyal olmak bana göre değil ki. ne konuşulur yani bir ortamda? nasıl kendini belli edersin hah klima muhendisi nerelerde ya? nasıl dedirtebilirim arkadaşlara bilmiyorum inan ki. ben insanların beynine belli programların yüklenebileceği teknolojiyi bekliyorum sıkıldım artık bu tarz dışlanmaktan bunları doktora anlattığımda sen dışlanmıyorum kendini dışlıyorsun diyordu. ama yapamıyorum ki herkes anısını anlatırken gülerken benim anlataak bir anım olmuyor. herkes kahkaha atıp altına sıçarken bana baktıklarında tebessüm edebiliyorum. düzelmeyi umuyorum artık hayat başlamak üzere sanki bi yerden işte ben buyum diyip kendimi kanıtlamam lazım. hoşçakal günlük başka yazılarda görüşmek üzere.
yıllardır bu ilçede yaşıyorum. fakat yolda yürürken görüp selamlaştığım insan yok. bir meriç var bizim mahallede. şerefsizin daha 2 ay oldu mahalleye geleli. bakkalından manavına herkesle kanka oldu. bunu nasıl yapıyor bu adam anlamıyorum. çözümleyemiyorum. insan mısın meriç?
sanırım herşey küçüklükten başlıyor. daha minicikken misafirlerden nefret ederdim. geldiler mi direk odama kaçardım. konuşmak istemezdim. halbuki yapacağım şey çok basitti. ''hoşgeldiniz nasılsınız?'' ama ben bunu yapamıyordum. işkence gibiydi. annem daha o günlerden derdi ''iyice yabanıl oldu bu oğlan'' diye. öyleyim. muhabbet dedikleri şeyi kuramıyorum. ya da bazen kuruyorum ama zevk almıyorum diğerleri gibi. mesela bir derbiden sonra yapılan geyiklere katılamıyorum. lafa girmek istiyorum. ama batırım diye korkuyorum. arkadaşlarımın yüzüne bakıyorum onlar konuşurken. ne kadar da zevk alıyorlar. sevmiyorum ben böyle şeyleri. ama bi şekilde katılmam lazım. dışlanmamak için. gerçi dışlansam nolcak.
bizim burda bir meriç var. adam resmen bukalemun . her ortama uyum sağlıyor. benim yıllardır tanıdığım konuştuğum adamlarla bu iki ayda benden samimi oldu. az önce baktım facebooktan. adam 2-3 haftadır samimi olduğu insanlarla şimdi kankalı-hacılı konuşuyor. bu nasıl bir şeydir lan? bu arada facebooku kapatcam. ne zaman açsam koca koca adamlar ekliyor beni. bi kere de kız eklesin lan. hasret kaldım dişi insan formlarına. çok üzülüyorum. çok hüzünleniyorum.
Asosyal hızarcının günlüğü:
1 ocak: Bu gün odun geldi kestim.
2 ocak: Bu gün odun geldi kestim.
3 ocak: Bu gün odun geldi kestim.
4 ocak: Bu gün odun geldi kestim.
5 ocak: Bu gün odun geldi kestim.
6 ocak: Bu gün odun geldi kestim.
7 ocak: Bu gün odun geldi kestim.
öğlen 3 gibi kalktım, annem ıspanak yapmış ayıptır söylemesi bir güzel oturdum yedim. sonra gazeteye şöyle bir baktım. magazin ekini alıp tuvalete gittim, anlarsın ya. tabi burda gülen surat var ama senin tarzını bozmamak adına koymuyorum öyle şeyler. neyse sonra 1 yıldır bitiremediğim oyunları oynadım biraz. sonra internete girdim iş başvurularımdan bir cevap var mı diye, henüz yok ama umutluyum. sonra bizim komşu uğradı muhabbet ettik. facebook'tan tanışıp buluştuğu kızları filan anlattı. tabi ben profil resmimi alıp puştluğuna acayip sayfalar açmasınlar diye girmiyorum o olaylara. biliyorsun hala behlül'ün fotoğrafıyla rus kızlarına ekleme talebi yolluyorum. burda da yine gülen surat olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım.
sonra akşam oldu yemekte biber dolmasıyla pilav yedim. ahmet'i aradım kaçalım cafeye tavla oynayalım diye sevgilisiyle buluşmuş, selam söyledim kapattım. mehmet'i aradım onun da sevgilisinin bir arkadaşının doğum günü varmış ona gideceklermiş. doğum günü çocuğunun gıyabında sosyal ve uzun ömürler dileyip kapattım. şu an sana içimi dökmekteyim. ilerleyen saatlerde biraz download yaptıktan sonra bir film takıp izlerim ama normal film yanlış anlama. burda gülen surat olduğunu tahmin ediyorsun ama onun biraz puştça gülen versiyonu olduğunu belirtmeliyim. sabah ezanına müteakip de yatacağım sanırım. yarın da üç aşağı beş yukarı bu tür cümlelerde görüşmek dileğiyle seni o çok sevdiğin kokulu ilkokul hatıra defterimin yanına koyuyorum. bari sen yalnız kalma.
evden çıkmak istemiyorum. ya da istesem de çıkamıyorum. götüm sandalyeye yapıştı lan. gerçi dışarıya çıksam ne yapıcam? kendim gibi olduğum tek yer evim. bi de yolda bir tanıdıkla karşılaşmaktan korkuyorum. yolda tanıdık görmek ne fena lan. mecbur konuşmak zorundasın. * bunu yapmak bana çok zor geliyor. kaç kere sırf bunun yüzünden acayip acayip yollara sapmışımdır. kaldırım değiştirmişimdir. keşke kimse göremese beni. öyle geçip gitsem..
son zamanlarda seninle çok içli dışlı olduğumuzu ve sana çok zaman ayırdığımı fark ettim. artık daha seyrek yazıcam, belki de hiç yazmam. senin de alla belanı versin.
dur hemen kızma. bilerek öyle yazdım. senden baska kimim var günlük. beni tek dinleyen sensin. uzun zamandır tanısıyoruz. sencede artık bazı şeylerin zamanı gelmedi mi? dur hemen cevap verme. düşün biraz. yarın yine aynı yerde aynı saatte görüşürüz. öptüm hadi. ayy öptüm diyince de bir tuhaf oldum.
uzun bir aradan sonra, arkadaşın zorlamasıyla dışarıya çıktım. bin bir türlü bahane uydurdum dışarı çıkmamak için ama fayda etmedi. ulan bir de hava da soğuktu. sıcacık odamdan çıkmak o kadar zor geldi ki anlatamam. aylak aylak sokaklarda dolanıp durduk. bir saat geçmedi ki artık özler oldum odamı, bilgisayarımı, msn de görüştüğüm platonik aşkımı, plastik sandalyemi. ben böyle garip özlemler içinde bocalayıp dururken arkadaş da bastırıp duruyor:
- e anlat yavf neler yapıyon?
- **
- yavf sen de hiç anlatmıyon, hep ben anlatıyom..
- **
- var mı manita falan he, hadi hadi saklama benden?
- **
- daha ne var ne yok?..
- **
off sözlük off... ne kadar sıkıldım anlatamam. yalnızlık gibisi var mı? işkence gibiydi, inanmazsın. bir ara izimi kaybettirip eve kaçmayı düşündüm vallahi. ama onu da yapamadım. katlandım bu işkenceye.
ve şimdi sözlük ohhh be diyorum. işte evimdeyim, yalnızım ve mutluyum. kimse karışmasın bana. yaşasın, evet ben asosyalim.
toplu taşıma araçlarına binmeyi sevmiyorum. çok samimi bir ortam var toplu taşıma araçlarında. aşırı samimi. yemin ediyorum ben hayatımda bu kadar insanla aynı anda ten teması kurmadım. herkesin eli götünde. evden bilgisayarımın başından nasıl böyle bir ortama düştüm anlayamadım. paramı uzatacaktım, bi türlü soramadım. inecektim. ''abi durakta!'' diyemedim. denedim bi kaç kez. kısık çıktı. bağıramıyorum. sesimi yükselttikçe daha tuhaf çıkıyor. mal gibi taa nereye gittim orda allahtan birisi indi onun ardından indim. otobüsde asosyal insanın işi zor.
sevgili günlük:
artık gazete kenarlarına sıkışmış hatunlara bakarak veya piksel keyfiyle hayal gücümü konuşturarak mastürbasyon yapmak istemiyorum. peki bunu neden kendime değil de sana söylüyorum?