Şehit olan iki askerimden birinin naaşını sırtımda indirmiştim tendürek dağından aşağı
Adı serkan dı, aydınlı tabanca gibi çocuktu ilk bixi ateşinde vurulmuştu boynunun sağ tarafından girmiş kurşun sol tarafından çıkmıştı
Ahirette peygambere komşu olsun inşallah.
takım komutanı ile bölük başçavuşu askeri gereksiz yere ezerdi sözle. ezdikleri de genelde masum, saf, doğulu, köyünden çıkmış gelmiş askerlerdi. çarşı izninde bölgedeki üst düzey kişiler ile bir masada oturma fırsatım oldu. yaşanılanları anlattım, ilgilendiler. 1 gün sonrası kışlanın paşasının yaveri çağırdı, ona da anlattım. sonraki gün takım komutanı ile bölük başçavuşu içtimada tüm bölükten özür diledi. psikolojik baskı o gün o bölükte sona erdi.
askerlik şubesindeki asteğmene çürük raporu için imza attırırken ayak üstü muhabbet etmiştik. kapıdaki erede kolay gelsin demiştim çıkarken evet anım bu kadar. hatırladıkça anar duygulanırım ne günlerdi.
asteğmen olup kura çektiğimde istanbul çıkmıştı. orada gezerken gemi kaptanlarını denizci subay sanıp asker selamı veriyordum. subaylara selam vermezsek disiplin cezası yiyorduk çünkü.