bir askerin günlüğü

entry2 galeri0
    1.
  1. 27.12.1998

    tam herşeye alışmışken, yeniden alt üst oldu herşey. timler seçildi, yeni yüzler katıldı aramıza.

    ve yemin töreni;
    gururla yaptık bize düşen görevi. ailelerimizin mutluluk gözyaşları arasında. törenden sonra 30 zorlu, 30 geçmeyen, 30 bitimsiz günün ardından böylesi, bir anneyle, babayla sivilde geçen iki gün sanki bir ömre bedel...

    ne gariğ bir duygu bu yaşadıklarım. hayat tamamen durdu sandım bir an ama dışarı çıkınca anladım ki yaşam tüm hızıyla devam ediyor.

    duygusuz yaşanırmı? sevilmeden, sevişmeden... ya özlem olmasa, olmasa ayrılık gözyaşı olmasa mutluluk paylaşım yaşanırmı bu dünyada? yoo olamaz yaşanmaz değilmi ama biz yaşamak zorundayız tam 18 ay. bir çok güzellikten uzak tek başına kalmak zorundasın burada!

    allah yardımcımız olsun.

    03.01.1999

    bir yıl geride kaldı hatalarla, doğrularla, mutlulukla ve acıyla. acaba zamanmı kayıyor ayaklarımızın altından yoksa bizmi koşturuyoruz zaman kavramının üzerinden.

    dinmiyor beynimdeki karmaşa. kafamda bir şeyler sürekli savaş halinde. kimler gelmiş kimler geçmiş hayatımdan. kaç kişi kalmış belleğimde, üçmü beşmi yoksa birmi yoksa hiçmi kalmamış yoksa ben hiçmi bir şey yaşamadım koskoca yirmi yılda. bu kadarmı değersiz yaşam.

    08.01.1999

    berbat bir gün. yorgunluktan bayılmamak için defalarca tuttum. şu an intikaldeyiz 4 saatlik bir yürüyüşten sonra buraya geldik. mevzi yaptık yemek yedik (konserve) ve şimdide keşif gözetleme yapıyoruz. uykusuzum, yorgunum ve yanlızım.

    tanrım günlerdir bu intikali bekliyorduk heyecanla. sırtımızda en az 30 kg. lık sırt çantası, tüfek, matara ve birsürü ıvır zıvır. bu gece burdayız gece boyunca nöbet tutacağız hava daha şimdiden soğumaya başladı. gece ne olacak allah bilir...

    31.12.1999

    2000 geldi ve ben hala askerim!!!

    belki burada olmak dışarıda olmaktan daha hayırlıdır. dışarda yaşanan entrikaları, o pisliği görünce insanın böyle düşünmesi doğal. bu ikidir yeni yılı askerde karşılıyorum. içimdeki burukluk anlatılmaz... dayan be oğlum az kaldı vatanın, milletin, yurdun için buradasın dayan! hep daha iyiye koş daha güzele... vatanın için ailen için kendin için o'nun için...
    1 ...
  2. 2.
  3. ilk günün sabahı : devletimiz varolsun.
    ilk günün öğleni : açım ve terliyim ama yine de devletimiz varolsun.
    ilk günün akşamı : açım,terliyim,ayaklarım şişmiş,yorgunum ama olsun devletimiz varolsun.

    ikinci günün sabahı : hastayım ve revire gidiyorum.
    ikinci günün öğleni : revirden çıktım , doktor kızdı bakmadı bana ama yine de beni türk hekimlerine emanet ediniz.
    ikinci günün akşamı : ben hayvan mıyım?

    üçüncü gün ve sonraki günler : evet, ben hayvanım ama hayvan da olsam tanrı devletimizi başımızdan eksik etmesin.

    nizamiyenin hemen yanındaki apartmanda oturan yaşlı bir teyzenin günlüğünden :
    allahım vatanımızın yılmaz bekçilerini bu kavurucu güneşte esas duruşta saatlerce bekleten zihiniyete akıl ver ki evlatlarım bizi koruyabilsinler her türlü tehlikeye karşı.

    son gün : yeşil olan herşeyden nefret ediyorum.ilk işim yeşil neyim varsa onlardan kurtulmak olacak. devlet hastanesine psikiyatr atanmışmıdır acaba!!!
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük