- bir paket kremalı bisküvi alınır. bir kaç bisküvi ortadan bölünür ve kremaları alınır yerine diş macunu sikilir. sırası ile pakete bir diş macunlu bir normal bisküvi üst üste dizilir. şaka yapılacak arkadaşın yanına gelindiğinde bir tane ağzımıza atarız sonra arkadaşa ikram ederiz. doğal olarak bööööoo bu ne biçim bisküvi diyecektir. siz durumu çaktırmadan ne olmuş gayet güzel deyip sıradaki normal bisküviyi de azınıza atarsınız. bir daha dene deyip sıradaki öbür bisküviyi de tekrar ikram edersiniz.
arkadasi numara gostermeyen ev telefonundan arayip alo deyine "iyi gunler ben vodafondan alper, nasil yardimci olabilirim" diye cevap veriyorsun... Adam apisip kaliyor...
arkadaşının telefonunda kendi ismini 110 olarak değiştirdikten sonra başka bir arkadaşın onun telefonundan itfaiyeyi arıyormuış gibi yapıp basıyorsunuz küfürü ve kapatıyorsunuz. arkadaş kıllanıyor tabi ama siz bişey olmaz diyorsunuz. daha sonra başka biri yan odadan arıyor ve bakıyor ki 110 arıyor. eleman tırsmaya başlıyor. telefon açan arkadaş kızıyor tabi senin yüzünden yangında bir çocuk öldü lan çabuk en yakın falanca karakola gel ifadeni alacağız. bir sürü açıklama ve savunma yapan eleman telefon kapandıktan sonra itfaiyeyi arayan arkadaşa dönüp lan şerefsiz nolacak şimdi der lakin bizimki gayet sakin banane oğlum ben aramış olabilirim telefon senin git karakola der anında satar tabi çocuk çılgına döner ve karakolun yolunu tutar. o saatten sonra ister durdurun ister gırgıra devam edin.
not: dikkat edin eleman ağlıyorsa yada krize giriyorsa orda bırakın bence şakayı.
erkan isimli arkadaşımızın saflığını derecelendirebilmek için yaptığımız ilk ve son şakamızdı bu anlatacağım olay.
sınıfta 15-20 erkek en arka sırada posta gazetesini açıp, gazeteye odaklanıp, ''ohaaa oğlum adamın 2 taşşağı varmış ohaaaaaa '' nidalarıyla birbirimize birşeyler söylemekteyiz. Ve sonra erkan sınıfa girer. herkes birbirine ''oha oğlum adamda 2 tane varmış yuh daha neler, bende bile 4 tane var, bende 3 tane var lann, bende 6 tane var 2 neymiş be (kalıplı bir arkadaşımız) tarzı replikler söylemektedir '' .
ve sonra beklenen olur ve erkana o soru sorulur. '' oğlum sende kaç tane var? bak herkes söyledi bir sen söylemedin''
- ya oğlum biliyorsunuz işte
+ söyle söyle herkes söyledi nolcak ?
- ya oğlum üstüme gelmeyin
+ oğlum söyle delirtme adamı
- 3 tane var oğlum kaç tane olucak.
'' Bu entry üç taşaklı erkan adına girilmiştir. ''
kalem parfümün içine herkesin tükürmesi ve benimde bundan habersiz gidip aa nasıl kokuyor diye boynuma sıkmam pis bir şakaydı.insanın başına ne gelirse meraktan.
en abaza dönemlerinde msn den kaşar bir karı gibi ekleyip uzun süre konuştuktan sonra buluşmaya çağırılır.tabi canım kekim ellerine sıvazlayarak sözleşilen yere uçarak gelir.fakat hesaba katmadığı birşey vardır. orada onu kız yerine elinde kamerayla bekleyen 5-6 kişilik erkek topluluğu karşılayacaktır.
Bir başka arkadaşın babasını mafya diye tanıtıp hapiste olduğunu söyleyip yedirdikten sonra çakma silahla çocuğun onu tehtit etmesini sağlamak sonrada altına bıraktıgı 2.5 ton boku izlemektir.
olay şöyle oldu:
karşı komşumuza hep beraber misafirliğe çay içmeye gitmiştik. bir kişi hariç. bütün ısrarlarımıza rağmen ''ben evde msn takılcam hacı siz gidin'' diyerek bizi üç beş şırfıntıya satmıştı.
meğer herkes içten içe intikam duyguları besliyormuş. çaylar içildikten sonra plan yapılır. internetten soyunan bir hatun videosu bulunur ve fake bir msn adresi ile bizim esas oğlan keklenir. hemde öyle bir keklenirki kekleyenler bile bu herifin bu kadar sapık olabileceğine şaşırır.
- oha lan herif malı çıkardı.
- büyükmüş lan!
- noldu vercenmi.
- yok lan kıskandım anuna koyim.
en mahrem halleri foroğraflanır ve sene boyu ''bütün okula yayarız olum'' tehtiti ile bulaşıklar esas oğlana kitlenir.
keşke birinci sınıfta aklımıza gelseydi. yazık oldu okadar bulaşık yıkadık.
herkes uykuya dalmışken, gene herzamanki gibi öğrenci milleti, muhabbetin dibine vurmaktadır. hafifte alkol alınıp, kafalar çakır kıvamına getirilmiştir. muhabbetin en tatlı yerinde birden elektrikler kesilir.
-hobaaaa
-noldu lan şimdi
derken kankalardan biri çakmağı çakar ve muhbet devam eder. bir süre sonra, zannedersem gazı bittiğinden dolayı, ışık birden kesilir. hemen akabinde,
-aaaaaaaggggggghhhhhhh
diye, kulakların adeta ırzına geçen bir ses duyulur. tam o sırada elektrikler gelir. manzara şu şekildedir:
ne olduğunu anlamaya çalışan bir arkadaş grubu.
yerde kıvranarak kolunu tutan bir yaralı.
elindeki çakmağın üstünden duman çıkan, yüzü pişkin bir ifadeyle sırıtan bir fırlama.
iş yerinde çalışan bir adamın, ya bu aralar çok unutkanım napcam bilmiyorum diye dert yandığı 2 arkadaşının, adamın arabasının yedek anahtarını almalarıyla başlar her şey.
ertesi sabah iş yerine gelen adam akşam arabayı park ettiği yerde bulamaz. tam zıt yönünde bulur.
ondan sonraki sabah ve diğer sabahlar bu böyle devam eder. adam iyice unutkanlığından şüphe etmiştir ama arkadaşlarından çekindiği için durumu da kimseye anlatamamaktadır.
en sonunda iş yerine gelirken park ettiği arabayı, orda çalışan görevliye gösterir, bak oğlum bunu buraya park ettim görüyorsun demi, göz kulak ol geldiğimde burda bulucam der.
görevli, tamam abi ayıp ediyorsun der.
adam rahatça işyerine girer. ancak akşam çıktığında yine araba park ettiği yerde değildir.
görevli adama gider, nerde arabam ben sana göz kulak olcaksın demedim diye bağırmaya başlar. görevli adam, abi yok öyle bir şey ben seni hiç görmedim ki bugün der.
bizim 2 eleman, görevli adamla da çoktan anlaşmış, iş birliği içine girmiştir çünkü.
ve zavallı adam, kafayı yediğini düşünerek intihar etmeye kalkışır.
şakanın tam anlamıyla bokunun çıktığı bu noktada, 2 arkadaş yetişir ve 1 aydır arabanın yerini onların değiştirdiğini,
adamda bir sorun olmadığını, gayet sağlıklı olduğunu anlatırlar. görevli adamı da kendilerinin kafaladığını söylerler.
adamın inanması vakit alır. intihardan caydırmak için arkadaşlarının yalan söylediğini sanar.
sonra bir şekilde ikna edilir, durum düzelir.
şimdiki arkadaşlık ilşkilerinin ne boyutta olduğunu bilmesem de, van'da geçen bu olay tamamen gerçektir.
arkadas (bkz: semum) filmini izlemiş kafasında sürekli bişeyler kurup duruyor. arkadaşlala toplandık bişey yapalım buna bi şaka yapalım diye karar verdik
hemen şarteli indirip elektrikleri kesdik salonda oturuyoruz elamanın biri ben bi odama cıkayım diyip cıktı sonra arkasından biri daha gitti mekanı hazırladık ole korkunç maskelerden birini takıp mutfak kapısının arkasında kombinin altında oturup el fenerinide yüzüne tuttup beklemeye başladı. salonda semumu izleyen arkadasa
-yaa hacıı su kombinin fişini ceksen iyi olur elektirikler gidip gelirse bozulur zaten Allaha emanet calışıyor sorun olmasın fişi cek istersen..
deyip mutfağa yolladık ve heycanla beklemeye başladık. bi süre sonra bağırmalar başladı.. arkadaşta çocuğa bişey oldu sanıp maskeyle cocuğun yanına gidip
lan tanımadın mı murat, ben hakan lan olum ben hakan lan korkma demeye devam edince cocuk mutfağı yerle bir etti biz gidip maskeyi cıkarınca cocuk biraz sakinleşti ama bir hafta bizle konuşmadı ve karanlıkta uyuyyamadı.