Arkadaş eve girerken kapının arkasından cıkarak arkadaşa ucan tekme atmak. Hahah cok komik bence. Hastanelik olursa daha bi komik hehehe. Ölürse zaten gülmekten ailesine olayı anlatamam heihieih.
arabasini çekici getirtip başka bir sokağa taşımak, akabinde cebini arayıp aracınız çalındı emniyet ten arıyoruz demek, sonrasında bir telefon daha edip aracınız parçalara ayrılmış halde bulundu ve geriye sadece 3 lastik bir plaka ve bir vites kolu kaldı diye son şakayı yapmak.
doğuda, özel harekat birliğinde istirahat saatlerinde askeri gazinoda subay, astsubay, uzman jandarmalar aşağı yukarı 20-25 kişi dinleniyorduk. kimisi televizyon seyrediyor, kimisi tavla atıyor, kimisi muhabbette kimiside gazete okuyor. tam o sırada idari işler astsubayı başçavuş odaya giriyor ve elindeki el bombasını ömere uzatarak
-'ömer, yav ben şu pimi el bombasına takamadım, mandalını sakın bırakma haa.. pimi taktıktan sonra getir bana' der.
+tamam komutanım.. takmaya çalışırım der.
ömer, el bombasının mandalını avucunun içiyle kavramış, bir eliylede el bombasının çıkan pimini takmaya çalışır..
gazinoda oturan rutbeliler erkekliğe bok sürdürmemek için dışarı çıkmıyor, ama göz ucundan da ömerin elindeki el bombasına keskin bakışlar yapıyordu.
ömer, pimi yerine takmaya çalışırken el bombası elinden kayıp yere düşer.. mandal bir yerde, pim bir yerde, el bombası bir yerde, kayıp düşerkende hassiktiirr diye bağırmaz mı:)
gazinonun penceresinden dışarıya balıklama uçanlar, kapıya doğru koşuşturmalar, kanepeyi kendine siper yapanlar, duvara doğru koşup duvarı delip geçeceğini sananlar, oturduğu yerde dua edenler..
el bombası, normal şartlarda, mandalı bıraktırktan 6 saniye sonra patlar. o 6 saniyede koca gazinoda 25 kişiden 3 kişi kalmıştı:D
el bombası mı? patlamadı..
idari işler başçavuşu ile ömerin planlayıp, boş el bombası ile yaptığı şakanın acısını, ikisinide ağlatana kadar domuz bağında tutarak ödeşmiş olduk.
lisedeki sandalyelerimizin sadece iğne sığabilecek küçücük deliklerine onlarca toplu iğne yerleştirmek ve günah keçisi arkadaşımızın her seferinde hiç şüphelenmeden üzerine oturması.
samimi bir şaka olan "merhabalar ben türk telekomdan ersin. ahizelerimizde bir sorun oluştu ahize kontrolü yapmak amacıyla üflermisiniz ahizenize lütfen? " deyip kurban kişi evet deyip üflemeyi kabul ederse şakayı yapan kişi "ohh taşaklarım serinledi " deyip aşırı bir şekilde anırarak güler ve kapatır telefonunu.
lise son sınıf öğrencisi bir arkadaşın telefonunu alıp bi numarayı ösym numarası gibi gösterip, sonrasında başvurunuz kabul edilmemiştir diye mesaj atmak.
vakti zamanında bir şaka organizasyonu da benden çıkmıştı. o zamanlar uzun saçlıyım, sakallıyım falan... aynı evde kaldığım can adında bir kardeşimle girdik bu işe.
o yıl kaldığımız eve(pansiyon tipi bir yer bu arada) yeni elemanlar gelmişti. canla ben de evin en eskilerinden iki demirbaşız! yıllarca ordayız, ve yeni gelenler birinci sınıflar, anadolunun orasından burasından gelmiş, gözü açık olmayan çocuklar.
tabi çocuklar uzun saçlı sakallı bir tip olarak beni ilk gördüklerinde biraz tuhaf bakmışlardı. sanki bir satanistmişim gibi bakıyorlardı ve ben bunu fırsat bilip şakamın temellerini attım, can ile tasarladık her şeyi.
ilk birkaç gün çocuklarla pek muhattap olmadık, canla beraber evin içinde asi, sert, tuhaf davranışlar içine girdik.
sonra bir akşam, yani şakanın yapılacağı gece saat 01- 02 civarında başladık oyunumuza. masum arkadaşlar, 4 kişi olarak salonda abuk tw kanallarından birine dalmış gitmiş bir vaziyette iken dışarıya çıktım ben. çıkarken düzgün olan üstüm ,saçım falan 10 dakika sonra darmadağın bir halde içeri geri girdim. saçlar açılmış, darmadağınık, gözler deli gibi bakıyor falan...
sonra can içerden bana doğru geldi, birtakım kelimeleri uyduraraktan sözümona konuştuk kısa bir şekilde, ama satanist gibiyiz ikimizde. hafiften boyalıyız falan...
konuşmamız hep uyduruk kelimelerde, yani başka bir dilde gibi konuşuyoruz, elemanlar saf saf bakıyorlar bize...
ben cana birkaç vurgulu cümle daha kurdum, hedrrröööğnnn enn şağğğniiiikkk!!! gibisinden...
ve benim odama doğru yürüdüm, can mutfağa geçti, daha önceden hazırladığımız bıçak, kesici delici tornavida vb birkaç malzemeyle yüzünde sert bir ifade, benim odaya geldi.
elemanlar tedirginler içerde. ama biz şova başlamışız bile. benim odamda yere çöktük, ışık kapalı, mumlar yanıyor...etrafımıza birkaç şarap şişesi dizdik, kendimize bir ayin odası yaptık yani düzmeceden.
kapılarıda tam kapatmadık, bizi duyuyorlardı zaten ve başladık ayin yapmaya, ben saçlarımı salmışım, transa geçmiş bir haldeyim, can ise abuk hareketlerle bana eşlik ediyor.
başladım fear of the dark, turn the page falan sözlerini gırtlaktan bir dua gibi söylemeye...
can eline bıçak aldı, benim boğazıma filan dayar gibi yapıyor...
bir ara kapıya baktık... elemanlar gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi bizi seyrediyorlar...
gurbette ilk günleri... ilk defa evlerinden uzaklar... ve iki tane satanistin ayinini izliyorlar...
bunu birkaç gün daha sürdürdük... elemanlar artık her an yanyana takılıyorlar evde, biz ne dersek itirazsız tamam ağbi moduna girmişler...
üniversite yıllarında şahit olduğum şaka(olup olmadığı tartışılır) dır, şöyle başlıyor olay;
kafeteryada herkes birbirine komik olmayan şakalar yapmaktadır okulda bir evli çift vardı sınıf arkadaşımız, kız yanımızda olmadığı bir anda
-ya kardeşim ben sana bir şey söyleyeceğim ama çok korkuyorum
+söylesene ne oldu
-bak onun suçu yok ama tamam mı?
+kimin suçu lan söyle hadi
-şey sen geçende ders notu almak için başkasının evine gitmiştin ya
+evet ne olmuş
-bende sizin eve gelmiştim o gün
+eee
-sonra sizin eve gittim zile bastım eşin çıkıp senin evde olmadığını hemen geleceğini söyledi, beni içeri davet etti içeri girdim sonra bir anda kendimi kaybettim, senin hanımı öpmeye başladım sonra olan oldu, ama çok pişmanım, eşinin hiç suçu yok zorla oldu
+sen ne diyon laaannnn
adam ufak tefek biri şakayı yapanda onun iki katı, eleman bir vurmaya başladı arkadaşa her kez şokta kimse ayırmıyor bile, adam 45 dakika yumruk tekme ne varsa girdi, lan 1 nisan bu gün şaka yaptım filan diyor, eleman dinlemiyor bile, bak vurma yeter artık bende vurucam diyor, adam da tık yok, en son kahveden yaşlı adamlar geldi zor ayırdılar.
hafif saf hareketler sergileyen ve biraz şımarıklık yapıp bütün ders hocanın bize bağırmasına neden olan arkadaşa karşı organize olunarak yapılan şakadır. kızcağız cindir, peridir, şeytandır, ruhtur acayip korkar bu tip şeylerden. hocayı da ayarlarsınız. o sınıfa girdiği andan itibaren kimse onu görmeyecektir. seslendiğinde kimse ona bakmaycak, tutup kolunu çektiğinde kimse aa bir şeyler oluyor bile demeyecektir. velhasıl tenefüste hatun kişi sota bir yere alınır, verengül kızım dün rüyamda üç harfli gördüm çok korktum. lan içime girdiler. çok korkuyorum abi falan diye hafif gaz verilir. sonra da birden sanki konuşmanın ortasında yok olmuş gibi koşarak sınıfa çıkılır. kız içeri gelmiştir. hoca zaten sinirli olduğundan plana sadık olacağına söz vermiştir. ve ders zili çalar. 12. sınıflar en üst katta olduğundan kız merdiven çıkarken kıpkırmızı olmuştur yine ama kimse gülmez. herkes ciddiyetini korur. ilk beş dakika her şey normaldir. hoca içeri girince herkes ayağa kalkar. hoca planı anlatan kişiye göz kırparak, devam edin destekçinizim mesajı verir. ve oyun başlar. tüm ders boyunca bir kişi bile dönüp de bakmaz.
+ gülşaaaaah!
- ...
+ sultaaaaan!
- ...
+ tuuöööğğğbaaa!
- yok kız avondan yeni katalog gelmiş ona bakıyorum.(arkasındaki arkadaşıyla konuşur kıza bakmamak için)
+ lan oluuum?
- ...
+ hocaaaaam!
- so, we should use this tense..
bir süre daha tepki gelmeyince çirkefliğe vurur.
+ lan maaal!
- ...
+ lan tamam komikti güldük bitti.
- ...
dersin sonunda yavrucak ağlamaya başlamıştır artık. en sonunda hoca dayanamayıp beter ol diye çıkışır. muhtemelen hiçbir öğrenci azar işitirken onun kadar mutlu olmamıştır. *
yurttaki oda arkadaşım gece uykusunda sürekli yelleniyordu. bir gece aklıma bir piçlik geldi. gece o uyuduğunda çakmağı aldım ve kıçına doğru çakmağı tutum bekledim. tam yellendiği sırada çakmağı yakınca birden kıçı alev aldı. neyse ki hazırlıklıydım yanımda 1 şişe su bulundurdum, yangını södürdüm ama çoçuğun pijaması kullanılamaz hale geldi. o günden sonra oda arkadaşım başka odaya taşındı. 1 taşla 2 kuş vurmuş oldum yani.
çok yakın bir arkadaşıma yaptığım gerçek bir şakadır. arkadaşım aynı zaman da ortağım ve günlerden bir nisan. ve onunla birlikte onun karısına şaka yapacağız. olayı şöyle kurguladık;
-arkadaşım evi arayacak ve bir çek meselesinden dolayı iki ay cezaevine girmesi gerektiğini söyleyecek. karısından temiz çamaşır filan içeren bir bavul ayarlamasını isteyecek.( o zaman işler kötü idi ve bu oluru yüksek bir durumdu. kadının inanmama ihtimali yok) biz de sonra şaka yaptık filan deyip gülüp eğleneceğiz ve hoş bir anımız olacak.
fakat ben karısına daha önceden ulaşıp şakayı haber verdim ve bir komplo kurduk.
arkadaşım karısını aradığında karısı olayı duyunca, artık bu olaylardan ve parasızlıktan bıktığını, kendisi ile rahat etmek için evlendiğini ama gün yüzü görmediğini ve artık bu evliliği sonladırmanın vakti geldiğini, zaten bir aşk evliliği olmadığını eğer ortada paylaşılacak bir zenginlik yoksa evli kalmanın da gerek olmadığını, zaten kocası hapiste bir kadın durumuna düşmek istemediğini, ama bunu uzun süredir düşündüğünü ve iki gün önce de avukatla zaten görüştüğünü, ev zaten kendi üstüne olduğundan başka da bir şey istemediğini ve boşanmada kolaylık göstermesini istediğini söyledi.
ve bunu öyle güzel söyledi ki benim arkadaş, boklardan en bok, morlardan en mor oldu.
bu şu ana kadar becerebildiğim en sağlam 1 nisan şakasıdır.
chat in meşhur olduğu zamanlarda internet cafede akşamları takılıyoruz 3 5 arkadaş. hepimiz farklı bilgisayarlar da tabi. şöyle bi arkadaşın ekranına bakıp nereye takılıyor diye baktığımda gördüğüm bi chat sayfasıydı. baktım orada birileriyle yazışıyor. onun olduğu sayfaya girip nickimi dilek yazdım. dilek uğruna ölüceği kızdı. bu tabi isim benzerliğinden dolayı yazmaya başladı hemen. ben bunu ilk başta fazla sallamadım hemen çakmasın diye. baktım üsteliyor yazmayı tamam dedim anlamadı galiba yaz dedim kendi kendime. başladık yazışmaya. 1 2 hafta kadar yazıştık saat belirliyorduk o gidiyordu cafeye bende gidiyodum tabi onun olduğu cafeye. en sonunda nerde oturuyosun ne iş yapıyosun gibi sorular geldi. kızın oturduğu yeri biliyorum tabi hemen yazdım işte burda burda diye kızın yaptığı işi de yazdım. 2 3 dakika cevap gelmedi. çaktırmadan suratına baktım elleri kafasında surat olmuş kıpkırmızı. kendi kendini yiyecek orda. bizim aklımız piçlikte tabi. sonra buluşalım falan dedi tamam dedim buluşalım. mekan incirli burger king ti. tarih saat her şeyi konnuşup anlaştık. 1 gün sonra buluşucaktık. ben mahallede ki herkese haber verdim tabi. 2 3 araba gidip soteye yattık bekliyoruz bizimkini elimizde o zaman kameramanlık yapan bi arkadaşımız vardı onun da iyi kötü bi kamerası ile bekliyoruz bunu. bu geldi arabayla gözünde gözlük falan yavaş yavaş indi arabadan sağı solu süze süze gözlüğü çıkardı. gitti oturdu burger king in bahçesindeki masalara. 5 dakika falan geçti aradan baktım saate bakıp duruyor küfür ediyor kendi kendine. tamam dedik hadi gidelim yanına diye. bütün arkadaşlar indik arabalardan gittik bunun yanına gülmeyi bırakın kahkaha ata ata. elimizde kamera. bu anladı tabi olayı. surat oldu kıpkırmızı başladı bana küfretmeye. senin ananı şöyle yapıcam seni öldürücem falan. lan olum dur şakaydı manyak mısın? böyle şaka mı olur diyor ama biz hala gülmekten yarılıyoruz. en sonunda dayanamadı arabadan aldığı sopayla beni veliefendi hipodruma na kadar kovaladığını biliyorum. en sonunda dur dedim amk ölücem daha koşamicam. ben durup konuşmaya çalışırken hiç bir şey demeden vurmaya başladı. lan olum dur falan desemde dinlemedi. yani olay eşşek şakasına döndü. 2 gün sonra hiç bir şey olmamış gibi makara yapmaya devam tabi.
bence en iyisi (tabi eğer okulda veya konferans salonunda bilgisayar var ise)
blgisayarın arka planına arkadaşınızın fotoğrafını koyup altına unutmayacağız yazmaktır.