duvara yumruk atmak. o an hiç acımaz, duvarın çatladığını düşünürsünüz ancak ertesi gün alçıya alınmış kolunuza imza atmak için bekleyenler vardır. american history x filminde dövmeli amca boşuna ''öfke bir yüktür, hayat sürekli kızgın yaşanmayacak kadar kısadır. buna kesinlikle değmez'' demiyor. adam haklı, öfkeden sonra alçı yükünü alıyorsun.
adam yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle kamyonunun kaportasını mahvettiğini görmüş. hemen oğlunun yanına koşmuş ve çocuğun eline çekiçle vurmaya başlamış. biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş. doktor, çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış. çocuk ameliyattan çıkıp gözlerini açtığında, bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle;
- "babacığım, kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm." demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş;
- "parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?" babası eve dönmüş ve hayatına son vermiş...
1-adama dalmak ve kendine ancak karakolda gelebilmek. az önceki cengaver halini unutup su katıksız bir uzlaşma yoluna girmek. hıyar bir polisten, kariyerine dokundurularak yakışmamız size lafını duymak.
2-etrafı yumruklamaya başlamak, sonra o yumrukların tamir masrafları olarak geri dönmesi.
3-sevdiklerini kırmak, daha ağzından kelimeler dökülürken bile pişman olmak.
4- kendine kızmak, ama çok kızmak. akciğerler su toplayana kadar koşmak.
dahası var ama bu kadarı bile kendimden iyice nefret etmemi sağladı, uzatmaya gerek yok.
kişinin bilincli düşünemediği anda yapmış olduğu bir olay. kişi aslında onu yapmayı hep istemiştir ancak bunu bilinç altına atıp hep engellemiştir. Ancak artık dayanamiyacağı bir noktaya geldiğinde uygulamaya sokup rahatladığı ve daha sonra keşke yapmasaydım dediği hareket. özellikle tekrar edilebilirki ( kişinin hep yapmak istediği şeydir). örnek verecek olursak ; telefon fırlatmak, sevgiliye aklına geleni söylemek, aileden birine küsmek, işinden nefret ettiği için patronuna sövmek gibi.
birine duyulan bir anlık sinirle şahsımıza zaafı olan birini kullanıp "sana mı kaldım." tribine girilebilir. sonradan dank eder ne tür bir şerefsizlik olduğu.
