ilk gün :
bugün şaşalı bir dükkana geldik hep anlattıkları cennet böyle bir yer olsa gerek.
ikinci gün :
bugün bir çok kimse bulunduğumuz denizin önünden geçti .belki inanması zor ama burada denizler heğp durgun hep güzel.avlanma sorunuda yok
bir hafta sonra :
çok sıkılıyorum günlük. artık aynı yüzler arasında bir gölge olmaktan başka bir anlamım yok.bugün bizi işare edenlerden biri önce beni seçmesine rağmen başkasını verdiler duyduğuma göre asıl cennet o seçenlerin gittiği yermiş.
2 hafta sonra :
bugün iki poşet içinde ben ve adını yeni öğrendiğim cillop gibi bir hatunu daha dar ama daha güneşli bir yere koydular tamam işte cennet bu.
3 hafta :
daha geniş bir cennete geçtik çok heycnlıyım ayrıca çocuk çoluk sahibi olduk. hehee.
bir ay sonra :
başlarım lan bu kadın milletine de ha. bokumu yer oldum. bu ne biçim iş lan!
bana yem veren salak adam, ikide bir fanusuma vurup napıyosun lan deyip duruyor. sabah akşam yem veriyor, bide ilk kez görüyomuş gibi elini sokup yakalamaya çalışıyor.
bazen ısyan etmek gelıyor ıcımden . bir bağımlılık hali yasadıgım,el kol bağlı,bırılerıne muhtac bı fanusun ıcıne döne döne geziyorum.
balıgında sanssızı benım ıste ,denızlerdekı balıklara sorsan onlara göre sanslıyım ,onlar ozgurluklerının degerını bılırlermı bılınmez ,ama her an bır balıkcı agına,bır buyuk balıgın mıdesıne ınme tehlıkemız var bızım, oysa sız rahatsınız der ,guler gecerler.yerı gelır haklı olurlar belkı ama bılmezler ozgurlugun elınden alınması ne acı seydır,bır yem ıcın bıle agzını acar beklersın tum gun sahıbın hatırlıyacakta bır parca yemı takdım edıcek dıye. boyle ıste aslında tum canlılar kendınde olmayanı ıster boyledır bu doganın degısmez kanunu .
en cok neye uzuluyorum bılıyormusun. bır ıstırıdye golgesınde demlenemıyecegım mesela,yosunların saclarında kaybolamıyacagım bır gram yemek adına mucadele veremıyecegım ornegın ,caba harcamak duygusunu hıc tadamıyacagım,baska bır balıgın mıdesıne ınmek,bır balıkcının agındakı yem ugruna yem olmak olsaydıda ısın ucunda degerdı bılıyormusun degerdı emın ol.bırgun bunları dusunerek gectı ıste ve en acısı ne bılıyormusun bugunun yarından yarının oburgunden farkı olmayacak ,evınde hapıs oldugunu dusun dısarsı hep yabancı ,hep uzak ,ıste oyle bır tutsaklık benım guncem.
ta kı dunya tersıne donene kadar govdemı suyun yuzeyıyle basım asagı dogru tepetaklak olana kadar ben boyle surecek bu ,boyle surecek.
buradaki ortam çok güzel.bütün balıklar hemcinsim; kız kıza eğleniyoruz.bir üst katta erkekler yüzüyor arada oradan atlayıp bizim kata gelmek isteyen abazalar var ama daha hiçbiri bunu başaramadı.erkeklerin üst katında ise kılıçlar* yüzüyor; kızlı erkekli edepsizler.bizim binanın en alt katında ise kreş var yavrularımız orada ama kılıçlar onlara kötü örnek oluyor.şikayetciyiz onlardan.ama daha ev sahibi bu konuda bir şey yapmadı.
bugün bir adam geldi uzun süre inceledi bizi sonra parmağıyla beni işaret etti.bizim ev sahibide beni evimden alıp bir poşetin içine attı.para karşılığında beni o adama sattı.* sonra oradan ayrıldık adamın arabasına bindik, evine gittik.poşetimden çıkarıp beni yeni evime bıraktı.ama orada tek dişi bendim.bütün herkes erkekti.sevimli ay molly bile beni taciz ediyordu.ona yüz vermiyordum sürekli kaçıyordum.kılıç, vatoz derken sonunda çöpçü ısıtıcının yanında sıkıştırdı.kaçamadım.orada sıcak dakikalar yaşadık.çok zor günler geçiriyordum.bu utançla daha fazla yaşayamazdım.intihar etmeye karar verdim.ilk önce motora kuyruğumu soktum ama işe yaramadı.sonra atlayayım dedim ev sahibi üstüme basacakken son anda farketti.ben de çareyi çöpçü gibi bok yemekte buldum.sıçtığımı yedim.öldüm.
bugün yine kendime sorular sordum, insan olsam filozof olurmuşum kesin.
balıklar su içer mi ?
balıklar akvaryuma işer mi sıçar mı ?
ama ben bunları soruyorum, yapıyomuyum yapmıyomuyum hatırlamıyorum tam hatırladım derken neyi hatırladığımı unutuyorum.
neyi unuttuğumu bile unuturken ne diyodum ben.
ilk gün :
bugün uyandığımda karşılaştığım sahne beni yan yatan balık gibi hissettirdi sevgili günlük. suyum bulanıktı. açtım ve çok sinirliydim. üstüne bir de sahibimin bir kediyle üzerime üzerime geliyor olduğunu görmek bütün yüzgeçlerimi,pullarımı vs. diken diken etti. sonra anladım tabi.. sadece eğitmeye çalışıyormuş. ama ben nerden bileyim.
ikinci gün :
bugün beni balkona koydular. üstü açık evimde çok mutluyum. bazen martılar vs geliyor biraz tırsıyorum ama gidiyorlar sonra.
bir hafta sonra :
çok sıkılıyorum günlük. ne zaman bi sevgilim olucak?
2 hafta sonra :
bugün taş gibi bir hatunu clopp! diye atıverdiler evime. yani ben uğraşmadım eve atmakla falan. ulan ne şanslı köftehorum hehehe.. yalnız havalı lan hatun. alırım havasını adamın..
3 hafta :
yirim lan seni ben. dedim kuyruğunu sallaya sallaya taşın arkasına gitti. ulan yerim diyorum hatunun yaptığına bak. başkası olsa çoktan torun torba sahibi olmuştu .
bir ay sonra :
başlarım lan bu kadın milletine de ha. bokumu yer oldum. bu ne biçim iş lan!
güncem;
inanma sen benim gibi olmayanların konuşmalarına. o kadar imreniyorlar sözde, ekmek elden su gölden diyorlar utanmadan. halbuki esirim burda, mapusum da kimse bilmiyor. eğleniyor herkes benle.
bir kaç saniye sonra belki aynı satırları yine yazacağım bembeyaz sayfana. sen de hor görme beni.
şu anlık bu kadar...
"iyi ki hafızam beş saniye, çünkü hayatımın tamamı beş saniyelik hafızamın kapsama alanına sığmakta" cümlesi güncenin tamamını okumaya eştir.
zaten günce de bundan ibarettir.
sabah uyanınca yem yedik. bol bol yüzdük. akşam olunca yine yem yiyip dışkıladık. acaba sahibimiz bizi ne zaman gezmeye götürecek, türünden bir açılış tümcesinin altına her gün denden konularak oluştırulan dramatik günlük.