bir zamanlar reklamlardan eksik olmayan televizyonun her açılışında bir adam vardııııı canı sıkılaaaan canı sıkılaaan canı sıkılaaaan diye yaşama isteğimi elimizden alan adam. Fakat artık yok o adam, nerde o adam, seni istiyorum adam. Gel ve yine canının sıkıldığını söyle canı sıkılan adam.
Artık i phone la 4çeker turkcell e bağlanıyor, face book tan video paylaşıp, memleket meseleleri üzerine tweet ler yazıyor. Canı yine sıkılıyor ama, en son paylaştığı şarkı ise ''yine bize hasret yine bize hüsran var''.
bir insan tek başına kendi canını sıkabiliyorsa bu yeteneğini geliştirmelidir.
canı sıkılan bu adamın oluşturduğu hikaye, saatli bomba gibidir. bu adam eğer türkiye'de yaşıyorsa vaktini pis kokan internet kafelerde, iki kuruşa satın alabileceği rapidshare üyeliğinden sonra indirebileceği porno görüntüleri izleyerek değerlendirip geçirdikten sonra huzurla geberebilir.
esin afşar'ın 1975 türkiye eurovision finallerinde yarıştığı ve sonuncu olan şarkısı. asıl adı "canı sıkılan adam" olan bu şarkının sözleri şöyleydi:
bir adam vardı canı sıkılan
bir kadın vardı canı sıkılan
buluştular bir gün, sıkılmamak için
bir adam vardı canı sıkılan
ray rarara ray rayda rara rarara ray
ray rarara ray rayda rara rarara ray
verdiler el ele, koştular kolkola, hey!
verdiler el ele, koştular kolkola, hey!
sonu ne ola bu hikayenin ?
ne adam bilir, ne kadın bilir ?
bu işin sonu nereye varır ?
bir adam vardı canı sıkılan
ray rarara ray rayda rara rarara ray
ray rarara ray rayda rara rarara ray
verdiler el ele, koştular kolkola, hey!
verdiler el ele, koştular kolkola, hey!
kadın anladı, her şey bir oyun
sıkılan adam, imkansız adam
dünya yuvarlak, dörtköşe olmaz
bu işin sonu bir yere varmaz
ray rarara ray rayda rara rarara ray
ray rarara ray rayda rara rarara ray
adam bir yana, kadın bir yana
bu hikaye de burada biter, hey hey hey, hey hey
adam bir yana, kadın bir yana
bu hikaye de burada biter, hey hey hey, hey hey hey, hey hey
denk geldikçe içimdeki can sıkıntısını perçinleyen, hangi gerizekalı sadist bünyeden çıktığını merak ettiğim, nefret katsayıma tavan yaptıran, ekrana kafa attırası reklamın objesi ve aynı zamanda gerizekalı şarkısının ilk cümlesi. oeehhhh tüylerim diken diken oldu yine.
esin afsar tarfından 1974 eurovision sarkı yarısması için bestelenen ve finale bile kalamayan bu sarkı tam 32 yıl sonra üne kavusmustur.sarkının begenilmediğini gören sadan yurdatapan "bu sarkı türkiye ye birkac numara buyuk gelir.ancak yıllar sonra begenenler cıkabilir"demiş.
Antalya da yakın geçmişte yapılar WRC de gece saat 2 sularında 1 erli 2 şerli olarak parkura bırakılan üniversite öğrencisi security insanının telsizden tüm WRC ekibine dinletmek suretiyle; tüm security insanının fırça yemesine olanak sağlayan, çok amaçlı kullanılabilen slogan.
iticilikte sınır yoktur dedirten bir reklam ve o reklamın jingle'ı. gelgelelim bu iticiliğine rağmen herkesin diline bir şekilde bu sözün dolanmış olması da gözardı edilmemesi gereken bir gerçektir. öyle ki bu söz hakkında ben buradaki 52. entry'i girmekteyimdir şu anda. ancak sözkonusu olan bir reklamsa reklamın esas amacı da ürünü pazarlamaksa reklamın başarılı olup olmadığının değerlendirmesini yapmak için bu hizmetin ne kadar kişi tarafından satın alındığına bakmak gerekecektir ve bana göre akibeti shubuo'dan farklı olmayacak gibidir.