ezginin günlüğü'nün eksik bir şey mi var şarkısında anlatılan duygudur kanımca.
'eksik bir şey mi var hayatımda?
gözlerim neden sık sık doluyor?
eksik bir şey mi var hayatımda ?
gökyüzü bazen ciğerime doluyor.
eksik bir şey mi var hayatımda?
bak çayım sigaram her şeyim tamam.
kalksam duraktan dolmuş gibi,
arka koltukta unutulmuş gibi
terliklerimle gelsem sana,
sonunda aşkı bulmuş gibi...'
diye gider ki gerçekten bir şeyler vardır ancak bir şeyler eksiktir sanki. siz fark etmeseniz de o garip duygu mevcuttur, bir taraftan dürter sizi ve rahatsız eder eksik tarafları hatırlatmaya çalışarak.siz hatırlamak istemesenizde o hatırlatmak için çabalar, didinir durur. sonunda onun adı 'bir acayip duygu' olur. kısaca tanımsız, tarifsiz bir duygudur.
Nazim Hikmet Ran'in gerceki yalinligiyla anlatan,anlatirken duygulandiran,duygulandirirken bir tiyatro sahnesiymis gibi göz önüne getiren ve insanin icin de 'bir acayip duygu' yaratan siiridir.
«Mürdüm eriği
çiçek açmıştır.
-ilkönce zerdali çiçek açar
mürdüm en sonra -
Sevgilim,
çimenin üzerine
diz üstü oturalım
karşı-be-karşı.
Hava lezzetli ve aydınlık
-fakat iyice ısınmadı daha -
çağlanın kabuğu
yemyeşil tüylüdür
henüz yumuşacık...
Bahtiyarız
yaşayabildiğimiz için.
Herhalde çoktan öldürülmüştük
sen Londra'da olsaydın
ben Tobruk'ta olsaydım, bir ingiliz şilebinde yahut...
Sevgilim,
ellerini koy dizlerine
-bileklerin kalın ve beyaz -
sol avucunu çevir :
gün ışığı avucunun içindedir
kayısı gibi...
Dünkü hava akınında ölenlerin
yüz kadarı beş yaşından aşağı,
yirmi dördü emzikte...
Sevgilim,
nar tanesinin rengine bayılırım
-nar tanesi, nur tanesi -
kavunda ıtrı severim
mayhoşluğu erikte ..........»
.......... yağmurlu bir gün
yemişlerden ve senden uzak
-daha bir tek ağaç bahar açmadı
kar yağması ihtimali bile var -
Bursa cezaevinde
acayip bir duyguya kapılarak
ve kahredici bir öfke içinde
inadıma yazıyorum bunları,
kendime ve sevgili insanlarıma inat.