tıpkı kayısının sorununu çözemeyeceği gibi ablam da referandumun sonucunun kendi sorunlarına ne şekilde çare olacağı hakkında pek bi fikir sahibi değildi. canım ablam 40' ını da geçti, 2 çocuk, onca hastalıkla boğuşuyo hala. ne yapacaktı referandumu aslında. tek sebebi tayyip' ti onun "evet"inin. sordum:
- ee abla bilmiyosun referandum memerandum ne diye evet diyesin?
- bak benim lüzumsuz kardeşim ben anlamam bu siyasetten bilmem neden. ben yatar kalkar dua ederim o adama.
- niye abla?
- işte şu senin büyük yeğenin var ya beyza. hastalanmıştı bi zaman. çocuk 15 gün kaka yapmadı. gittik devlet hastanesine. çocuğu ameliyat edeceklerini söylediler. bağırsakta kakanın ilerlemesini sağlayan hücreler ölmüşmüş! kaç gece uyumadım. ileride kakasını tutamama riski varmış. sonra bi baktılar, "bu çocuğun böbreklerinden biri büyük biri küçük" dediler. bi de o çıktı! o sırada bize devlet özel hastaneye gitme hakkı tanıdı. gösterdik çocuğu, meğerse o yaşta çocuk sütle beslendiği için çok az kaka yaparmış, ne ameliyatı diye isyan etti doktor.
böbrekleri sorduk hemen. hiç bir insanın böbreklerinin boyutları tam olarak aynı olmazmış. sağlam girdi evladım, hasta çıkacaktı. ondan veriyorum ben bu adama oyumu. yoksa ben ne bilirim lüzumsuz!
ben oy verebilseydim hayır diyecektim. ama ablama da tek kelime edemem bu anlattıklarından sonra.
ana fikir: sizin aptal, bidon kafalı dediğiniz insanlar ki çoğu orta anadolulu ve ablam bunlardan biri oluyo, ben onu bilirim, ne kimseye bi zararı dokunmuş, ne de kimsenin malına tenezzül etmiş, kömür almış biri değildir. o dilediği gibi hür iradesiyle kullandı oyunu ve ben büyük bir gönül rahatlığıyla evet dedi diye ona aptal diyen embesillere "ablamın bokunu yiyin" diyorum.
kömür almıştır ablam kömür. ondan evet diyordur ama herkesten saklıyordur. hatta 2 ay sonra onların ilde bir ihaleyide o ablama vercektir hükümet. bu da sebep olabilir.
"o sırada devlet özel hastaneye gitme hakkı tanıdı." nasıl tanıdı? dışarıya milyarlarca dolar borçlanarak. türk devletinin en büyük şirketlerini, yalnızca bir senede getirebildiği kâr kadar para karşılığında yabancılara satarak. ortaya o kadar çok para çıktı ki demek ki, milleti kandırmak için her boka savurabildi o parayı. zaten o para geriye ödenemediği takdirde o ablanın kardeşi de kendini büyük bi savaş ortasında cephede savaş halinde bulacak. "bak benim kardeşim ben anlamam siyasetten bilmem neden. o adama hep dua ederim". işte zaten ülkede anlamayanların fazla olduğunu bildiği için, onları hedef almış bir adam bu.
ana fikir: uyarılması, öğretilmesi gereken ablalardır.
Ne de güzel nedenleri varmış ablamızım. En azından eliyle tutacak, gönlünü rahat ettirecek bir neden. Boşuna boşuna hayır, ya da evet diyen onlarca insanda bir adım önde, çünkü; bir nedeni var. Ona hakaret edenler, o güzel çocuğun b.kunu da yesinler.
Devlet hastanelerinden öyle bir bahsedilmişki, görende bütün yönetimler boyunca "mükemmel" işleyen bu hastanelerin, akp yönetimi zamanında bu hale geldiğini sanır.
güzel ablacığım o gittiğin devlet hastahanenin sorumlusu kim bilmiyorsun galiba recep tayyip erdoğandır.
özellerin de birkaç hastahane harici hepsi insan kasabı olduğunu ve para tuzakları içinde olduklarını bilmeyen ey güzel ey cahil ablacığım.
ablacığım mektubuma son verirken küçüğün bence çok şansı varmış. buraları soracak olursan valla bayağı demokratlaştık. sabah sabah işşsizim ama demokratım olsun bu sabah 250 işyerinden gel bende çalış diye mail aldım. herhalde refarrandumun etkisi asla artık akp karşıtı olmayacağım hatta anayasa mahkemesine başvurup hayır oyumun iptalini bile isteyeceğim.
telefonlarım hiç susmuyor herkes iş için beni çağırıyor allahım sen bugünleri de gösterdin bize sana şükürler olsun.
küçüğümüze bol şanslar türkiye de neden mi şans lazım bu ülkede yaşamak için.
şimdi birincisi bunun için başlık açılmaz. evet deme sebebi olarak genel bi başlık açılır. (hatta aranırsa o tip bir başlık kesin bulunur.) sonra da o başlığa bu entry girilir. ama gençlerimiz de haklı tabi. entry yazmış uzun uzun. dikkat çekmemek olmaz değil mi? neyse efendim konumuza dönelim...
hep tav olmuşumdur böyle olaylara ben. acındırma, duygu sömürüsü ile karşı tarafın ahlakını sorgulama amacıyla yazılır çizilir böyle şeyler ezelden beri. çeşitli örnekleri vardır. adamın biri hırsızlık yapar. sonra yakalanır. meğersem yaptığı hırsızlığı 3 yaşındaki hasta küçük çocuğu için yapmış. her şey onun içinmiş vs... ulan tamam yaptın da bunu hangi amaç için yaptığın, hırsızlık kapsamına girmez mi yine de? girer. bal gibi de hırsızsındır sen artık. gerçi şu amaç için hırsızlık yapmak bile anlaşılır da devlet hastanesinden özel hastaneye gidebildi diye hiç bir partiyle alakası olmayan bir referandum oylamasında direkt olarak partiye oy veren insan anlaşılmaz arkadaş.
ama elden bir şey gelmiyor tabii. abla bu. cahil de olsa sevilir.
özel nedenlerle de olsa ilgili abla için yeterli bir evet sebebidir.
kardeşi de oy kullanamadığını, kullansa hayır diyeceğini belirtmiş ki ana tema olarak da sunduğu, herkesin hayır veya evet deme sebeplerinin farklı olabileceği, kimsenin kimseye verdiği oy için cahil, aptal gibi yakıştırmalarda bulunamayacağı olmuş. tabi anlayabilen bi dimaya bu böyle.
ama bazı ideolojisi, düşünme yetisinin önüne geçmiş, okuduğunu bile anlamaktan acizler ki var böyleleri, tutup milleti ajitasyon yapmakla suçlarken kendilerinin rezil olduklarını fark edememişler bile. mevzu saygı beyler. ben de hayır diyenlerdendim ama milyonlarca kişiye hakaret edenlerden asla olmam.
"evet" çıktıysa o sandıktan, yine, yeniden akp kazandıysa da sizin gibi kendini bi bok zanneden andavallar yüzündendir.
cahillikle suçlayanlar olmuş bu ablayı. bazı varsa ablası, yoksa anası oxford ya da yale bitirmiş arkadaşlar böyle söylemiş. cahilmiş bu kadın! (bkz: ben sana okuyamazsın demedim)
varsın cahil olsun bu abla. haram yememiş, evlatlarının okuması için herşeyi yapan bu kadın cahil olsun. evet ya da hayır dedi diye kimseyi hakir görmemiş biri olması onu, sen okuduğunu zanneden cahilden çok daha öte biri yapar.
çocuğu altına kaçırsaymış bokunu demedikleri kalanlaraysa tepki bile vermemek gerek. umarım çocuklarınızın başına böyle bişey gelmez. bekara karı boşamak kolaydır keza...
edilen hakaretler bişeyi farketmemi sağladı. bu dünya gerçekten kanı canı beş para etmezlerle dolu. gerekten iyi bi insandır o kadın. ve gerçekten bu kadına bile fütursuzca hakare edilebilen bi ortam olmuş bu sözlük. saygıdan bihaber, kendini bi bok sanıp oy veren millete hakaret edip sonra da bi dahaki seçime tekrar hakaret ettiği insanlardan oy isteyecek, alamayacak ve sonra tekrar hakaret edecek sizin gibi embesillerin ne dediğini umursamamak lazım aslında.
sandığa da iyi ki gitmemişim. hayır atacaktım ama hepsi olmasa da belli bi oranda bulunan bu zihniyetle aynı oyu atmadığıma da seviniyorum. bi daha da oy moy kulanmam.
