dalga konusu olmuştum seni bana gösterip bunu da sana ayarlayalım mı dediklerinde olur bana uyar diyince.
gurur meselesi yapıp benden uzun boyunla sarı uzun saçların yeşil gözlerini bana 4.5 seneni verdin.
kendimi ispatlama çabası içinde girdiğim aşkına 4.5 sene yedim..
ağırlaştırılmış müebbet aşk cezasından erken tahliye edildim.
ama inan gençlik zamanlarımın en masum yıllarıymış. hatırladıkça tebessümle anıyorum seni.. mutlu ol.
henüz arkadaştık. gördüğü rüyadan ötürü korktuğunu söylemişti aradığımda ki o rüyayı bugün bile hatırlarım. ben de şu anda bulunduğum balkona çıkıp bir sigara yakıp aklını dağıtmaya çalışmıştım. en az onun hissettiği kadar ben de hissetmiştim korkuyu. onun korkmasına dayanamazdım. korkmamalıydı. sonra uyuyakaldı telefonda konuşurken. tekrar uyuyabilmesi mutlu etmişti beni. bir sigara daha yaktım. bu sefer korkudan değil huzurdan yakmıştım sigaramı. hep bir bahanesi vardı zaten. aynı ayın sonunda sevgili olabilmiştik zaten. uzun uğraşlar sonunda.
---- ----
tarih: 2012 ağustos.
saat: sabaha karşı 6 civarı yine.
1 yılı aşmıştı artık ilişkimiz. fakat büyük bir engel olarak uzaklara gidecek olmamız vardı önümüzde. yine telefonda konuşuyorduk. kaygılıydık ikimiz de. geleceğin neler getireceğinden haberimiz yoktu tabi. şimdi olsa çok daha farklı davranırdım o gün. bunu biliyorum. her neyse daha önceden şehir değiştirdiğim için neler yaşayacağımızı az çok biliyordum. tabi bu durum beni daha fazla huzursuz yapıyordu. ayrıca düşündüğüm şeylerin hemen hepsini yaşadı. o ise daha iyimserdi. içimi ısıtıyordu sözleri. beni tüm kaygılarımdan uzaklaştırıyordu. zaten en iyi yaptığı şeylerden biriydi beni bir şeylere inandırmak.
---- ----
tarih: 2013 ağustos.
belirli bir saat yok.
yaklaşık 2 ay önce ayrıldık. ayrılık nedenine gelirsek; en azından bana göre eskisi gibi olmamasıydı. o bunu genelde olduğu gibi kabul etmiyordu. uğraştık, didindik fakat başaramadık. sonuçta ayrıldık. tabi kötü gidiyordu her şey bu süreçte. hayatının aşkı diyebileceğin hatta dediğin kişi ellerinden uçup gitmişti. bu dönemde her gün içmeye başladım. birkaç kız girmeye çalıştı hayatıma bu sürede. çevremdekilerin ulan ayrıldınız takıl işte ne olacak demelerine rağmen ben kimseyi istemiyordum tabi. sanki o hala hayatımdaymış gibi yaşamaya devam ettim. birlikteyken nasıl her günümü ona anlatıyorsan bu süre içinde de her günümü kafamda, hayalimde ona anlatıyordum. hoş pek bir bok yaptığım da yoktu. her neyse son mesajında ise bana bayağı hakaret etti. suçsuz olmama rağmen hem de. sonra daha da cevap vermedi.
birkaç gün önce bir arkadaşım artık eski olan sevgilimi benimle sevgili olmadan önce hoşlandığını bildiğim biriyle görmüş. önce karşılarına gitmeyi düşündüm. sonra ulan siktir et deyip her zaman ki gibi içtim. aynı gün başka kötü haberler de aldım. ulan cidden ne boktan gündü be.
not: işbu entry sabaha karşı 6 civarında yazılmıştır yine.
Önce her şey güzel başlar, beraber vakit geçirirsin, gülersin, gezer tozarsın, sevişirsin. Buraya kadar her şey güzel. Sonra aşık olursun, takılmadığın huylarına takılır, yaptığı hatalara dikkat eder, mükemmel olmasını beklersin, zamanla yanlışlarını görürsün, ayrılamazsın çünkü siktimin aşkı yapışmıştır yakana, sonra paranoyaklık başlar, daha kıskanç, daha sahiplenir, daha özenir olursuni tabi alıştığın için de daha odun. Sonra bir gün bir bakmışsın kuş uçup gitmiş...
Sonra acı üstüne acı, kısaca boşa yaşanmışlık!
