her şehrin bir ruhu vardır. kendinizle bütünleşirir, gözünüzde büyütürsünüz ama bilinmeli ki bir şehire o ruhu veren, şehri anlamlandıran insanlardır. ben hiç bir zaman bir şehri denizi için sevemem, çınarı için de. bir şehirde benimle beraber, denize karşı, günbatımı izleyecek dostum olmalı mesela ya da çınarın altında bir bardak çay içebileceğim sevgilim. öbür türlüsü taşlara sevdalanmaktır, onu da ben beceremem.
işin özeti ; dostla dağ başında içilen çayı, istanbulda bir başıma rakı sofrasına tercih ederim.