bir şehre kar yağarken ve el cepte yürürken yarım bir cümle düşer akla bir şehre kar yağarken diye. bir şehre kar yağarken güzellikten en nasipsiz şehir bile güzelleşir. belki gelinliğin beyaz oluşu bundandır.bir şehre kar yağarken akla kefen gelir, kapanır yollar ölümle kapandığı gibi yolların. bir şehre kar yağarken saçların tel tel ağarışının tasviridir. bir şehre kar yağarken burna karın kokusu gelir. br şehre kar yağarken müstakbel bir güftenin ik dizesidir.
gölgesizliğine aşık olurum ağaçların,
gülümsemek gelir içimden kar tanelerine
beyazlığında ağlayasım gelir bu mavi akşamların,
düşmek gelir içimden ayazın ellerine.
sokaktakileri düşünürüm ben ister istemez
onların yaşadıklarını ve bu sogukta nasıl yaşayacaklarını
hiç sevinmem kar yagarken veya eski aşklarım aklıma gelmez belki
o kardan adam yapışlarım, küçükken kartopu oynayışlarım
hüzünlenirim birazda belki de ama küçüklügüme değil.
o sokaktaki küçüklügünde mutlu ama büyüdügünde tek kalmış insanlara.
çok tripkolik hissediyo insan kendini. edebiyat dersinde işlediğim şiirler falan geliyo aklıma;
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
Eşini gaib eyleyen bir kuş
Gibi kar,
Geçen eyyâm-ı nevbaharı arar...
falan filan işte, duygusala bağlamak için idealdir ama kar yağışı, ki insanlar yağmur yağdığında bile ağlayacak kadar duygusallaşırken kar daha da bi damara bağlatır, özellikle istanbul gibi bir yerde yaşıyorsanız kalabalığın içinde kimsenin kimseyle ilgilenmediği tek zaman dilimidir.
onu düşünürüm istisnasız.
isyan edesim gelir yine.
ama yapamam.
burkulur içim.
bakamam karın yağışına.
bakarsam o gelir yine aklıma.
nasıl karların içinde onu bıraktığım.
dün gece aşık olasım geldi
hafif yağan kar altında dolaşırken ,
ilk defa kışı bu kadar tebessümle karşıladım bu şehirde
kış elveda demek için beyaz örtü çekerken..
(the same)
bir sehre kar yagarken bazilari adimlarini hizlandirir eve varma telasi icinde. bazilari ise karin tadini cikarir sevdiceginin eli elinde. bazilari üsür eski bir karton kutunun parcalanmis bedeni üstünde. köpekler bile kistirip kuyruklarini cekilirler bir köseye.
saclar agarmaya baslar, burunlar kizarir hafiften, sevgililer birbirine daha bir sokulur, siz yalnizliginiza gömülürken.. bir yaz cocugu olsaniz bile kar taneleri ayirmaz sizi digerlerinden, öper dudaginizdan belli etmeden.
kar herseyi örter. bütün cirkinlikler kaybolur. geriye kalan sadece beyaz bir yalnizlik, sonsuz bir huzurdur..
not: bi de ayilar kis uykusuna yatar. adkjfsjsjs.. herkes duygusala baglayinca ben de duramadim.
ankara'ya
öyle yakışırdı ki kar..
asfaltlar ışıldar,
buz tutardı resmi yalanlar...
kimse keman çalmaz belki ama
çok keman çalınsın balolarında
diye yapılmış
gri
sisli
binalar...
.......
ankara'ya
öyle yakışırdı ki kar...
asfaltlar ışıldar...
yalanlar...
insanın yüzüne geçmişinin acıları çarpar.
bana öyle olur hep.
her kar tanesi geçmişe dair bir sızı gibidir.
onları tekrar hissettikçe içimin karaları akar.
arınırım.
tıpkı kar tanelerinin dünyayı daha temiz göstermesi gibi.
karlar eridikçe acılarımda içime akar tekrar.