bir ırkçının kafatasına yazdığı açık ve hazin mektuptur.
sevgili kafatası,
biliyorum için boş ama ne yapayım götüm bunları yazmamı söylüyor. hani hatırlar mısın seni ilk ölçtüğüm günkü heyecanımı, işte o heyecanım ölçümden sonra kayboldu. ulan pezevenk safkan değilmişim, melezmişim. nerdeyse önüne gelen kerkmiş ataları. a.q. senin. ama sen dur seni istediğim şekle sokacak formülü bulurum ben.
ben bugün sözlüğe giriyore ben. hele urada ben kürtçülük yapiyore ben. adımı da gene mi pilav olarak yaziyore. ilgi çekmek için bir sürü entry giriyore. ama olmuyore heval. kimse beni ziklemiyore. ben yine zike zike bu boyreğin altında yaşıyore. yüz yıllardır devlet kuramiyore. neden böyle oluyore heval? sözlükte türkler hep holkimi eziyore, bana sürekli ayar veriyore. bunun tek sebebinin kafatasi olduğuna inaniyore ben. neyse kafatasi, sen biliyore ben provakasyondan başka bir şey yapamiyore, o yüzden gidiyore entry giriyore. kendimi tatmin ediyore. her ne koder senden utansem de yine de sana çok spas ediyore.
kürtleri sevmiyorum demek ile hakaret etmek aynı anlamı taşıyormuş. sevmeyince faşist oluyormuşum, hakaret etmediğim halde.
kafatasının cevabı;
kafan mı var senin kafatasın olsun aklını siktiğim. her defasında götün sıkıştığında yanıma gelme bir siktir git huzur ver be adam*.
edit: demek ki her hakareti edip bir insana ''kürtleri sevmiyorum'' dediğinde faşist falan dememek yanlışmış. bari bu dille anlıyorsunuz, böyle anlattık. bu ülkeyi halklar oluşturur. sen hakaretler edip durursan, biri sadece ''sevmiyorum'' derse yüklenmek komik olur.
beni kandırdın, senin ben taa aq, ulan hani ben ari ydim, ulan hani faşizm kötüydü, hani ermeni sorunu yoktu, hani kart kurttu, hani ben türktüm, senin ben...